Tecavüzün ruhsal ve bedensel yapıda yaptığı travma çok ağırdır ve telafisi imkansız hasarlar verebilir. Cinsel tacize veya tecavüze uğrayan kişilerde; utanma, aşağılanma, korku, inkâr etme, reddetme, içe kapanma, güvensizlik, inançsızlık, umutsuz ve çaresiz hissetme, bunalma, daralma, sıkılma ve kontrolü kaybetme korkusu gibi sıkıntılar görülebilir.
Ayrıca tecavüze uğrayan kadınlarda toplum tarafından kendilerinin de suçları, tecavüz olgusuna katkıları varmış gibi düşünüleceğinden ötürü utanma çok yoğun bir şekilde yaşanıyor. Bu nedenle cinsel tacize veya tecavüze uğrayan bir kişi, en kısa zamanda çevresinde güvendiği kişileri bu durumdan haberdar etmeli, yardım istemeli ve yaşadığı olayı gizlemektense açığa çıkarmalıdır.
Öncelikle kişi toparlanmak için kendisine zaman tanımalı, çekinmemeli, utanmamalı, hayatına sahip çıkmalı ve aile yakınları da yaşanacak duygusal patlamaları doğal kabul etmelidir. Ancak her ne olursa olsun profesyonel bir yardım için de bir uzmana başvurulmalıdır. Çünkü tecavüze uğrayan kadın psikolojik tedavi görse bile, tüm yaşamı boyunca erkeklerle kuracağı cinsel ve diğer ilişkilerde çok zorlanabilir.” dedi.
Her kesimden kadın tecavüze uğrayabiliyor
Tecavüzün bir suç olduğuna ve hiç kimsenin böyle bir suçun kurbanı olmak istemeyeceğine dikkat çeken CİSED Genel Başkan Yardımcısı Psk. Gülüm Bacanak; “Toplumumuzda, özgür yaşayan, modern giyimli, gece tek başına sokağa çıkan, bara giden kadınların, tecavüze uğrama olasılığının daha yüksek görüleceği gibi çok yanlış bir algı var. Ancak yapılan araştırmalara göre, tecavüze ya da saldırıya uğrayan kadınların yaşları, eğitimleri ve giyim tarzları çeşitlilik gösteriyor. Yani, Fatmagülün Suçu Ne adlı TV dizisinde olduğu gibi her kesimden kadın tecavüze uğrayabiliyor.” dedi.
Fatmagül'ün suçu yok, cinsel eğitim vermeyenlerin suçu var
Tecavüze uğrayan kadınların kimseye güvenmediğini söyleyen CİSED Genel Sekreteri Psk. Dan. Fatma Ayrık; “Fatmagülün suçu yok, cinsel eğitim vermeyenlerin suçu var. Çünkü ülkemizde erkeklerin %70’inde kadınların %80’ninde cinsel sorun yaşanmasına rağmen cinsel eğitim verilememektedir. Cinsel suçlar ayıp, yasak ve günah kisvesi altında hasıraltı edilmeye çalışılmaktadır. Bu nedenle çaresiz ve umutsuz tecavüz mağdurları dışlanacaklarını, aşağılanacaklarını, suçlanacaklarını ve hatta yargılanacaklarını düşünüyorlar. Tecavüzü ortaya çıkartıp, saldırganın cezalandırılmasını istediklerinde kendilerinin daha büyük bir baskıya maruz kalacağından korkuyorlar. İşte bu çelişkilerin bir an önce giderilmeli, cinsel sorunlar ve cinsel suçların var olduğu acilen kabul edilmeli ve başta anaokulundan başlamak üzere cinsel eğitimin verilmesi de dâhil gerekli çalışmalar ivedilikle başlatılmalıdır.” dedi.