Gözlerinin derinliklerine bak, derinden bak, orada hareketsiz kalanı uyandır, dirilt. Utangaç olana cesaret ver, orada ne beklediğini fark et. Gözlerinin derinliklerine bak, orada babalarını, dedelerini gör, uzak yerlerde, çok eski zamanlarda savaşa ve şiddete karışmış atalarını gör. Acılarına, mücadelelerine, maruz kaldığı işkencelere bir zamanlar. Ve bırak hepsi gitsin…
Onun atalarından gelen yükü hisset. Sana sığındığında kendini nasıl güvende hissedeceğini bil. Onun öfkesine ayna olma. Çünkü senin bir rahmin var, eski yaraları iyileştiren, derin ve tatlı bir kapı…
Eğer dünyayı değiştirmek istiyorsan, bir erkeği sev, gerçekten sev...
Karşısında kırılganlığın, nefesinde kadınlığınla bütün ihtişamıyla otur. Bir çocuğun masumiyetinde, ölümün derinliklerinde, açan bir çağrı olsun, onun erkeklik gücünü kabul et.Geri gidip, kaçacaktır. Ailendeki bütün kadınları etrafına topla, onların bilgeliğinden nasiplen. Onların fısıltıyla anlattıklarını dinle, korkmuş genç kız kalbini sakinleştir. Onlar seni sakinleştirecek ve sabırla onun dönüşünü beklemeni kolaylaştıracaklardır… Git kapısında otur ve hatırlatma şarkısı söyle, belki bir kez daha dinginleşecektir. Onu küçük bir çocuk gibi hilelerle, baştan çıkarma oyunlarıyla kandırma. Bunlar sadece onu ayartıp yok oluş ağına sürükler. Kaosun ve nefretin mekanı olan bu yer ataları tarafından yapılan bütün savaşlardan daha korkunçtur.
Bu dişil enerji değildir, öç almadır. Bu eğilip bükülmüş çizgilerin zehridir. Asırlarca sömürülmüş olan, tecavüz edilen dünyanın zehri. Bu kadınlara bir güç vermez. Bu erkeği hadım eden bir hale dönüştürür. Bu hepimizi öldürür. Annesi onu ister öpüp kucaklamış olsun, ister olmasın. Ona gerçek anneyi şimdi göster. Sarıl ona, nezaketine ve derinliklerine götür. Dünyanın merkezine…
Onu yaraları için cezalandırma, senin ihtiyaçlarını ve kriterlerini karşılamadağı için, onun için tatlı ırmaklar gibi ağla. Gözyaşlarını döktüğünde onu eve getir.
Eğer dünyayı değiştirmek istiyorsan, bir erkeği sev, gerçekten sev...
Onu çıplak ve özgür olabileceği kadar sev. Onu doğum ve ölümün döngüsüne bedenini açabilecek kadar sev. Ve bu fırsat için ona teşekkür et. Birlikte öfkeli rüzgarlarda ve dingin ormanlarda dans ettiğinizde. Kırılabilecek kadar cesur ol, izin ver, varlığının yumuşak baş döndürücü yanlarını keşfetsin. Bilsin ki seni kucaklaşıp sarabilir, koruyabilir. Kollarına at kendini, seni tutacağından emin ol, Bundan önce binlerce kez düşmüş olsan bile. Ona teslim olarak ona teslimiyeti öğret.
Onu gerçekten sev...
Destekle onu, besle onu, ona izin ver, onu duy, kucakla, iyileştir. Bunun karşılığında sen de beslenecek, desteklenecek ve korunacaksın. Güçlü kollar, net düşünceler, odaklanmış oklar tarafından. Çünkü eğer izin verirsen, o düşündeki adam olur.
Yazan: Lauren Wilce