Açıkçası biraz sinameki olmaya yatkın bir tabiatları olduğu için, iyice olgunlaşıp tatları gelmeden peygamber kadar sevecen olmayabilirler. Ama hemen hepsi "Atlas Psikozu" yaşayan, yani dünyayı sırtlarında taşıdıklarını zanneden ve bırakırlarsa herkesin başına bir şey gelmesinden çekinen fanilerdir.
Bir odaya girdiğiniz zaman etrafınıza şöyle bir bakın; Bir insan genel halinin sempatik, antipatik, güçlü, ya da silik olması hiç önemli değil, her şeyi başkalarından daha fazla ciddiye alıyor ve ciddiye almayanları da anlamıyormuş gibi davranıyorsa, illaki bir yerine bir Oğlak'lık vardır.
Zaman ve Mekan’ın Efendisi Satürn iki burcu yönetir; Oğlak ve klasik astrolojiye göre Kova. Sonradan Kova’ya Uranüs’ü yakıştırmışlardır. Oğlak ise Satürn’ün has evladı olarak kalmıştır.
Ayar verenleri sınır koyan Satürn olduğu için, Oğlak'lar da kendilerini bir şekilde sınırlamaya ya da onlara konulan sınırlara uymaya diğer burçlardan biraz daha fazla yatkınlık gösterirler. Bunun nedeni daima bir hedeflerinin olmasıdır. Önüne bir hedef koyamayan Oğlak, paso depresyondadır. Hedefi olan Oğlak ise tam bir seferberlik halinde.
Toprak grubunun öncüsü olduğu için, daima tırmanmayı düşündüğü bir zirve ve genellikle bu zirvenin başka insanları da etkileyen bir kapsama alanı vardır.
Kendisi de bir Oğlak olan Martin Luther King bu yaklaşımı veciz bir biçimde dile getirmiştir; "Uçamıyorsan koş, koşamıyorsan yürü, yürüyemiyorsan sürün… Ama asla yerinde sayma!"
Statü ve sorumlulukları, insanın ele güne verdiği kartviziti, şu dünyanın bize baktığı yerden ne kadar ehemmiyet sahibi olduğumuzu belirleyen her bir göstergeyi simgeleyen 10’uncu Ev, Oğlak’ın doğal yeri kabul edilir.
Oğlak'lar da mühim işler yapmak ve yetki sahibi olmak üzere burada olduklarına dair bir iç kabul ile yaşarlar… Ne gariptir ki hayat onları, kendilerini değil sorumluluklarını ”mühimsemeye” ve aldıkları yetkiler vesilesiyle "hükmeden" değil "hizmet eden" olmaya yönlendirir.
Sorumluluk duygusu hayatlarına anlam katan temel faktördür. Onları heyecanlandıran bir görev üstlendikleri zaman, kendilerini zıpkın gibi hisseder ve etkileyici bir enerji ile çalışırlar.
Genellikle mutfakta olmayı arzu eder ve içlerine gömülerek çalışmayı severler ama organizasyonel yeteneklerini kullanmak zorunda kalacakları durumlarla sıkça karşılaşırlar.
En kıymet verdikleri şey çözüm bulmaktır! Çünkü onlar genellikle karar almak zorunda kaldıkları konumlarda yaşarlar.
İnsiyatifli davranma yeteneklerinin parladığı durumlar, herkesin halinden memnun olduğu, işlerin yolunda, hayatın tatlı, şarabın bol, kadınların neşeli, erkeklerin cömert oldukları dönemler değildir. Öyle zamanlarda, azcık kenarda kalır, ve genellikle olan bitenin içinden baş veren tehdit filizlerinin büyümesini endişeyle seyrederler. Onların sahneye çıktıkları zamanlar, herkesin paniğe kapıldığı ya da amaçlarından umudu kestiği şaşkınlık ya da yıkım anlarıdır.
Çünkü Oğlak'lar kaybedilen zamanın ve yaşanan yıkımın çaresinin yeniden başlamak, korkunun çaresinin ise dirayet yani "rağmen yapmak" olduğunu gayet iyi bilirler.
Yaşamını evrenin doğasını çözümlemeye adamış ve rağmen yapmaya örnek olmuş bir kişinin, Stephen Hawking’in Oğlak olduğunu söylesem, belki daha açıklayıcı olur. Körler alfabesini bulmuş olan Louis Braille de bir Oğlak'tır.
Oğlak’ın eksikliğe tahammülü yoktur. İnsani zaaflarına kendini rahatça bırakan ve kusurlu işlerin üstünü örterek yutturmaya çalışan insanları anlayamaz. Yapılan işleri bir bakışta yargılamak ve her şeyin nasıl daha iyi yapılabileceği hakkında bir fikir sahibi olmak, "toplum içinde kıl ve ukala" bulunmalarına neden olan bir Oğlak alışkanlığıdır.
Ödünsüz olmakla övünür ama bu tavrı Oğlak’ı fazlasıyla katı ve anlayışsız bir hale de getirebilir! Yargısız ve tarafsız olmayı ve onaylamadığı kişilerle de uzlaşmayı, mutlaka öğrenmesi gerekir. Aksi takdirde üstlendiği görevleri sabote eden bir konuma düşebilir!
Zaman içerisinde bu konuda aşama kaydetseler de, insan ilişkileri Oğlak'ların parladıkları konulardan biri değildir. Özellikle ilk gençlik yıllarını atlatana kadar sosyal açıdan cazibeli bir profil çizmeyi bir türlü beceremezler. Uzaktan bakılınca biraz anlaşılmaz ve kolay yaklaşılmaz insanlar gibi görünebilirler. Kendilerini açığa vurmayı pek istemeyen bir yapıları vardır.
Karar alırken yalnız olmayı, yöntemleri ve önceliklerini kimseyle tartışmamayı tercih ederler. Müdahale edilmek en hoşlanmadıkları şeydir. Bu nedenle, kontrol edemedikleri durumlara ilişkin duygularını fazla belli etmezler. Sorunlu oldukları zamanlarda kendi köşelerine çekilir ve zayıf yanlarını dışa vurmamaya çalışırlar.
Bütün bunlardan hareketle, "sosyal kelebek" kumaşından yapılmamış olduklarını söylemek pek yanlış olmaz. Ancak Yükselen Burçları, janjanlı fırfırlı bir şeyse, ya da Venüs’leri Yükselen Noktası ile kavuşum yapıp, gönülleri fethetmelerini kolaylaştırıyorsa, içlerindeki gamlı baykuşu saklamaları ve insanların arasına kolayca karışmaları mümkün olabilir.
Yalnızlık, Oğlak için su, hava gibi bir ihtiyaçtır! Yalnız başına sinemaya gitmekten ya da tatile çıkmaktan haz almak, psikolojisini ancak uzun yalnız yürüyüşler yaparak toparlamak, yalnız yaşamayı sevmek, Oğlak’a özgü tuhaflıklardır.
Ama tüm mesafeli hallerine rağmen, insan ilişkilerine çok ihtiyaç duyar ve birilerinin hassasiyetlerini fark edip onlara üste gitmeyen, talepsiz bir şefkat göstermesini arzu ederler.
Gerçekten yakınlarına aldıkları insanlara karşı ise, son derece sahiplenici ve cömert bir tavırları vardır. "Yapamam" sözcüğü lugatlarından silinmiş gibidir. Genellikle hoşlanmadıkları beklentileri bile tatmin etmeye çalışırlar. Görev duyguları, onları suistimal edilmeye yatkın hale getirdiği için, soğuk ve sevimsiz bir maskenin ardına saklanarak kendilerini güvende tutmaya çalışabilirler. Öte yandan, çok fazla suistimal edildiğini fark eden bir Oğlak’ın hakikaten katı hatta basbayağı zalim olmaya da yatkınlığı vardır.
Oğlak'ların maddiyatçı oldukları söylenir. Ama bu harcama tutkusundan ziyade, ellerinin altında erişebilecekleri birçok kaynak olduğunu bilmek ihtiyacındandır. Oğlak mahrumiyet içinde yükselen insanların burcudur. Bu nedenle Oğlak'lar eriştikleri konumu iyi kullanmaya ve elde ettikleri kaynaklara tam anlamıyla hakim olmaya odaklanırlar.
Hoşlandıkları şeyler de, kişiliklerini yansıtır; ihtiyaçlarına uygun, dayanıklı, kalıcı, ince bir kişisel vurgu taşıyan ama abartı ve gösterişe kaçmayan şeyleri severler.
İstedikleri zaman kendilerini birçok şeyden mahrum bırakabilirler ama,özenle pişirilmiş yemeklerin, özellikle tatlı yiyeceklerin, güzel kokuların, ipek, kadife, doğal pamuk, deri gibi doğal dokulu malzemelerin, tercihen özel tasarımlı masif eşyalar, granit veya doğal tahta zeminlerle döşenmiş, geniş alanlı, yüksek tavanlı, ve bir biçimde göğün genişliğini görebildikleri evlerin de daima cazibesine kapılırlar.
Oğlak ve Kariyer
Oğlak'lar çözüm bulmaya odaklıdırlar. Ellerine geçen kaynakları sahiplenir ve onları yaratıcı bir biçimde kullanmayı çok önemserler. Bankerlik, yatırım danışmanlığı, haritanın diğer unsurları da destekliyorsa, cerrahlık, akademisyenlik, mühendislik temelli tasarımlar, onlar için biçilmiş kaftandır.
Elle tutulur kazanımlar üretmekten büyük keyif alırlar. Bir proje tasarlamaktan ve onun her bileşeni ile inceden inceye ilgilenmekten mutluluk duyar, yaratıcı bir sürece girdikleri zaman, yorulmak nedir bilmez ve adeta bu yoğunluktan aldıkları keyifle tazelenirler. Yaptıkları şeylerin fonksiyonalite ve estetik mükemmelliğin ideal bir bileşeni olmasını arzu ederler. Bu nedenle de ilgilendikleri konuları bütünleyen birçok bileşene hakim olmaya çalışırlar.
Sosyolog, matematikçi ve filozof gibi birçok kimliği bir arada taşıyan Auguste Comte, filozof, matematikçi ve fizik kuramcısı Isaac Newton, politikacı, bilim insanı ve yazar kimlikleri ile tanınan Benjamin Franklin, müziğin insan gelişimi üzerindeki etkisi konusundaki araştırmaları ile de bilinen ve farklı dallarda ön plana çıkan birçok ünlü ismin eğitmeni olan "manevi lider" Gurdjiyef, kimyager, doktor ve araştırmacı Louis Pasteur, filozof, doktor, hümanist ve müzisyen Albert Schweitzer, Pulitzer ödüllü bir yazar olmasının yanı sıra, tarım projeleri ile de tanınan ve sağcı politik kanadın etkili temsilcilerinden biri olan Louis Bromfield, birden fazla alana birden ilgi duyan ve elini attığı her şeyde mükemmeli hedefleyen Oğlak'lara tipik birer örnektir.
Oğlak’a duygusuz derler ama… Durgun sular derin akar! Oğlak'lar arasında, eserleri kadar kült haline gelen kişilikleri ile de bilinen yazarlar vardır; "Ermiş" gibi kısa ancak derin içerikleri ile bilinen kitapların yazarı olan ve kitaplarında kendi illüstrasyonlarını kullanan Halil Cibran, politik etkinliği ile bilinen Nobel ödüllü şair ve yazar Rudyard Kipling, Gotik edebiyatın babası Edgar Allen Poe, altın avcılığı, çiftçilik gibi girişimleri ve politik kimliğiyle de ön plana çıkan efsanevi yazar Jack London, biyokimya profesörü olmasına karşın, uzay bilim, antropoloji, tarih, gizemcilik gibi birçok unsuru birleştiren kurgu-bilim romanları ile tanınan Isaac Asimov, yazar ve entellektüel birikimi ve akademisyen kimliği ile edebiyat dünyasında ayrı bir yer alan Umberto Eco, Gönülçelen romanı ve Zen-Budizme olan tutkusu ve münzevi yaşam tarzı ile tanınan J.D. Salinger, bilim kurgunun ilahlarından J.R. Tolkien, dünya çapında best-seller olan Japon yazar Murakami Haruki, bir devrimci ile eşcinselin hücre arkadaşlığını anlatığı eşsiz romanı "Örümcek Kadının Öpücüğü" ile tanınan Manuel Puig, en çarpıcı örneklerdir.
Pozisyonlanmak ve hizmet ettiği amaçları gerçekleştirerek gücünü pekiştirmek Oğlak’ın iyi yaptığı bir iştir!
Çin devriminin lideri Mao Tze Thung, Pakistan özgürlük mücadelesinin önderi Muhammed Ali Cinnah ve Pakistan’ın ünlü lideri Butto, İrlandalı politikacı ve filozof Edmund Burke, İtalyan Rönesansının ünlü liderlerinden Lorenzo de Medici, Mısır’ın güçlü lideri Enver Sedat, ünlü askeri lider George Marshall, ülkelerinin kaderlerinde önemli roller üstlenmiş Oğlak liderlerdir.
Otoriteye saygı duymak kadar, her durumda otorite kurabilmek, otoriteyi sorgulayabilmek ve zor bir davayı baskıcı güç odakları karşısında savunabilmek de Oğlak’a özgü bir yetenektir.
60’ların başkaldıran ruhunu "ateşleyen" lider Martin Luther King’dir. Tam bir Oğlak gibi, gel-geç kazanımlarla uğraşmak yerine, üzerine yeni katlar inşa edilecek toplumsal kazanımların temelini atmıştır. Her haliyle inançlarını kendisine rehber eden, yol göstericiliği tevazu ile birleştiren, ve hayatını hizmete adayan Oğlak'lara en iyi örnektir!
Ünlü insan hakları savunucusu ve hukukçu Salmon Chase, Meksika Devrim lideri Venustiano Carranza, politika figürleri karşısındaki etkileyici duruşuyla ün salan gazeteci Christiane Amanpour, bir kadın olarak toplum içindeki pozisyonlarını dert eden ve kadının politik ve sosyal haklarını almasında etkin olan Carrie Chapman, Alva Belmont, Emily Green, Simone de Beauvoir, Susan Sonntag gibi birçok feminist aktivist Oğlak'tır. Müzisyen kimliği kadar aktivist kişiliği ile de bilinen Joan Baez, savaş karşıtı kimliği ile tanınan Joseph Bly da birer Oğlak'tırlar. İktidarı her şeye rağmen korumaya çalışmak ve bu amaçla baskıcı olabilmek ise, Oğlak'ın gölgesidir!
Siyahlara karşı baskıcı tavrı ile bilinen Güney Afrikalı politikacı P.W. Botha, Nazi lideri Herman Göring, demokrasiye geçişi desteklemiş olmasına karşın hakkında pek çok sakıncalı iddia bulunan İspanya Kralı Juan Carlos, diktatör Fulgencio Battista, ünlü organize suç lideri Al Capone, birçok politik manevraya adı karışan hırslı Madame de Pompadour, adı skandallarla anlan Richard Nixon böyle Oğlak'lardır.
Oğlak'lar arasından ünlü yatırımcılar, tasarımcılar ve endüstri liderleri de çıkmıştır;
Howard Hughes, Conrad Hilton, Charles Goodyear, William Harley, Sandford Fleming, Aristotle Onasis, Helena Rubinstein, Elizabeth Arden, Vidal Sassoon, bunlardan bir kaçıdır.
Zorluklar karşısında direnç göstermek konusundaki yetenekleri ile bilinen Oğlak'lar, dünya şampiyonu boksörler çıkartmıştır.
Dünya ağır sıklet şampiyonu Muhammed Ali kadar, nefes kesen ve bitmek bilmeyen maçlarını yaptığı ezeli rakibi Fraizier, George Foreman, ve Roy Jones Jr. da birer Oğlak'tırlar.
Golfçü Tiger Woods, basketbolcu Ozzie Smith gibi farklı spor dallarında ün kazanmış Oğlak'lar da vardır.
Sanattan uzak insanlar olduklarını zannedenler çok yanılır. Haritasındaki bileşenler tarafından sanat yolunda yürümek için desteklenmiş olan Oğlak'lar, seçtikleri alanın en iyileri arasına girerler. Birkaç örnek size daha iyi fikir verir;
Zamanlar üstü bir müzik ilahı olan Elvis Presley, kendi dişlerini yitirdikten sonra protezleri ile dahi muhteşem bir performans göstermeyi başarabilen efsanevi trompetçi Chet Baker, Yükselen Terazi’nin de cazibesiyle gönüllere that kuran Rod Stewart, Yükselen Kova’nın sıradışılığından da beslenen Janis Joplin, ”nefes kesici” ağırlıkları yüzünden klonlanmış ilk koyuna adına verilen Dolly Parton, Disko Kraliçesi Donna Summer, Led Zeppelin’in kurucusu Jimmy Page, Şeytani Anti-Star Marilyn Manson, kült İngiliz popçu David Bowie, çekici ama mesafeli güzel Sade, bunların en bilinenleridir.
Kamera Oğlak'ı sever. Zira kemik yapıları düzgündür. Ava Gardner, soğuk sarışın konseptinin zirvesi Marlene Dietrich, Kate Moss, Vanessa Paradise, Gary Grant, Carla Bruni, kamera ile sevişen Oğlak'lara örnektir.
Ama yetenekleri ve azimleri çoğu kez fiziklerinin ötesine geçer! Bu iddiayı desteklemek için Faye Dunaway, Diane Keaton, Anthony Hopkins, Robert Duvall, Kevin Costner, Gerard Depardieu, Ralph Fiennes, Mel Gibson, Denzel Washington, Nicholas Cage gibi isimleri içeren uzun bir liste verilebilir.
Oğlak ve Sağlık
Cilt sorunları meşhurdur. Egzama ve diğer döküntülü deri hastalıklarına meyillidirler. Dişleri de kolay çürür ve bir çoğunun farkına varmadan dişlerini gıcırdatmaya, çene bağlantılarını zedelemeye yatkınlıkları vardır.
Bedenlerinin pek kıymetini bilmez, fazla yorar, hoyratça kullanırlar.
Çoğu kez, sinirlerine aşırı yüklenmelerinin doğal bir sonucu olan gastrit ve ülser sorunları, atlas komplekslerinin bir sonucu olan eklem romatizmaları ve yetememe endişesinin doğurduğu astım krizleri ile birlikte yaşamaları gerekir.
Sert yüz çizgileri vardır ve alınları erken kırışır. Bu nedenle gençken daha yaşlı görünürler.
Ancak kendileriyle zaman içinde barışmalarının ve bedenlerine yavaş yavaş saygı duymaya başlamalarının bir uzantısı olarak, cazibelerinin şarap gibi yıllar içinde arttığı, yaşıtları çökerken onların açılıp çiçeklendiği de bilinir.
Oğlak’ın Yolu
"Koşulsuz Sevgi" denilince ilk akla gelen burç Oğlak değildir. Burçlar çarkında "yöneticisi duyguları temsil eden Ay olan" Yengeç’in zıddında konumlandığı için Oğlak’ı soğuk bulanlar, hatta daha ileri gidip en güzel duyguların katili olarak görenler de vardır!
Oğlak'lar, duygusal eğilimlerini kontrol altına almaları ve zaaflarına teslim olmaktan hoşlanmamaları, sevgi yerine görev anlayışını ön plana koymaları ile bilinirler. Ancak Oğlak, kendini toplum önünde güçlü kılmaya ve özel hayattaki eksikliğini iş hayatıyla gidermeye çalışırken, evren de onu adeta hizmet temelli yakın ilişkilere doğru çeker gibidir.
Bekledikleri sevgiyi bulmak yerine, "rağmen-sevmek" zorunda kalır, onlara şefkat duymayı ve göstermeyi öğreten deneyimler yaşarlar.
Manevi hayat ilk gençlik yıllarında çok üzerinde düşünmedikleri ve sadece genel geçer pratiklerle uyguladıkları bir şey olabilir. Ama yıllar geçtikçe, hayat onlara inançlarını pekiştirmeyi öğretecek ve manevi değerlerini hayata geçirmek gereğini hatırlatacaktır…
Değer verdiği her şeyi yürünebilir bir yol, elle tutulabilir bir hizmet, kullanılabilir bir yapı haline getirmek, Oğlak için kaçınılmaz bir ihtiyaçtır! Bu eğilimini iman ile bütünleştirdiğinde ve asıl hedefi "insanları değil Tanrı’yı memnun etmek" olduğunda, içindeki sevecenliği ve ışığı açığa çıkartabilir.
Hep biraz melankolik olan ve arayışı bir türlü bitmek bilmeyen Oğlak, hayat amacını ve gerçek doyumu ancak manevi aidiyetini bulunca bulacaktır.
Kaynak: junoastrology.com