Çağın hastalığı depresyonun, cinsel hayata verdiği olumsuz etkiyi anlatan Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, depresyona girmiş erkeklerde başta cinsel isteksizlik, erken boşalma ve sertleşme sorunları görülürken, kadınlarda ise daha çok cinsel isteksizlik gözlendiğini söylüyor; “Çünkü cinselliğin; cinsel istek, uyarılma ve orgazm olmak üzere üç aşaması vardır. Depresyonda başta cinsel istek libido azalır. Buna bağlı olarak uyarılma ve orgazm sorunları da ortaya çıkabilir. Hatta birleşme olsa bile depresyonda ki kişi bundan zevk ve tad almaz. Ancak tüm bu sorunlar depresyonun tedavi edilmesiyle birlikte kendiliğinden düzelmektedir.”
Depresyon cinsel sorunlara yol açabilirken, cinsel sorunlar da mevcut depresyonu ağırlaştırabilir.
Cinsel sorunların depresyona yol açtığını bilmeyen hastaların, genellikle bu sorunların kendi yetersizliklerinden kaynaklandığını düşündüğünü açıklayan Yavuz, bu durumun da mevcut tabloyu ağırlaştırarak, kişileri umutsuzluk ve karamsarlığa sürüklediğini, daha önce var olmayan cinsel sorunlara yol açabildiğini belirtiyor. Hasta cinsel hayatının tamamen sona erdiğini düşünerek, depresyonunu daha ağır yaşamaya başlar. Bu durumda yine başarılı olamazsam düşüncesiyle performans anksiyetesine kapılan hastada, depresyon tedavi edilse bile cinsel işlev bozukluğu kalıcı olabilir.
Yavuz, “Her fert ve her vaka birbirinden farklıdır, fakat eşlerden biri depresyonda ise, tüm aile bundan etkilenir. Bu durumda diğer eşin sabırlı ve anlayışlı olması, eşine yardım etmesi ve ona her konuda cesaret vermesi beklenir. Depresyonda olan kişinin duygusal olarak aileden kopması sebebiyle, bu bazen güç olabilir” diyor.
Evlilik sürecinde yaşanan yorgunluk ve gerilim cinsellikte olumsuz etkilere sebep olabilir.
Mehmet Yavuz, bazı evliliklerin ilk günlerinde, erkeklerde sertleşme sorunu nedeniyle ilişkinin gerçekleşemediğini söylüyor. Evlilik sürecinde yaşanan yorgunluk, gerilim veya ilk gecede yaşanan heyecan nedeniyle ortaya çıkan bu durum karşısında bazen panik yaşanabilir. Böyle durumlarda erkeğin eşine karşı duyduğu mahcubiyet, olayı daha da ağırlaştırabilir. Bu geçici iktidarsızlık olayı, genellikle bir süre sonra düzelmektedir. Daha uzun süren vakalarda ilaç desteği gerekli olabilir. Böyle bir olay karşısında yeni evlenmiş bayanın sabırlı ve eşini destekleyici pozisyonda olması düzelmeyi hızlandırır. Kırsal kesimde daha sık karşılaşılan bu durumu büyü ile “erkekliğin bağlanması’’ gibi değerlendirenlere de rastlanmaktadır. Böyle yörelerde kişilerin, doktora götürülmeden geleneksel telkin yöntemleri ile iyileştirilmeye çalışıldığını üzüntüyle görmekteyiz.
Antidepresanlar cinsel gücü etkiliyor.
Depresyonda zaten var olan cinsel sorunların antidepresanlarla tedavi sırasında daha da artabildiğini ve depresyon ilaçlarının cinsel fonksiyon bozukluğuna yol açtığını ifade eden Yavuz; “Bugün depresyon tedavisinde kullandığımız ilaçların çoğu, cinsel sorunlara yol açmaktadır. Bu yan etkilerin başlıcaları; sertleşmede azalma, istekte azalma ve orgazm yoğunluğunda düşmedir. Bu durumda kişiler, depresyonun tedavisi ve cinsellik ikilemi arasında sıkışıp kalabilirler. Depresyon hastalarının birçoğu kullandığı ilaçların cinsel güçlerini bozduğunu görünce tedaviyi bırakmakta ve tedavi yarım kalmaktadır. Antidepresan ilaçlar nedeni ile cinsel sorun yaşayan kişilere yan etkisi olmayan ve en az ilaçlar kadar etkili olan TMS tedavisini uyguluyoruz” diyor.