Özgürlüklerinin sona ereceğini düşünürler. ‘Bekarlık sultanlıktır’. Elbet bir evlilik söz konusuysa özgürlükler ufacık da olsa kısıtlanır. Ama bu özgürlüğü dozunda yaşamak ve yaşatmak ilişkiyi yaşayan kişilerin elindedir. Artık erkek kendisini düşünürken partnerini de düşünmek durumundadır. Bir karar alınacağında sadece kendi fikri değil, iki kişinin ortak fikri söz konusudur. Kimi erkek bunu kabullenir, kimisi ise bu durumdan korkar.
Özel alanlarını kaybetmekten korkarlar. Birçok erkeğin evlenmeden önce kendine özel bir cumhuriyeti vardır. Örneğin evini kadınsı süslerden uzak tutmuş ve televizyon bölümünü maç keyfine göre düzenlemişlerdir. Onlar için bir kadınla aynı ev paylaşmak demek, evin dekorundan televizyon kanalına kadar bütün cumhuriyetin alt üst olması demektir. Yine her zaman olduğu gibi birlikteliklerde kişisel özel alanları korumak iki tarafın elinde.
Bu tip konularda henüz olgun hissetmiyor olabiliyorlar. Her insan farklı yaşta olgunlaşır. Kimi insan 30’lu yaşlara gelmeden evlilik gibi konulara sıcak bakarken, kimisi bu duruma 40’lı yaşlarda alışabiliyor. Bu nedenle olgunluk da erkeklerin ciddi birliktelik, evlilik, bağlanma gibi konularda yaşadığı korkunun temelinde yatabiliyor.
Bürokratik işlemlerle uğraşmak istemezler. Evlilik demek bir sürü kurum, bir sürü imza demek. Dolayısıyla evlilik, erkeklerin gözünde iyice büyüyen bir eyleme dönüşür. Bu gibi bürokratik işlemlerin yapılacağını düşünmek birçok erkeği evlilikten soğutuyor.
Eski tatsız tecrübeler yenisi konusunda endişe yaşatır. Mutlaka hepimizin kötü bir ilişki tecrübesi olmuştur. Her ne kadar sizi etkilemediğini düşünseniz de kötü tecrübenizin mutlaka daha sonraki ilişkilerinizin oluşumunda endişe yaratan bir etkisi olur. Bu tecrübe aldatılma, terk edilme, dolandırılma, vb her şey olabilir. Halbuki bu endişeyi yaşamak yerine ders almak, daha sonra yaşanan ilişkinin daha sağlıklı olmasına yardımcı olur.