"Komşular Kurban Bayramı'nda koyunun t....ını bizim eve getiriyorlar altına işeyene iyi gelir diye. Allah'tan mahallede bu konuda sabıkası olan bir tek ben değilim. Sidikliler Kurtuluş Örgütü olarak gerçekleştirdiğimiz psikolojik harp neticesine hiçbirimiz sidikli lakabıyla anılmıyoruz. Sünnet çağı geliyor sonra.
Erkek olacakmışız, öyle diyorlar. Anlamıyorum vaziyeti, "Ulan pipimiz var işte yetmiyor mu erkek olmaya diye düşünüyorum." Yok yetmezmiş ucundan azıcık kestirmek lazımmış. "Nihayetinde bir gece rüyalandım hemen banyoya gidip toparlandım. Babamın tıraş bıçağıyla suratımdaki tüyleri kestim."
Yazısında ilk aşkından da söz eden İşler, şunları kaleme aldı: "Gözlerimi yavaşça açıp cehenneme ilk adımımı attım. 'Senden bi şey istemiyorum artık biliyorsun işte.' Bana sarıldı, defterimi geri verdi ve unutamadığım cümleyi söyledi: "Gurur duydum Nejat. Arkadaş kalalım n'olur"... Ve kalktı, uzaklaştı... Geçen sene Cihangir'de bir kafede dostlarla otururken arkamdan seslendi.
"Ooo Nejat Bey buradaymış bizi tanımaz şimdi." Kocasıyla tanıştırdı. Çocukları varmış. Üst kata çıkmak için merdivenlere doğru hamle yaptığında bir an durdu ve dönüp şöyle dedi. "Senin başarılarını duyunca gurur duyuyorum arkadaşım." Gülümsedim belli belirsiz "Hala mı?" diye sordum. Ya anlamadı ya da anlamazlıktan geldi. 26 yıl evvel O'na aşıkken boyum 1.80, kilom 70'ti. Hala öyle..."
"İnsan olmak erkek olmaktan daha kıyak"
İşler yazısını şu sözlerle tamamladı: "Tıp, gece işemelerinin çaresini buldu. Erkek çocukları doğumhanede sünnet ediliyor. Kızlı-erkekli eğitim yanlış uygulanan bir sistemmiş, büyüklerimiz öyle diyor. 3'üncü sayfa haberleri aşıkların kendilerini, birbirlerini öldürme haberleriyle dolu. Okul hayatımın bende en çok iz bırakan öğretmeni, bana 'insan' olmanın 'erkek' olmaktan daha zor ama daha kıyak olduğunu söyledi. Kabul ettim ben de, ki bu da yeni öğrendiğim bir şey..."