Uzun ilişkilerde aldatma daha yaralayıcı
"Türkiye’de aldatılmanın aldatılan eş üstündeki etkisine dair araştırmay yaptık. Çalışmada eşi tarafından evlilik dışı ilişki ile incinmiş 189 evli kadın yer aldı. Çalışma, aldatmanın evlilik içinde bir kez gerçekleşmesiyle sınırlandı, aldatmanın sonlandırılmış olması ve evliliğin sürdürülmesi şartı arandı.
Sonuçlara bakıldığında katılımcıların yüzde 34.4’ünün Travma Sonrası Stres Bozukluğu kriterlerinin tamamını karşıladığı tespit edildi. Bu, beklenenden daha yüksek bir oran. Detaylı düzeyde bakıldığında katılımcıların yaklaşık yüzde 98’inin zorlayıcı hatırlamalar, yüzde 85’inin kaçınma/küntlük ve yüzde 91’inin aşırı uyarılmışlık semptomlarını gösterdiği görüldü. Bu semptomlar evlilik süresi daha uzun olan kişilerde daha yoğun düzeyde görüldü. Yani uzun ilişkinin içindeki aldatma ile yaralanmanın daha ağır olduğu söylenebilir. Diğer yandan eşleri ilk tepki olarak aldatma eylemini kabul eden grup inkar eden gruba göre daha iyi durumdaydı. Bir erkek miti olarak bilinen ‘her durumda inkar’ın aldatılan eşin daha ağır semptomlar göstermesine sebep olduğu söylenebilir.
Yaz mevsiminde aldatmalar artıyor!
Net bir istatistik olmamasına rağmen, yaz mevsiminin aldatmayı kolaylaştırdığı, bazen tetiklediği söylenebilir. Yazla birlikte çevrede cinsel uyarımın artması kaçınılmaz. Seçilen kıyafetlerden gidilen yerlere kadar birçok etmen var. Uzayan günlerle birlikte daha çok sosyal aktivite de yeni kişilerle interaksiyonu artırıyor. Yine çiftlerin ilişki durumlarına göre ayrı geçirebilecekleri tatiller de bu girişimleri sıklaştırabiliyor. Özellikle öğrenci olan çiftlerin geçirdiği uzun ayrılıklar böyle bir zemin yaratabiliyor.
Türkiye’de aldatmanın boşanma gerekçelerinde bildirilme oranı yüzde 1
Başlık aldatma olunca veriler de aldatıcı olabiliyor. ABD merkezli çalışmalarda aldatma oranları evli erkekler için yüzde 20 - 40, kadınlar için ise yüzde 20 - 25 arasında görünüyor. Çift terapisine giden çiftlerin de yaklaşık yüzde 29’u ile 65’inin, ilişkilerinde aldatma ile bağlantılı zorluklar yaşadıkları belirtiliyor. Türkiye’de bu tür istatistikler neredeyse yok. Sadece boşanma gerekçelerinde bildirilme oranları var, o da yüzde 1 dolaylarında kalıyor. Ancak eşlerin birbirini aldatma oranlarının çok daha yoğun olduğunu gözlemliyoruz.
Kadının nedeni aşk
Aldatma araştırmalarında önemli bir değişken de cinsiyet farkı. Yapılan birçok çalışmaya göre, kadınlar aldatmayı cinsellikten çok duygusallığı içeren bir durum olarak tanımlarken, erkekler bu durumu tersi yönde gerekçelendiriyor. Benzer biçimde, kadınların aldatma olgusunun ilişki doyumsuzluğuyla daha yakından bağlantılı olduğu, erkeklerde ise aldatmanın daha çok cinsel doyumsuzlukla ilgili olarak ortaya çıktığı belirtiliyor. Bunun çiftlerdeki karşılığı, kadın aldatmalarını daha çok ‘başka birine aşık olmak’ ile erkekse aldatmalarını ‘başka birini cinsel olarak arzulamak’ ile gerekçelendiriyor.
Aldatmanın ardından oldukça küçük bir grup ilişkilerini tekrar geliştirebiliyor. Aldatma sadece ilişkiler için değil bireyler üzerinde de ciddi olumsuz etkiler bırakıyor. Aldatılma deneyiminin ruh sağlığı üzerindeki etkisine ilişkin araştırmalar, aldatılan kadınların majör depresyon yaşamalarının daha olası olduğu ve aldatılan eşin yoğun kızgınlık, utanç, depresyon, takıntılı acı verici düşünceler, kaçınma, duygusal küntlük ve aşırı uyarılmışlık gibi belirtiler yaşadıklarını rapor ediyor.
Erkekler için de benzer sonuçlar bildiren çalışmalar bulunuyor. Son yıllarda aldatma yine bu literatür içerisinde, kişiler arası travma olarak ele alınıyor ve bunun duygusal etkisi yoğun olarak araştırılıyor. Aldatılan eşler de bu deneyimi hayatlarının en zor ve travmatik olayı olarak tanımlıyorlar.
Aldatan eş, kendisini aldatılan eşin yerine koyduğunda nasıl bir durum ortaya çıkar?
Genellikle aldatan eşin yaşadığı yoğun suçluluk duygusu da bununla ilgili. Bu duygu ya aldatmayı sonlandırmaya ya da aldatmayı ifşa etmeye yönlendirir. Yine bu duygunun uzantısı ile ilişkisinde daha özverili bir hale de gelebilir. Mevcut ilişki hangi yönde çözümlenirse çözümlensin (sürdürmek ya da sonlandırmak) empatiye her zaman ihtiyaç var."