Korkmayın! Yalnız değilsiniz. 40 yaşını geçmiş olup da hala veya yeniden aşk arayan kişilerin sayısı gün geçtikçe artıyor. İş, güç, kariyer peşinde koşarken aşkı ihmal edenler, yürümeyen evliliklerini bitirenler veya doğru insanı bulamayıp yalnız kalanlar, eski jenerasyonlar gibi “40’ından sonra azanı teneşir paklar” diyerek evlerinde saklanmıyorlar artık.
Batı ülkelerinde çok daha sık rastlanan, yetişkinlere çöpçatanlık yapmaya yönelik internet siteleri, organizasyonlar, toplantılar yavaş yavaş ülkemizde de yaygınlaşmaya ve kabul görmeye başladı. Hayatın uzamasıyla, sosyal hayatın, kültürün değişmesiyle ikinci, üçüncü evlilikler artık daha doğal karşılanıyor. Aşkın, seksin, flört etmenin, sevgiliyle mum ışığında bir akşam yemeğinin sadece gençlere ait ihtiyaçlar olmadığını bilen 40’lı, 50’li ve 60’lı yaşlardaki birçok bekar, yeni insanlarla tanışmanın, aşık olmanın ve mutlu bir beraberlik kurmanın yollarını aramaya devam ediyorlar. Bir de “Beraberlik içindeyken, yeniden aşık olmak istiyorum” diyerek aşkı başka kişilerde arayanlar var. Bu diğer grup da çoğunlukla eşlerinden veya sevgililerinden bekledikleri sevgiyi, ilgiyi veya heyecanı bulamayanlar, aşkı özleyenler. Kaç yaşında olursa olsun, bir yandan mutsuz beraberliklerini bitiremeyip bir yandan da başka aşklar yaşamak uğruna her şeyi göze alanlar…
Aşkı kucaklamadan önce iç yolculuk yapmalı
Aşkın ortaya çıkışı, gidişatı ve bitişi, aşk ve sevgi arasındaki benzerlikler, farklılıklar bilim insanları tarafından yıllardır araştırılan bir konu. Kimi aşkın spontane yaşandığını savunurken, kimi de zamanla derinleştiğinden bahseder. Derin aşkın ise bir gün içinde bile nefrete dönüşebilmesi mümkündür.
Bilinen bir gerçek var ki, kendi ile barışık kişiler daha uzun ve dengeli ilişkiler kurabilirler, daha iyi sevgili olurlar. Öyleyse, işe önce kendinizden başlamalı ve bir iç yolculuğa çıkmalısınız. Aşka karşı tutumunuzu iyice değerlendirmeli, kendinizi iyi tanımalı ve kendinize karşı dürüst olmalısınız. Bu yolculuk 40 yaşından sonra daha kolay olur. Kişilik artık oturmuş, hayatla ilgili seçimlerin çoğu yapılmıştır. Doğrular ve yanlışlarla ilgili değerler daha belirgindir, daha kalıcıdır. İç yolculuğa, aşkı aramadaki sebeplerinizden başlayın.
Niçin yeni bir aşk arıyorsunuz?
İşinizden, hayatınızdan, arkadaşlarınızdan memnun musunuz? Yoksa etrafınızda fazla insan yok da yalnız kalmaya tahammülünüz olmadığı için mi bir ilişki peşindesiniz? Evliliğinizde aşk kalmadığından mı yakınıyorsunuz? Hayatınız çok mu sıkıcı, sizi eğlendirecek, tatmin edecek uğraşlarınız var mı? Kendinizi aşık değilken de seviyor musunuz, beğeniyor musunuz? Yoksa sadece size birileri ilgi gösterince mi iyi hissediyorsunuz kendinizi?
İnanç sisteminizden devam edelim yolculuğa. 40 yaşından sonra aşık olan kişileri küçümsüyor musunuz, yoksa onları takdir mi ediyorsunuz? Ayıplanmaktan korkuyor musunuz? İnsanlara yaklaşamama veya ilişki kuramama gibi endişeleriniz var mı? Karşı cinse karşı "Beni yine aldatır", "Çocuklarıma kötü davranır" gibi önyargılarınız var mı?
Gelelim hissettiğiniz baskılara. Yeni bir ilişkiye girerseniz çocuklarınıza, ailenize, anne-babanıza karşı vicdan veya sorumluluk hisleri üstünüzde baskı yaratacak mı? Onlarla ihtiyaçlarınız konusunda iletişim kurabiliyor musunuz? Yeni ilişkinizi destekliyorlar mı? İç yolculuk devam ediyor. Daha önceki ilişkilerinizden aldığınız duygusal yaralarınızı tedavi ettiniz mi? Eski eşinizi veya sevgilinizi hala özlüyor musunuz, ondan nefret mi ediyorsunuz? Yaşadıklarınızı unuttunuz mu? Yoksa yine hata yapmaktan mı korkuyorsunuz?
Yukarıdaki sorulara bir göz atın. Kendinizi iyi tanır; neyi, niye istediğinizi saptar; isteklerinizi, ihtiyaçlarınızı belirlerseniz yeni ilişkinizi çok daha sağlam temellere oturtabilirsiniz.
Aşka yelken açarken dikkat edilecek konular
Sonunda aşık oldunuz ve bu ilişkinin uzun sürmesini istiyorsunuz. İç yolculuğunuzu tamamladıysanız bir de aşağıdaki noktalara göz atın.
1. Daha önceki ilişkiniz ile ilgili mümkün olduğunca az konuşun. Boşanmış olduğunuzu veya ayrılık yaşamış olduğunuzu kısaca anlatabilirsiniz ama daha önce yaşadığınız hayal kırıklıklarını veya kızgınlıkları anlatmak yeni ilişkiye bir yarar sağlamaz. Eski ilişkiye ait negatif duyguları yeni sevgilinizin onarmasını beklemeyin, eğer bu duygularla başa çıkamadığınızı hissediyorsanız bir psikoloğa gitmeniz yerinde olacaktır.
2. Çocuklarınızı yeni sevgilinize tanıştırmakta acele etmeyin. Çocuklarınız hayatınızda birisi olduğunu bilmelidir, onlardan bunu saklamak doğru değildir. Bu onların tekrar başkalarıyla beraber olduğunuz fikrine alışmalarını sağlar. Diğer yandan çocuklarla yeni sevgiliyi tanıştırmak stresli bir süreçtir. Birbirleriyle geçinemeyebilir, beğenmeyebilirler veya çok bağlanabilirler. Bu nedenle ilişkiniz sizin için ciddi değilse hiç tanıştırmamak da fayda vardır.
3. Uzun süre yalnız yaşayanlar için yeni birisiyle tanışmak birçok duyguları beraberinde getirir. Heyecan, korku, endişe, umut hissedebilirsiniz. Duygular bu kadar yoğunken insanın sağlıklı karar vermesi güçleşir. Bu nedenle kurallarınızı önceden belirleyin ve istemediğiniz, sonradan pişman olacağınız adımlar atmaktan kaçının.
4. Seçimlerinizde çok kısıtlayıcı olmayın. Başkalarının size uygun olduğunu düşündükleri, tanıştırmak istedikleri kişilere şans verin. İlk bakışta aşkı yaşamasanız da, sizi mutlu edecek dostluklar kurabilirsiniz. Ayrıca, hem sosyal çevreniz artar hem de ikili ilişkiler konusunda becerilerinizi geliştirirsiniz.
5. Cinsel konularda kendinize açık olun. Hazır hissetmiyorsanız kendinizi zorlamayın. İsteklerinizi, korkularınızı yeni sevgilinizle paylaşın. Gençlere verdiğiniz öğütleri unutmayın, yaşınız kaç olursa olsun korunmadan cinsel ilişkiye girmeyin.
6. Yalnızlık korkusuyla veya özgüven eksikliği nedeniyle standartlarınızı düşürmeyin. Yaşınız ilerlediği için veya biraz kilo aldığınız için panik yaparak hiç beğenmediğiniz kişilerle flört etmeye razı olmayın. Bu, kendinize saygınızın azalmasına ve cesaretinizin kırılmasına neden olur.
40 yaşından sonra aşkın avantajları
Kabul etmek gerekir ki yeni insanlarla tanışmak, yeni ilişkiler kurmak öyle sanıldığı kadar kolay değil. "Gençler bile aradıkları aşkı bulamazken ben nasıl bulabilirim?" diye düşünüyor olabilirsiniz. Ama gençlerle kendinizi kıyaslarken yaşınızın avantajlarını da unutmayın. 40'lı yaşlardan sonra çoğu kişinin artık oturmuş bir kariyeri, bir işi vardır. Gençlik yıllarında yaşanan iş bulma, meslek seçme veya kariyerde yükselmek için çok çalışma nedeniyle ortaya çıkan stresler geride kalmıştır. Mesleğini eline almış, kariyerinde belli bir noktaya ulaşmış kişiler bu nedenle birbirlerine daha çok vakit ayırabilirler.
40 yaşını aşan çoğu kişinin, gençlerle kıyaslandığında, ekonomik gücü daha fazladır. Gençlikte yaşanan parasızlık bu yaşlarda hayatı etkilemez, dolayısıyla seçimler daha özgür yapılır. Yetişkinler eğlenceye daha fazla para harcayabilir, seyahatlere çıkılabilir, birbirlerine hediyeler alabilir ve beraber daha fazla aktivitelere katılabilirler.
40’lı yaşlardan sonra, eğer hala anne kuzusu değilseniz, flört edeceğiniz kişiler için anne-babanızın onayını almanız gerekmez. Onları mutlu etmek uğruna veya inat uğruna yanlış seçimlere yönelmez veya sevmediğiniz kişiyle evlenmeye zorlanmazsınız.
40’lı yaşlardan sonra hamile kalma şansınız iyice azalır. Bu durum hem erkek hem de kadın için çocuk sahibi olmak ile ilgili tüm endişeleri, gerginlikleri ortadan kaldırır.
40'lı yaşların getirdiği olgunlukla hayattan ve ilişkiden ne istediğinizi daha iyi bilirsiniz. Genç yaşlarda ilişkiler çoğunlukla evlilik ve aile kurmaya odaklanmıştır. Programlanmış yaşamların içinde yuva kurma telaşı, eşini seçme telaşı vardır. Oysa ileri yaşlarda ilişkiler başka bir anlam kazanır, aşkın yanında, dostluk, paylaşım öne çıkar. Hayatın daha telaşsız yolculukları yapılır.
40 yaşından sonra sekse ulaşmak da daha kolaydır. Çoğunlukla anne ve babalarıyla yaşayan gençler için seks neredeyse imkansızdır. Ya evlilik öncesi sekse karşı olan negatif tutumdan ya da mekan yoksunluğundan, aşık gençler için seks bir ütopyadır.
Basakdemiriz.com