Danışan: Nişanlımla çok büyük kavga ettik. Öyle kızgınım ki suratını bile görmek istemiyorum. Belki de birbirimiz için hiç uygun değiliz. Aslında biribirimizi seviyoruz ama olmuyor, anlaşamıyoruz. Off kafam çok karışık. Ne olur siz söyleyin ne yapmalıyım?
Dr. Başak: Ne yapmanız gerektiğini sizden başkası bilemez. Çok kızgın olduğunuz için aklınız karışmış olabilir. Düşüncelerinizi ve duygularınızı gözden geçirirsek belki aklınızın karışıklığını da çözebiliriz. Önce duygularınızı anlayabilmek için kavganız hakkında biraz konuşalım.
Danışan: Çok basit bir konu yüzünden başlayan tartışmamız anlamsızca büyüdü. Şimdi size anlatmaya bile utanıyorum doğrusu. Cumartesi gecesi arkadaşlarla yemeğe gidecektik. Ben hazırlandım ve onu beklemeye başladım. O sırada bir arkadaşım telefon etti, bir sorunu vardı onu anlattı bana, bir türlü kapatmak bilmedi. Nişanlım da bu arada hazırlanmış benim telefonumun bitmesini bekliyormuş ama ben farketmemişim. Yani sonuç olarak ben onu beklerken bu sefer o beni beklemeye başlamış ve kim kimi daha fazla bekledi diye tartışırken olay büyüdü. Olayı yanlış algıladığını anlatmak için konuşmaya çalıştım ama beni dinlemedi, televizyonu açtı, karşısına oturdu ve “Ben gitmiyorum” dedi. Resmen çıldırdım sinirden.
Dr. Başak: O geceyi şimdi hayal edin, kızgınlık dışında neler hissediyordunuz?
Danışan: Hayal kırıklığı da hissettim “Beni hiç anlamıyor” dedim içimden. Onunla iletişim kuramamak beni çok korkuttu. Bu ilişkiye de ona da güvenim kalmadı. Benimle konuşmayınca iyice sinirlendim. Oysa ben konuyu konuşup halletmek istiyordum.
Dr. Başak: Bütün çiftlerin yaşadığı sorunu yaşıyorsunuz. Kadınlar ve erkekler stres altında farklı hisseder ve farklı davranırlar ama bu farklılıkların onların doğasından kaynaklandığından haberdar değillerdir.
Danışan: Gerçekten çok farklıyız ama bu ilişkiyi yürütebilmemiz için onun biraz değişmesi gerekiyor, yani en azından sorunlarımızı konuşabilmeliyiz. Ama o konuşmaktan hep kaçıyor veya benim olayları büyüttüğümü, uzattığımı söylüyor. Ona göre ben hep haksızım.
Dr. Başak: Size göre de o haksız.
Danışan: Evet ama konuşmayan biriyle nasıl bir ilişki yürütebilirsiniz?
Dr. Başak: Galiba sorunun kaynağını bulduk. Kimin haklı kimin haksız olduğunu araştırmak yerine, stres altındayken erkeklerin bizden, bizim de onlardan farklı davrandığını öğrenmemiz iletişimimizi epey düzeltebilir.
Danışan: Farklı olduğumuz kesin ama ben onda bir sorun olduğunu düşünüyorum.
Dr. Başak: Birbiriniz suçlamanın ya da değiştirmeye çalışmanın pek faydalı olmadığını, iki tarafın arasındaki farklılıkların çok tipik olduğunu ve tüm çiftlerin aynı şeylerden şikayet ettiğini söylesem ne düşünürdünüz?
Danışan: “Zavallı ben” diye düşünürdüm. Yani değişmeyecekse nasıl yürüyecek bu ilişki?
Dr. Başak: Onun bazı davranışlarının, erkek olmasından kaynaklandığını bilirseniz, ilişkiniz çok daha sağlıklı yürüyecektir. Örneğin kavga sırasında, konuşmak istememesiyle ilgili aklınızdan neler geçmişti?
Danışan: “Benim üzülmem umurunda değil”, “Oh, açtı tekevizyonu oturdu karşısına, hiç üzülmüyor bile”, “Bana inat yapıyor”, “Belki de beni artık sevmiyor.”
Dr. Başak: Bu düşünceler aklınızdan geçerken doğal olarak çok kızgın ve üzgündünüz. Peki ben size kadınlar ve erkekler arasındaki en büyük farkın stresle baş etme yöntemleri olduğunu söylesem ne düşünürdünüz?
Danışan: Bütün kadınlar ve erkekler bu kadar farklıysa, onu daha az suçlardım herhalde. Kendimi de çaresiz hissetmezdim. Hangi yönlerden farklıyız merak ettim?
Dr. Başak: Erkek, stres altındayken aşırı derecede odaklanır ve içine kapanır. Kadınsa giderek artan şiddette bunalır ve duygusallaşır. Böyle zamanlarda erkeğin kendini iyi hissetmesi için ortaya çıkan ihtiyaçlarıyla kadının ihtiyaçları birbirinden farklıdır. Erkek sorunu çözünce iyi hissederken, kadın üzerinde konuşarak iyi hissediyor. Erkek sorunu çözemeyeceğini farkederse kendi dünyasına kaçıp, yoğun şekilde başka bir aktiviteye odaklanıyor ki sorunları geçici olarak unutsun. Bu farklılıkları bilmemek kadın ve erkek arasında önemli çatışmalara neden oluyor.
Danışan: Tam anlayamadım, bir örnek verir misiniz?
Dr. Başak: Tipik olarak gözlediğimiz bir durumdan bahsedebilirim. Bir çift düşünün. Erkek işten eve geldiğinde, sessizce bir program seyrederek gevşeyebiliyor. Gün içinde çözemediği sorunlar strese neden olduğundan, onları düşünmek istemiyor. Kadın işten eve geldiğindeyse gün içinde başına gelenler hakkında konuşarak gevşeyebiliyor. Bu çift eve geldiklerinde nasıl bir manzara olur sizce?
Danışan: Kadın kocasının hiç konuşmamasından, ona ilgi göstermemesinden yakınır, erkek de kadının çok konuşmasından, kafasını dinleyemediğinden yakınabilir. Peki nasıl çözülecek bu sorun?
Dr. Başak: Birbirlerini çok sevmeleri bu sorunu çözmeye yetmeyecek. Tıpkı sizin seansın başında söylediğiniz gibi, birbirinizi sevdiğinizi bilseniz bile, aradaki farklılıkları anlayıp kabul etmediğiniz sürece sorun yaşayacaksınız. Burada hatırlamanız gereken en önemli şey, erkeklerin stresliyken kendi dünyalarına çekilmek istemelerinin sizinle alakası olmadığı. Diğer yandan kendi dünyasında kaybolan erkek de kadının bu sırada konuşmaya, ilgi görmeye ihtiyacı olduğunu farkına bile varmıyor. Bu farklı ihtiyaçları konuşabildiğiniz zaman birbirinizi suçlamaktan da vazgeçersiniz.
Danışan: Evet suçlamaktan vazgeçerim ama ya gerçekten konuşmaya ihtiyacım varsa, o zaman ne yapmam lazım?
Dr. Başak: Haklısınız, bazen onun farklı olduğunu anlamak stresinizi azaltmaya yetmeyecektir. Konuşmaya başladığınızda sizi dinlemediğini farkederseniz veya konuşmayı kısa kesmeye çalıştığını gözlerseniz anlayın ki sizi dinlemeye hazır değil. Ve bu sizi sevmediği anlamına gelmiyor. Sadece stres seviyesi çok yüksek ve öncelikle onu aşağıya indirmesi gerekiyor. Böyle durumlarda iki şekilde davranabilirsiniz. Ya onu sizi dinlemediği, konuşmaktan kaçındığı için suçlarsınız ki bu onun stresini daha çok artırır. Böylece dünyasına daha fazla kaçmaya çalışacaktır. Ya da ona biraz zaman verirseniz, suçlanmadığını hissettiğinde, günlük sorunlarıyla başettiğini hissedip gevşeyecek ve sizi dinlemeye hazır olacaktır.