Herhalde ilk Akrep”in hayatı roman olsaydı, kitap böyle bir "Prolog" ile başlardı.
Akrep’in klasik yöneticisi Mars olup, sonradan Pluto’ya emanet edilmiştir. Mars hayatta kalma güdümüzü, Pluto hayatın doğal döngülerine dair sahip olduğumuz içsel bilinci temsil eder. Mars’ın has evladı Koç yok olmaya dayanamazken, Akrep, varlığın yokluktan, yokluğun ise varlıktan çıktığını bilir. Koç tahammülsüzlüğü ile, Akrep ise "için için kendini yese de" her durumu kendi lehine çevirmesini sağlayan tahammülü ile bilinir. Bu nedenle Mars’tan gelen hayatta kalma güdüsü, Akrep’te imbikten geçmiş haliyle ortaya çıkar!
Akrep, su grubunun sabit üyesidir. Tabiatı itibariyle de güldür güldür akan bir nehrin üstüne kurulmuş bir baraja benzer. Baraj gölleri sabittirler ama suyun yolunu değiştirirler. O suyla tarlalar sulanır, elektrik üretilir. Yani suyun enerjisi dönüşürken, dönüşüme de neden olur.
Akrep de hem suyun akıcılığına sahiptir, hem de kendisine daima yerleşecek bir yer bulur ve lüzum gördüğü sürece orada tutunur. Bulduğu her kaynağı, maksimum fayda sağlayacak şekilde kullanır. Ve girdiği her ortamı, dahil olduğu her hayatı değiştir.
Yine de tam olarak anlaşılamayan ve karışılamayan enigmatik bir figür olmaya devam eder.
Akrep’in haritadaki doğal yeri, sonsuzluğun hiçlikle, hayatın ölümle, hazzın günahla, arzunun ifratla iç içe geçtiği 8’inci evdir.
Çok neşeli ve iyimser bir tabiatları olduğu söylenemez! Zira tükeniş zamanında dünyaya gelmiş ve ölmeye yüz tutan bir doğada hayatta kalmaya çalışmışlardır. Onlar her şeyin bitmeye mahkum ve her durumun dönüşmeye açık olduğu bilgisini içlerinde taşırlar. Belki de bu nedenle iyi ya da kötü gibi yargıları yoktur. Daha ziyade iyi gibi görünenin içindeki olumsuz potansiyeli sezip önlem almaya, kötü gibi görünenin içindeki yararlı özellikleri sezip kullanmaya odaklıdırlar.
Güvenle ilgili bir sorunları vardır! Hiç kimseye tam olarak güvenemez, bu yüzden de kendilerine çok fazla güvenebilmek, her durumda çok yetkin ve etkin olmak isterler.
Çok sevilmek gibi bir arzu duymalarına karşın, istenmemek gibi de bir kaygıları vardır. Hatta bazılarının varlıklarıyla en sevdiklerine zarar vermiş olmak gibi derin bir korkuları ve suçluluk hisleri dahi olabilir.
Aidiyet duymayı özler ama onları zayıf düşüreceği için en çok da bundan korkarlar! Yani göründükleri gibi sakin, serin, kendinden hoşnut değildirler.
İzleyen, çözümleyen, yorumlayan ve planlayan bir kafaları vardır. Kimi ya da neyi, ne zaman, ne için kullanmaları gerektiğini gayet iyi görür ama Mars’ın meşru varisi Koç’un yapacağı türden aceleci aksiyonlara girişmezler. Uygun zamanda yapılan küçük ve kıvamında bir hareketin, yıpratıcı çabalara bedel olabileceğini bilirler. Zayıf bir noktaya yapılan bir dokunuşun en güçlü yapıyı bile sarsacağının farkındadırlar ve gerektiğinde kullanmak üzere bu noktanın yerini saptamayı önemserler.
Onlar eriştikleri kritik noktalara görünmez ipler bağlayan ve yaşadıkları alanlara ilişkileri üzerinden hakim olmaya çalışan, iflah olmaz kontrolcüdürler.
Pek beceriklidirler. Başlarına ekstradan iş almamak için her zaman her bildiklerini ortaya dökmeseler de, genelde ortalamanın üstünde yetenekleri ve izleyerek öğrenmek konusunda şaşırtıcı bir kapasiteleri vardır. Azcık sarsak ve dağınık görünür ama canları isteyince ormanda 10 kaplan gücünde olabilirler.
Onlar için önemli olan her şeye sahip olmak değil, ihtiyaç duydukları şeye erişebilmek ve istedikleri kadar kullanabilmektir. Bir şeye ihtiyaçları varsa, bir punduna getirip onu elde ederler! Gerektiğinde başkalarının sahip olduğu kaynaklara erişmenin bir yolunu da bulurlar ve çok ikna edicidirler! Bu yüzden de tembel, sorumsuz, gevşek ve ahlaksız olmaya bir eğilimleri olabilir.
Ne yapabileceklerini bilmek gibi bir ihtiyaçları hatta kendilerine olan güvenlerini ikide bir tazelemek gibi bir dertleri vardır! Bu nedenle arada bir anlamsız güç denemelerine de kalkabilir, etraflarındakileri şaşırtıp sarsabilirler. Beklenmedik harekatlar onların uzmanlık alanıdır.
Öyle zamanlarda sahalarını teftişe çıkıp eksikleri aksakları saptayıp, biraz tehdit, biraz rüşvet, biraz cazibe sayesinde, gizli iktidarlarının temellerini sağlam tutmaya gayret ederler.
Bir şeyden haz alıyorlarsa onunla diplomatik bir ilişki kurarlar! Arzu onlar için kutsaldır. Ve arzu ettikleri şeylere "ya hep ya hiç" mantığıyla yaklaşırlar. Ya deli gibi sever, ya da gıcık olurlar. Ya çok kıymet verir, ya da hiç ilgi göstermezler. Ya bağımlı ya da tövbelidirler.
Akrep'ler ortalıkta feleğin çemberinden geçmiş de, artık onu ellerinde tutup insanları ortasından atlatmaya başlamış gibi bir hallerle gezinirler. İnsanları genelde sığ ve sıkıcı bulur ve içten içe dalga geçerek seyrederler. Sadece saf ve üstün bir zeka ya da her şeye rağmen korunan bir dürüstlük ile karşı karşıya kaldıklarında şakülleri az bir şey kayar!
Ama yine de kendi yöntemlerini hayata en uygun ve kendi yollarını sonuca en yakın bulmaya devam eder, yani bir şekilde dönüştüremeyecekleri şeylere saygı duyar ama onlar karşısında da pes etmeyi reddederler.
Akrep'in en büyük marifeti, teorik karmaşalara akıl oyunlarına girmeden, dosdoğru hayatın içinden süzülmüş bir bilgelikle durum tespiti yapmak ve kişiye özel garantili çözümler önermektir. O, karşınıza bir banka kuyruğunda çıkan ve oğlunuzla neden iletişim kuramadığınızı size fark ettiren delikanlı, yolun tıkanık saaatinde bir dolmuşta giderken sizden barbunya tarifi alırken kocanızın ciğerini nasıl okuyacağınızı öğretiveren kırmızı saçlı kız, mahalle kahvesinde maç seyrederken yaptığı keskin ve isabetli bir yorumla zihninizde hayatın anlamına dair bir ışık yanmasına neden olan emekli makam şöförüdür… Ya da sıradan bir cumartesi gecesini ilginç hale getirmek için girilmiş tekinsiz bir mekanın dip köşe bir masasında bira ısmarladığınız, kadrolu bir bar filozofu.
Belki onu bir daha görmez, görseniz de onunla arkadaş olmaz, hatta onun hakkında daha fazla şey duydukça kendisini sevemeyebilirsiniz. Ama ondan etkilenir, bir şekilde hoşlanır ve illa ki hatırlarsınız.
Akrep ve Kariyer
Akrep kafaya taktığı her işi yapar. Hakikaten isteyip de yapamayacakları iş yok gibidir. Zira çok odaklı hatta takıntılı kişiliklerdir.
Merkür’leri yüzünden "Kafası Doğuştan Güzel" olan insanlardır! Neden mi? Merkür dediğimiz şey bir haritada ya güneş burcunda ya bir öncesinde ya bir sonrasında yerleşir. Kişi Akrep olunca Merkür ya Terazide, ya Akrep'te ya da Yay’da olacaktır. Merkür Terazide ise Akrep ilişkilere, Akrep'te ise önüne çıkan her şeye, Yay da ise çok da gerekli olmayan her şeye takacak ve hem kendini hem Roma’yı yakacaktır.
Her şeyi yakmak demişken, Akrep burcundan çıkma ünlülerin ünlü olma sebepleri içinde seri katillik olduğunu söylemeden geçemeyeceğim! Ünlü Nazi Savaş Suçlusu Goebbels bir Akrep’tir. Kriminal dosyalarda Charles Manson ile başlayan, mafya tetikçileri ile devam eden ve uzayıp giden listeler var. Dünya şampiyonluğu kazanmış bir sürü boksör de Akrep!
Para kazanma derdi olmaksızın sadece hoşuna giden şeylere odaklanabilir! Yine de pek çoğumuzun bir şekilde para kazanması gerektiği dikkate alınırsa, Akrep de bir baltaya sap olmak durumunda kalacaktır.
Ukaladırlar. Bu nedenle birinin altında çalışmak yerine birilerini kendi altlarında çalıştırmayı tercih ederler. Ama ünlü ve zengin insanların eli kolu hatta aklı ya da özel asistanı, masajcısı, kahve falcısı, emlakçısı, yatırım danışmanı filan da olabilirler. Nihayetinde bu tür bir iş onları yine zirvede tutacak ve belli bir bağımlılık içermekle birlikte vazgeçilmezlik ve özgürlük de sağlayacaktır.
Bir şeyin dibine kadar gitmek ve ya hep ya hiç mantığıyla hareket etmek bir dehayı felakete de sürükleyebilir, eşsiz bir zirveye de taşıyabilir. Elbette biz zirve yapanların adını duyarız; Kimsenin yapmadığı işlere merak salar, kimsenin alamayacağı riskleri alırlar.
Endüstri fenomeni Bill Gates, basın kralı Ted Turner, Rus Petrol Kralı Roman Abramowitch, Wall Street Cadısı olarak bilinen Hetty Green, Yahhoo’nun kurucusu Jerry Yang, YouTube’un kurucularından Jawed Kareem, Dow Jones Endüstri Endex’ini geliştiren Charles Dow birer Akrep'tir.
Büyük uzay keşiflerine yol açan teleskobu yapıp adını da veren astronom Edwin Hubble, yine astronom olan ve evrenin yapısını incelemeye bir ömür adayan akademisyen Carl Sagan, Christopher Colombus, Captain James Cook ile başlayan ve uzaya ilk ayak basanlar dahil olmak üzere bir sürü astronot ve kutuplar, kıtalar, balta girmemiş ormanlar konusunda çalışmış olan sayısız kaşifi kapsayanlar listesi Akrep'ler ile doludur.
İhtiraslıdır… Bu nedenle iktidarda olmaktan kaçınmaz ve bir kez tadını aldılar mı kolay kolay bırakmazlar. Ünlü Nazi Generali Rommel ve aynı dönemde ABD ordularının Avrupa'da ki başarılarına imza atan General Patton, 1. Dünya Savaşı öncesinde İngiltere’nin yayılımcı politikasını zirveye çıkartan Kral VII: George, tutucu ve baskıcı yönetimiyle Amerikan tarihine geçen Başkan McCarthy, bir başka ünlü Başkan Rooswelt, iktidar ihtirası eşini bile gölgede bırakan Hillary Clinton, Nikaragualı ünlü lider Daniel Ortega, ünlü devrimci Leon Trotsky, Hindistan Başbakanı Indra Gandhi, İranın ünlü lideri Ahmedinejad, Marie Antoinette, Türkiye’de uzun yıllar boyu iktidarın vazgeçilmez isimlerinden olan Süleyman Demirel, bir dönemin Hükümet Sözcüsü Condolezza Rice, Akrep olmanın hakkını veren isimlerdir.
Analitik kafaları ile bilinirler. Ray Robson, Michael Adams gibi yaşayan ya da tarihe geçmiş ve çoğu da çok küçük yaşta büyük başarı kazanmış bir sürü satranç ustası Akrep'tir. Hristiyanlıkta devrim yapan Martin Luther ve Dil bilim üzerine çözümlemeleriyle tarihe geçen Erasmus da öyle.
Akrep'ler yazarlar… Yani kafaları sürekli bir takım hikayeler yazar. Bunu meslek edinmiş olanları da vardır; Dostoyevsky, Ezra Pound, Voltaire, R.L. Stevenson, Sylvia Plath, Kurt Vonnegut, Isaac Singer, James Boswell gibi birçok isim bu grupta yer almaktadır.
Kendilerini dolaylı yollardan ifade ederler. Bu nedenle sanat onlar için iyi bir ifade biçimidir. Dahi ressamlar arasında isimleri geçer; Pablo Picasso, Claude Monet ve Rene Magritte en bilinen örneklerdir.
Besteciler arasında da Walsin Kralı olarak bilinen Johann Strauss II, opera üstadı George Bizet, Paganini, New Age Prensi filan diye geçse de sonuçta bakışlarına tav olan hatunlar yüzünden meşhur olan Yanni Akrep bestecilerdir. Enigmatik hayatı ve etkileyici yorumlarıyla bilinen Jeff Buckley de öyle.
Ama benim favorim birçok filme ruh veren müziklerin yaratıcısı olan Ennio Morricone’dir! Güzel ya da yalnızca güzel değildirler. Ama kesinlikle acayip cazibeli insanlardır. Üstelik kafa da güzel olduğu için çok iyi rol keserler! Julia Roberts, Kevin Kline, Joaquin Phoenix, Winona Ryder, Matthew McConnaughey, Sally Field, Leonardo Di Caprio, Anne Hathaway, Danny DeVito, Owen Wilson, Meg Ryan, Bo Derek, Jamie Lee Curtis, Goldie Hawn diye başlayan uzun bir liste var önümde.
Ve her Akrep tehlikeli bir mikrop ve zalim bir işkenceci olduğu kadar aynı zamanda güçlü bir şifacıdır. Nitekim kan, acı, zehirli ve zararlı maddeler ve kesici aletlerle ilişki kurma becerisini yararlı hale dönüştürmüş olan Akrep'er de vardır! Kalp naklinin ünlü ismi Christian Barnard, yine organ nakli ile meşhur olan Magdi Yacoub, Nöro-cerrahi konusunda dahi kabul edilen Sanjay Gupta, ünlü Marie-Curie, Jonas Salk, ve Insülini keşfederek Nobel ödülü alan Frederick Banting bu gruptanda.
Akrep ve Sağlık
Dünyanın en sağlıklı insanları değildirler zira vücutlarına hiç bir zaman iyi davranmaz, arzularının peşinde yıpranmaktan kaçınmazlar. Bağımlılıkları nedeniyle akciğerlerini ve karaciğerlerini yıpratabilirler. Düzensiz bir cinsel hayat sürmeye yatkın oldukları için cinsel yoldan bulaşan hastalıklara açıktırlar. Enerjilerini verimli kullanmadıkları zaman üreme organlarında iltihaplı ya da kanserojen oluşumlar meydana gelebilir. Pskolojik olarak bırakmayı reddetikleri için bağırsakları sık sık tıkanır.
Marsları ve Merkürleri sert etkiler aldığında mental sorunlara da yatkın olmaları mümkündür. Yine de ilginç bir küllerinden doğma yetenekleri vardır. Yani yıkılır ama toparlanırlar.
Akrep’in Yolu
Akrep, bolluk bilinciyle değil, yoksunluk duygusuyla doğmuş bir insandır. Kaybetmenin, yitirmenin, eksilmenin, tükenmenin kaçınılmazlığı ve kullanmanın, tüketmenin, yok etmenin, yeni yollar açmanın, çözüm üretmenin mecburiyeti üzerine kurulmuş bir hayatta kalma sistemi vardır.
Gerçekçidir ve boş vaatlerle oyalanmaya tahammülü olmayan biridir.
Temel kaygı "kendini kurtarmak" olunca, bencilliği doğal kabul eden ve son tahlilde kendi çıkarı için her şeyi gözden çıkartabilen bir insanla karşı karşıya olmamız beklenir! Ama Akrep bir acayiptir. O neyi önemsiyorsa onun için her şeyi gözden çıkartır. Bazen kendini de!
Zira Akrep’in özünde ne kendine, ne hayata, ne de başkalarına fazla değer vermeyen ve sadece şu fani dünyada bir iz bırakmayı önemseyen biri vardır. Çılgınca fedakarlıklarını kahraman olmak için değil, var olduğunu hissetmek ve hayatı bu kadar önemseyip sıradan bir var oluş ile yetinebilenlerle dalga geçmek için yapar.
Sonra bir gün gözden çıkartamayacağı kadar değerli bir şeyi olur! O zaman Akrep her arzu ettiğini elde etmek için her şeyi masaya süren bir kumarbaz gibi davranmak yerine, değer verdiği şey için yaşamak ister! Bu Akrep için ölmekle eş anlamlı olabilecek kadar büyük bir değişimdir. Değer verdiği şeyler için yaşamayı kabul eden AKREP ölür ve küllerinden doğar. O zaman da gözü pek bir kartal olur!
Kaynak: junoastrology.com