› 
 › 
Milliyet 20.11.2011

2012'ye doğru astrolojik bakış..

Astrolog Hakan Kırkoğlu 2012'ye yaklaşırken önemli ipuçları veriyor..

2012’ye doğru, Astrolojik bakış

2012'ye doğru astrolojik bakış..

Tuhaf biçimde bu hikayenin 2008’de Pluton’un Oğlak burcuna girişi ile yeni bir ivme kazandığını söylebiliriz. Hatırlarsanız, 2008’den önceki öngörümlerin, maddi uygarlığı ve sistemleri anlatan Oğlak burcuna girecek olan Pluton’un ekonomik ve siyasi sistemleri güçlü bir dönüşüme uğratabileceğinden pek çok defa söz etmiştim. Pluton astrolojik açıdan arınmayı, temizlenmeyi, sadece dile kolay, aslında hiç de kolay bir süreç olmayan, gereksizi hayatımızdan çıkaran dönüşüm ve evrim sürecini anlatır. Eski Grek mitolojilerinde yer altı tanrısı Hades ile özdeşleştirlen Pluton, yenilenmek için karanlığa girilmesini şart koşar. Bu süreç insan psikolojisinin pek çok aşamasında önemli bir gelişim noktasına karşılık gelir. Hayat tek bir boyuttan oluşmaz, gündüz kadar gece de gereklidir. Bizler de sürekli neşeli, keyifli olamayız. Sıkılmak, üzülmek, yıpranmak çoğu zaman gelecekte yeniden elde edebileceğimiz başka bir aydınlık dönemin gelişmesi açısından gerekli ve geri döndürülemez bir süreçtir.

2008 yılında Pluton’un Oğlak burcuna ilerlemesi ile birlilte, tüm insanlık, uzun bir süredir, sürekli tüketen, hep daha fazlasını isteyen, tükettikçe doymayan ve sürekli yeni satış modelleri ile karşılaşan, neredeyse bir akıl tutulması içinde güdülenen insanın sanki bir duvara çarpmışcasına uyanan krizi ile yüzleştik ve bu sürecin aslında başlangıç aşamalarındayız. Bunu bir “uygarlık krizi” olarak adlandırdım. Eğer, dünya piyasalarından gelen son haberleri takip edersek, başlayan bu krizin kendi içinde daha fazla dip noktası olabileceği anlaşılmakta. Bir süredir devam eden, ne zaman krizden çıkacağız soru ve söylentilerini şimdi yeniden, daha gerçekçi biçimde tartmak durumdayız.

Tüm bu gelişmelere daha yukarıdan baktığımızda, aslında çöken şeyin sadece ekonomi olmadığı görülecektir. Çöken aynı zamanda dünyanın eko sisteminin ta kendisidir. Önümüzdeki 2 yılık süre içinde astrolojik açıdan bu çöküşün getireceği uyanışın devasa sonuçları ile karşılaşabiliriz.

Bu gelişmelere paralel olarak, çok enteresan bir biçimde, 2010 yılında Uranüs, 7 yıllık bir süre için Koç burcuna girecektir. Uranüs’ün burçlar kuşağını dolaşımı 84 yıldır ve bu nedenle her burçta yaklaşık 7 yıl kalmaktadır. 2003’ten bu yana Balık burcunda kalan Uranüs, ruhsal aydınlanmalar getirdiği gibi, bu burcun değişken, tutarsız yönlerini de açığa çıkarak çok daha dengesiz ve yönsüz bir atmosfer getirdi. Bu anlamıyla, Uranüs’ün ilk burç olan Koç’a geçişi fazlasıyla manidardır. Uranüs sarsan, aniden değiştiren, yenileyen, yıkan ve protesto eden bir güç olarak, Koç burcunun yeni başlangıçlar ve heyecan ortaya koyan tavrında büyük bir enerji saklıdır. Koç burcundaki Uranüs aniden başkaldıracak, sabretmeyecek ve sessiz kalmayacaktır. 2010 Mayıs’ında Koç burcuna ilerleyecek olan Uranüs bir süre Satürn tarafından yönlendirilse de, kendi gündemini hızla ortaya koyacaktır. Bu yeni gündem bireysel özgürlükler, başkaldırılar ve kendi savunma, ne bahasına olursa olsun dikine gidecek bir insanlık psikolojisinden söz etmektedir. Koç burcundaki Uranüs, sonucu ne olursa, risk alan ve asice davranacak bir süreçte olacağımızı anlatmakta.

Eğer bunu Oğlak burcuna ilerleyen Pluton’un üzerimize getirdiği ekonomik ve siyasi baskıları ile birlikte, yan yana görürsek aslında, önümüzdeki birkaç yıl içinde, ne kadar büyük, devrim ve uyanış getiren bir süreçte, yepyeni bir bilinçlenme aşamasında olduğumuzu anlayabiliriz.

Bu söylediklerim ne bir rüya ne de vahşi bir hayalgücü ürünü. Tam tersine tarihsel sürecin tekrarlanan yankıları. Uranüs ve Pluton, bundan önce, 1965-1967 yılları arasında Başak burcunda yanyana gelmişlerdi. Bu dönemde insan tarihinde, ayaklanmaları, sosyal başkaldırıları, Fransa’da, ABD’de özellikle dikkat çeken gençleri içine alan 68 kuşağını da tanımlamakta. Yine bu dönem bir yandan da, endüstrileşmenin, ağır sanayiinin, kimyasalların kullanımın gittikçe hızlandığı, derinlik kazandığı, öte yandan da işçi haklarının ve çevresel farkındalığın ortaya çıktığı bir sürece eş zamanlılık göstermektedir. İşte şimdi, Uranüs ve Pluton birleşmesinden 45 yıl sonra, bu kez, 2012-2015 yılları arasında kare açı içine gireceklerdir. Bu dönemde tam 7 kez kare açı kuracak olan Uranüs ve Pluton’un ilk açısı 24 Haziran 2012’de gerçekleşiyor, son kare ise 17 Mart 2015’te tamamlanacak. Bu güçlü astrolojik gösterge, 21. yüzyılı şekillendirecek bir döneme işaret etmektedir. Asla göz ardı edemeyeceğimiz bu dönemde, bir yanda küreselleşmenin getirdiği baskılar ve Oğlak burcundaki Pluton’un yansıttığı ekonomik ve siyasi sistemleri değiştiren devrimler, diğer yandan da Koç burcundaki Uranüs nedeniyle, buna karşı duran yeni liderler, daha sert ve askeri güçlerini vurgulayan, sabırsız ve sert politik söylemler söz konusudur.

2012-2015 yılları arasında gerçekleşecek olan Uranüs-Pluton karesi gerçek 21. yüzyılı başlatırken, insanoğlu eğer biraz daha akıl ve sağduyu gösterebilirse, kendini sınırlayan sistemleri, doktrinleri ve bu yönde dizayn edilmiş olan kontrol sistemlerini kökten değiştirebilir. Bu dönemde bir bakıma, küresel ekonominin yeniden şekillendiği, yeni güç odaklarının ve liderlerin ortaya çıkacağı bir dönem olacaktır.

İnsanlık boyutunda bakıldığında, eğer Maya takvimi 21 Aralık 2012 tarihini bir son olarak görüyorsa, bu muhtemelen zorunlu olarak içselleştirilmesi gereken yepyeni bir insanlık bilincine işaret etmektedir. Kuşkusuz böylesine büyük devrimleri ve dönüşümü anlatan bir süreç içinde ortaya çıkan tablo belki bir barış ya da huzur dönemi olmayacaktır. Yığınlar söz konusu edildiğinde, hergün televizyonlarda gördüğümüz travmatik durumlar, şiddet ve başkaldırıları bir film gibi izlesek de, 2012 ile birlikte, bu derin yenilenmeyi hayatımızın tam ortasında hissedeceğiz. New age düşünürleri bu dönemi bir ayaklanma, insanlık bilincinde bir aşama olarak görmekteler. Belki de bize kişisel açıdan düşen şey, bu yeni dönem öncesinde paniklemek yerine, zaten hayatımızda sürekli olan bu değişime, yenilenmeye içsel olarak hazır durmak ve kişisel özgürlüklerle, sahip olduğumuz bu tek dünyaya karşı olan sorumluluklarımızı mantıklı bir denge içinde tutabilmeyi öğrenmek, sadece maddi olanı değil, ruhsal olanı da kucaklamak, kabullenmeyi bilmek, içinden geçtiğimiz bu akıl tutulmasını durdurmak, ruhen de akıllanmak olmalıdır. Hadi hayırlısı.

Hakan Kırkoğlu
Astroloji Uzmanı


POPÜLER GALERİLER
gelinlik modelleri pudra
mac mbfwi pioneering designersi 10
lenzing ecovero mehtap elaidi mbfwi 01
korean beauty kore guzellik sirlari
new york fashion week 26
paris fashion week pudra 12
mac mbfwi pioneering designersi 10
oleg cassini collection 2117 2
EN YENİLER