Güneş Tutulması'ndan ve Yeniay'dan nasıl etkileneceğiz?
Bir süredir, iktidar tutkunluğu, kontrol kaygısının aşırıya kaçması, teslimiyet gösterememek, olayların akışına müdahale etmek için maksadı aşan ataklar yapmak gibi konular, gök gündemini işgal ediyor. Bu Yeniay ve Güneş Tutulmasının da yine iktidar tutkusu, aşırıya kaçan gösteriş, başarı ve kazanç arzusu, kolaycılıkla ya da başkalarının hakkı göz ardı edilerek kazanılmış güç, kendine duyulan aşırı güven sonucu atılan ve haddi aşan adımlar gibi temaları var. Ama taleplerimize sınır koyamamaktan, duracağımız yeri bilememekten dolayı hatalı adımlar atmamız mümkün. Hakkı ve haddi aşan davranışların sanıldığı kadar uzun menzilli bir sıçrayışa yol açmayacağını, yaptığımız hesabın evdeki çarşıya uymama ihtimalini düşünmekte fayda var!
Neden böyle düşündüğümü göstermek için mitolojik bir hikaye anlatacağım size. 20 Mart'ta Scheat Sabit Yıldızı’nı Ay&Güneş kavuşumu ile çakışacak. Scheat, Pegasus olarak bilinen kanatlı atın ön bacağındaki bir eklem yeridir. Zorlayıcı ya da zaafiyete sebep olabilen 29 dereceye denk geldiği için eski astrologlar tarafından "beklenmedik düşüşlere" işaret kabul edilmiştir. Özellikle Ay ve Güneş ile kavuşum halinde olduğu zaman, dikkat çekici bulunur.
"Pegasus, tanrısal bir varlığın kanı ve denizin köpüğünden doğmuş bir attır. Bu nedenle Tanrıların Dağı olarak bilinen Olimpos’a girişi vardır. Güçlü ve cüretkar bir savaşçı olan Bellophron, Pegasus’u su içerken görür ve onun üstüne atlar. Aklınca, onun sayesinde Olimpos’a girecek ve tanrıların arasında karışacaktır. Pegasus, Olimpos’a doğru koşmaya başlar. Ancak bu "uyanık" savaşçının haddi aşan atağına izin vermeyen Tanrılar Tanrısı Zeus -kendisi aynı zamanda Jüpiter’dir -bir at sineği yollayarak, Pegasus’u ısırmasını emreder. Bu ilahi şaka eseri Pegasus silkinince, Bellophron sırtından düşer. Pegasus sıçrayışını tamamlayıp Olimpos’a varır ama Bellophron ait olduğu dünya toprağında kalır. Rivayet odur ki, at sineği Pegasus’u Scheat denilen ekleminden ısırmiştir!"
Bu Yeniay ve Güneş Tutulması'ndan nasıl dersler çıkarmalıyız?
- Neyi neden istediğinize dikkat edin! Önemsenmek için mi atağa kalkıyorsunuz, yoksa önemli bir konuda bir hayra vesile olmak için mi? Nefsinizi memnun etmek için yaptığınız işlerde ayağınız tökezler. Ama Rabbinizi memnun etmek için yapacağınız işlerde ayağınızın altındaki taşlar çekilir. Yaptıklarınızda niyetinizi temiz, yolunuzu düz tutun ve sonucu asla yargılamayın.
- Haklı olabilirsiniz, ama bu size karşınızdakilere diz çöktürmek için her şeyi yapmak hakkını verir mi? Kendinizi kabul ettireyim derken kızdığınız insanlara dönüşüyor olabilir misiniz? Kendinizin farkına varın!
- Kendinizi neyin içinde kaybettiğinize, neye fazlasıyla kapıldığınıza dikkat edin! Olaylar, insanlar, konumlar, övgüler, kazançlar ya da yenilgiler geçicidir. Geriye kalan ise bizim insanlığımızdır. Gururla değil, insanlık onuruyla hareket edin. O zaman her şey geçtikten sonra elinizde kalan sizden hoşnutsuz olmazsınız.
- Hiçbir şeyi sırf yapabiliyor olduğunuz için yapmayın! Sözlerinizin ve adımlarınızın uygun, ayarlı ve yerinde olduğundan emin olun. İşinizi yalnız kendi yararınızı değil, başkalarının da hayrını gözeterek yapın.
- Asla kendi yüceliğinizle sarhoş olmayın! Güçlülük miti ve üstünlük hissiyle sarhoş olan kişi en zayıf halindedir.
- Yapmaya çalıştığınız hiçbir hayırda dahi haddi aşmamaya, iyiliği dahi kişiselleştirmemeye, hele de fedakarlıklarınızı ve çektiğiniz acıları bir övünç kaynağı yapmamaya dikkat edin.
- Önünüze açılan kapılardan girerken, arkanızda kimleri bıraktığınıza, neleri ihmal ettiğinize, kimlerin ayağına basıp düşman ettiğinize dikkat edin. Size yapılmasını istemediğiniz hiçbir şeyi başkalarına yapıp geçmeyin!
Pegasus’un silkelenmesine ve üstündeki "dikey yükselmeci uyanık savaşçıyı" sırtından atıvermesine neden olan at sineğini Zeus göndermiş olabilir. Ama adamcağızı "Dimyat'a pirince giderken evindeki bulgurdan eden" aslında kendi fırsatçılığı, hırsı ve gözünü karartan hakimiyet arzusudur. Yani sinek vesiledir. Bizi eşekten düşmüş karpuza döndüren aslında kendi zaaflarımız, görmezden gelmekte ısrar ettiğimiz ya da bile bile tercih ettiğimiz yöntemlerimizdir.
Kendi gücünü, haklılığını, önemini, aklını abartan ya da amacını gerçekleştirmek adına haddi aşan yöntemlere başvuran kişi, daima küçümsediği, önemsiz kabul ettiği, göz ardı etmekte sakınca görmediği şeyler tarafından, ummadığı bir anda alaşağı edilir. Bu "Pegasus Sendromu"dur. Dünyayı isteyen dünyayı kazanır ama içindeki cenneti kaybedebilir. Evin yolunu kaybedecek kadar, ileri gitmeyin. Ve kaybolduğunuzu fark ettiğinizde inat etmeyin. Durun ve hep sizinle olan Rabbin Ruhu’na yolu sorun. Eğer cevabı hiddet, hırs, kibir ve korku ile değil, tam bir güvenle dinlerseniz yardım alacaksınız.
Junoastroloji.com