› 
 › 
Junoastrology.com 24.01.2017

Yeniay'da içimizden geleni ortaya dökme zamanı!

Yeniay'da olduğumuz gibi olmak için bir sınav verebiliriz. 28 Ocak 2017 günü Kova burcunda gerçekleşecek Yeniay'ın etkilerini Juno Yıldız Gözlemcisi yazdı.

28 Ocak 2017 günü, İstanbul’a göre saat 03:07’de, Yeniay adını verdiğimiz Güneş&Ay kavuşumu tam halini alacak.

Yeniay'da içimizden geleni ortaya dökme zamanı!

Bu Yeniay dünyada ve ülkemizde;
  • Sosyal farklılıkların altının çizileceği, siyasi, ekonomik ve felsefi anlamda ayrışmaların, çatışmaların ortaya döküleceği bir sürece şahitlik edecektir.
  • Görünürde demokratik olan oluşumların, farklılıkları ve özgürlükleri koruyacak şekilde işleyip işlemediği tartışılabilir.
  • Siyasi, ekonomik ve felsefi yapılar – örneğin partiler, çıkar ve düşünce grupları, devlet kurumları, yarı-resmi oluşumlar – kendi içlerinde de ayrışma, bir sorunun nasıl çözümlenmesi gerektiğine dair farklılıkları tartışma noktasında gerilmeler yaşayabilirler.
  • Bazı çıkar ve fikir gruplarının, tepkilerini sert gösteriler ile ortaya koyduklarını görebiliriz.
  • Baskı gören, mağdur olan veya olmaktan çekinenlerin, azınlıkta kalanların seslerini yükselttikleri ve sosyal destek istedikleri bir süreç de olabilir.

Kova burcunda Yeniay burcunuzu nasıl etkileyecek?​ yazımızda Yeniay'ın burçlara etkisini okuyabilirsiniz.

Kişisel yansımalara gelince;
İnsan sosyal bir varlıktır. Bize en kişisel gelen ilişkilerimizin dahi sosyal olarak oturduğu bir zemin vardır. Bireysel tercihlerimiz, sosyal çevremizi, toplumdan gördüğümüz kabulü, sevilebilirliğimizi etkiler. Aile içinde üstlendiğimiz ya da üstlenmeyi reddettiğimiz roller dahi, statümüzü ve saygınlığımızı belirler.

Sosyal bir varlık olmak hem kolaylaştırıcı hem de sıkıcıdır! Zira bizi ayakta tutan bağların, alanımızı daralttığı, hatta boğucu bir hal aldığı zamanlar olabilir. Bazen sosyal bağlarımız içinde farkımızı ve tercihimizi ortaya koyduğumuzda yalnız kalır ve aidiyetlerimizin tehlikeye girdiğini hissederiz. Ama farkımızı ve tercihimizi ortaya koymadığımızda da, kendimize ihanet etmiş, bize kendimizi var hissettiren değerleri incitmiş ya da kişisel önceliklerimizi görmezden gelmiş gibi oluruz. Bunlar zor geçitlerdir!

Böyle zamanlarda ya farklı tercihlerimiz olmasına rağmen uzlaşır, araya kaynar ve sessiz kalırız. Ya da tavrımızı, rengimizi ortaya koyar, tutumumuzu belirler ve çatışmayı göze alırız.

Bu Yeniay;
  • Aykırı olma, yadırganma, tepki çekme, sevimliliğimizi hatta saygınlığımızı tehlikeye atma riskine rağmen "olduğumuz gibi olmak" ya da "içimizden geleni ortaya dökmek" konusunda bizi zorlayabilir.
  • Bütünlük, aidiyet ve özgürlük kavramlarımızı bir daha gözden geçirebiliriz. 
  • Özgürlüğümüzün ve başkalarının özgürlüğünün sınırlarının nerede başlayıp bittiğini tartışmamız gerekebilir. 
  • Asıl eğilimlerimiz, baskıladığımız tercihlerimiz ya da gerçekten kim olduğumuz ile, olduğumuzu iddia ettiğimiz kişiliğin gerektirdiği tavırlar arasında sıkışıp kalabiliriz! Yani kendimizle yüzleşmemiz ve kendi içimizde dürüst ve net olamadığımız yerleri saptayıp yön belirlememiz gerekebilir.
  • Etrafımızdaki kişilerin de, kendilerinden bekleneni yapmak, "bize göre doğru ya da yakışan" tavrı sergilemek yerine, gerçek tercihlerini, duruşlarını, kimliklerini ortaya döktüklerine şahit olabiliriz.

Kendimize şu soruları sormamız yerinde olur;
  • Benden beklenen ne?  Çevremin benden beklediklerinin ne kadarını yapmaya hazırım, ne kadarına hazır değilim?
  • Benden beklenenler ile özdeş davranmak adına neleri gözden çıkartmam lazım? Bu "fedakarlık" beni neden ve ne kadar rahatsız ediyor?
  • Ben aslında ne yapmak, ne demek, neden yana olmak istiyorum?
  • Gerçek tercihimin ne olduğunu ortaya koyarsam, neleri kaybederim?
  • Hazır olmadığım fedakarlıkları yapmak, sonradan hem kendime hem de etrafımdakilere daha fazla acı çektirmeme neden olur mu?
  • Etrafımdakilerin gerçekte kim olduklarını biliyor muyum?
  • Yakınlarım ile benzerliklerimize dayanarak yanyana dursak da, gerçekte ne kadar uyumlu olduğumuzu hiç sorguladık mı?
  • Farklılıkları yok sayarak, dillendirmeyerek ve herkesin genel doğrulara göre davranacağını umarak davranmak, sorunun büyümesine yol açıyor olabilir mi?
  • Özgür olmaktan ve insanları özgür bırakmaktan ne anlıyorum?
  • İnsanlarla aramda kişisel özgürlüğün gerektirdiği mesafe ayarlarını yapabiliyor muyum?
  • Kendi özgürlük tanımımla başkalarının alanına zarar veriyor muyum? Özgür olmak iddiası ile sorumluluklarımı ihmal ediyor olabilir miyim?
  • Başkalarının kendileri olmasına ne kadar izin veriyorum?
  • Bir insanı olduğu gibi kabul etmekten ve kendimi koruyacak sınırları çizmekten ne anlıyorum?

Bizi değerli kılan farklılıklarımız ve bunları bütünün yararına kullanma becerimiz ve gayretimizdir. Uzlaşmak yan yana durmak için gereklidir. Ancak bütünlük arzusu ve çabası, her türlü kişisel farklılığı ortadan kaldıracak bir baskıya dönüşürse, hem bireysel hem de sosyal olarak verimi düşürür. İnsan kendisini var eden niteliklere sahip çıkmadan, bütüne de katkıda bulunamaz.

Uyum ve çoğunluğun arzusuna boyun eğmek, eğer kişilerin ve fonksiyonalitesini azaltıyorsa, bir süre sonra sosyal grubun, topluluğun fonksiyonları da zayıflar. Topluluk, güçlü görünen ama ağır ve baskılanmış iç gerilimler yüzünden patlamaya hazır bir yapı haline dönüşür.

Bu Yeniay'da, dahil olduğumuz fiziksel ve manevi tüm topluluklarda saygımız ve kendi farklılıklarımız arasındaki dengeyi bulmak için gayret göstereceğiz. Bunun için pusulamız, sevgi ve adalet olsun. Zira en derin çatışmalar bile, sevgi ve adalet ile bütünlüğü güçlendiren, yaratıcı sonuçlara dönüşür.

​Junoastrology.com


POPÜLER GALERİLER
gelinlik modelleri pudra
mac mbfwi pioneering designersi 10
lenzing ecovero mehtap elaidi mbfwi 01
korean beauty kore guzellik sirlari
new york fashion week 26
paris fashion week pudra 12
mac mbfwi pioneering designersi 10
oleg cassini collection 2117 2
EN YENİLER