Hüzün var içimizde, zaman zaman acı, korku var belki de öfke var. Kendimize şaşırıyor olabiliriz bir süredir… Tutulma enerjileri kaynamaktaydı içimizde çünkü.
Ay okyanusların gelgitlerini yönettiği, denizlerin seviyelerini yükseltip alçalttığı gibi bizlere de benzer şekilde etki ediyor. Bizim de çok büyük oranımız su…
21 Aralık zaten kendi başına çok önemli bir gün. Bu gece en uzun geceyi deneyimliyoruz, yani karanlık aydınlıktan daha güçlü. Ancak aynı zamanda Tanrıça bu uzun gecede Işığa doğum yapıyor, yani yeni bir bilince. Tanrıların giriş kapısı olarak adlandırabileceğimiz bu gündönümü ile yeni bir döngü başlatıyoruz ve 21 Aralık gecesi Oğlak burcuna giriyoruz. Ve bu önemli geceden önce, 21 Aralık sabah saatlerinde (yaklaşık 10.18) İkizler burcunda Tam Ay Tutulması gerçekleşiyor.
Bir döngü kapanıyor 2010’un son tutulmasıyla ve yeni bir döngü açılıyor 21 Aralık Gündönümü ile.
Tutulma mesajları bir süredir gelmekte…Sınırların sadece kendi içimizde olduğunu bize deneyimletmek istiyor sanki gökyüzü enerjileri.
YAPAMADIĞIMIZ HER NE VARSA, KENDİ KENDİMİZİ SINIRLADIĞIMIZ İÇİN.
Peki Niçin kendimizi sınırlıyoruz bu kadar?
Çünkü öğrendiğimizi gerçekleştiriyoruz sadece…bize belli sınırların ötesine geçemeyeceğimiz, 5 duyunun dışında deneyim yaşayamayacağımız “öğretilmiş”.
Gecede 7-8 saat uyumamız gerektiği ve bütün bir gece uyumadan ertesi güne devam edemeyeceğimiz öğretilmiş. 3 öğün yemek yememiz gerektiği öğretilmiş. İlla et, süt, peynir, yumurta yememiz gerektiği öğretilmiş örneğin. Süt içmezse nerden kalsiyum alacak çocuğumuz? gibi endişeler zihinlerimizde…Bir de spiritüel kurallar var. Örneğin, içki içersek enerjimiz düşer ya da karanlık enerjilerin saldırısına uğrarız, sigara içersek geçiş günü “geçiş”imiz zorlaşır gibi korkular zerk edilmiş…Madde alışkanlıklarımızı tabii ki bırakalım. Ancak, öyle ya da böyle, ister dünyasal, ister spiritüel olsun, kuralların ve korkuların içinde sınırlandırılmışız. Oysa her birimiz kendimize özeliz.
Richard Bach’ın Hipnozcu adlı kitabında anlattığı gibi hipnozlarımız bunlar bizim. İNANDIĞIMIZ İÇİN ÜZERİMİZDE ETKİ SAHİBİ BU BİLGİLER. Yürümeye yeni başlamış çocuğa sağa sola dokunmasın diye sürekli parmağını göstererek “cızzzz” diyen sınırlamalarla çevrelenmişiz.
SİSTEMİN PARMAĞI DEVAMLI ZİHİN GÖZÜMÜZÜN ÖNÜNDE...
”Aman ha, sakın sınırlarını kaldırmayasın…yaşama devam edemezsin, para kazanamazsın, onaylanmazsın, yalnız kalırsın, hastalanırsın, ölürsün sonra…CIZZZZZZZ.”
İç bilgilerle ve dış bilgilerle sınırlandırılmışız.
İç bilgiler; geçmiş yaşam kayıtları, aile ve soy etkileri, Astrolojik etkiler, yaşamda deneyimlediğimiz acılar, vicdan azapları, suçluluklar, öfkeler, aşkla öğrendiklerimiz vs.…güzel duygular da var elbet, hem de bolca! ama zihnimiz nedense hep olumsuzlara takılır.
Dış bilgiler ise; inançlarımız, yine Astrolojik etkiler, bazı öğretilerin ve bilimin determinist yaklaşımı, dış dünyanın kodlamaları ki buna spiritüel çalışmalardaki kodlamalar dahil (şöyle “olacak”, böyle “olacak”, şunu “yapamazsın” vs. gibi…), medyanın olumsuz dolduruşları ve yaratılan tüm kitlesel korkuların biriken bilgileri…
HEPİMİZ BOĞAZIMIZA KADAR BU İÇ VE DIŞ BİLGİLERLE DOLUYUZ.
Ve 21 Aralık tutulmasıyla boğazdan çıkış kapısını açabiliriz Arkadaşlar!
Tutulma İkizler burcunun son derecelerinde oluyor. İçinde bulunduğumuz dönemin bütününe baktığımızda, çok önemli bir döngü kapanışındayız.
TÜM ESKİ BİLGİLERİN ÜZERİMİZDEKİ ETKİLERİNİN DÖNGÜSÜ SONLANIYOR. Tabii ki, eğer farkında olur ve buna kişisel olarak izin verirsek.
İkizler burcunun gezegeni Merkür’ün bize mesajı var tutulmayla ilgili:
“Sizi kuşatan bu bilgilerde tutsak olmuşsunuz. Bir acının, bir korkunun etrafında dönüp duruyorsunuz sürekli, farkında olmasanız da. Bir parçanız geçmişte kalmış…bir parçanız geleceğin korkularına tutsak olmuş. Aynı yerde dönüp duruyorlar, görebiliyor musunuz? Zihniniz suçlanmış sizi kontrol altına aldığı için…OYSA ZİHNİNİZ İPOTEK ALTINDA! Zihninizi siz kendinizin dışındaki güçlere teslim etmişsiniz. Anlayın artık, Zihin suçlu değil…Ben sizin zihin hapishanenizim…Ama aynı zamanda ben sizin Sema’dan yansıyan aklınızım ...Sema’nın Aklını alın elinize, zihninizi sizi tutsak eden tüm bilgi bağlarından özgürleştirerek…”
Merkür Yay burcundan sesleniyor bize bu tutulmada. Gerçeğimizi ifade edebilmeye gidiyoruz. Şeffaflaşmaya gidiyoruz. Ancak bunun için gerçeğimizi görebilmemiz gerekiyor, ki bu da büyük cesaret istiyor.
Eski bilgilerle tüm bağları keselim tutulma enerjisinin gücüyle…Eğer gerçek özgürlüğe adım atmaya hazırsak! Çünkü daha önce deneyimlemediğimiz bir döneme yolculuktayız Arkadaşlar.
Güneş Yay burcunun son derecelerinde ve Kova’nın evinden aydınlatıyor tutulmayı. Birlik bilinci var. Meditasyonlarımızda insanlığa, toplu uyanışa, dünyaya ve evrene yönelik çalışmalar yapalım, sevgimizi ve gücümüzü birleştirelim kendimizin ve bütünün en yüksek hayrı için.
Uranüs ve Jupiter kendimizi fark edebilmemize sevgiyle destek veriyorlar ve içimize yerleştiriyorlar eski inançlardan özgürleşme etkisini…Onlara kabul gösterelim. Tüm zorlanmaların yanında, Evrenden sevgi, şevkat ve destek var bu tutulmada!
Uyanış var…gerçeklerin ortaya çıkması var…yepyeni bilgilerle buluşmaya doğru gidiyoruz.
Bilim insanları bugün geldikleri noktada, bedenin ölüme programlı olmadığını! tespit etmişler. Bedenin zamanla ilişkisi tamamen içsel imiş. Yani beden yok olmaya ve ölüme programlı olmadığı halde yaşlanıyoruz ve her beden de birbirinden farklı yaşlanıyor. Aynı yaşta olan kişiler aynı oranda yaşlanmıyorlar. Üstelik bedenin farklı bölümleri de farklı yaşlanıyor. Zamanın efendisi olan Satürn gezegeninin bize verdiği kısıtlamalar çözülüyor artık. Dünya zamanını yaşama biçimimiz değişiyor. Zamana tutsaklığımızı fark etmeye başlıyoruz. Zaten yeni nesil olan gençlerimiz ve çocuklarımız dünya zamanına uyum gösteremiyorlar. Ve bilimin zamanla ilgili bulguları da değişiyor. ESKİ BİLGİ SONLANIYOR. BİLİM İNSANLARI ZAMANI DIŞIMIZDA ARAMIYORLAR ARTIK, zamanı içimizde kontrol eden mekanizmayı anlamaya çalışıyorlar. Bunun sonucunda zamanın dışına çıkarak ölümsüzlüğe doğru bir gidişin başlayacağını söylüyorlar
İşte bu araştırmalar 21 Aralık İkizler tutulmasının etkilerini bize işaret ediyor Arkadaşlar. Bedenlerimizde bu güne kadar bizi sınırlayan tüm etkilerin dışına çıkıyoruz artık!, yeter ki fark edelim. Aynı şekilde, inançlar, para sistemi, yönetim şekilleri, ekonomi, güç kavramı, evlilik kurumu, eğitim sistemi ve çocuklarımızı yetiştirme konularında bugüne kadar öğrendiğimiz pek çok bilginin döngüsü kapanıyor ve daha öteye geçiyoruz 2011’de.
Aralık enerjilerinde Adem ve Havva’dan ve cinsel enerjiden bahsetmiştik. Bu tutulma ile dişi enerji farklı bir bilince sıçrama yapıyor adeta. Bunun için içimizdeki Havva ve Lilith’i sevgiyle birleştirelim. Eski bilgilerin döngüsünden ve cinselliğin suçluluğundan çıkalım. İlk Atalarımızı şifalandıralım.
Zeus’un eşi ve tek evli Tanrıça olan Hera, Başak burcundan bize yalnızlık yeminlerimizin de döngüsünü kapatmamız için sesleniyor 21 Aralık’ta.
Tutulma ayrıca aile aurasındaki kayıtlarımızın döngülerini kapatabilmemiz için bize çok büyük bir destek veriyor. Eğer hazırsak, kapatalım döngülerimizi ve bunun için gelen yardımı alalım. Biz seçersek adım atabiliriz o özgür alana! 2011’e özgürleşmiş olarak başlayalım.
Flash Forward adlı dizide, insanlar geleceklerinden bir kesit görüyorlar ve bütün yaşamları değişiyor. Gördükleri sahneler o gün yaşamakta oldukları hayata genelde çok aykırı…olumlu sahneler olsa da genelde çok olumsuz kesitler görüyorlar. Ancak ne yapsalar da o gördükleri sahnelere doğru çekiliyorlar. Bir kere gördüler ve gözlem yaptılar çünkü geleceklerine. Belki de geleceklerindeki seçeneklerden sadece birine!
Eski sistemin döngüsü kapanırken içinde olduğumuz bu dönemde, 21 Aralık Tutulması kehanet döneminin de artık sonlandığını bir kez daha hatırlatıyor bilgi burcu İkizlerde. Geleceğimiz kehanetlerin elinde değil, kendi elimizde. Geleceğimizle ilgili pek çok seçeneklerimiz arasında, gözlem yaptığımız ve odaklandığımız hangisiyse onu yaşıyoruz. Fal, büyü, kehanetler gibi irademize müdahale eden sistem sonlanmaya gidiyor.
Yerine, Yaradan katından, kendi iç sesimizle öz’ümüzle, İlahi olan yanımızla ve bu alandaki destekle içsel olarak aldıklarımızı Sema’nın Aklıyla birleştirerek yol alabilme gücü geliyor.
Tutulma enerjisi yine kitleleri etkileyen başka bir konuya işaret ediyor. Gizli Oluşumlar ve yeraltından yapılan çalışmalar gündeme gelebilir. Dünyayı bu şekilde yöneten Güçlerin de 2011’den itibaren eski saltanatlarının kalmayacağını bekleyebiliriz. Bu güçler ve örgütler de eski enerjinin ve eski sistemin insanlığa dayattıkları çok önemli bir tutsaklık uykusu oldular. Ancak bunun için bireysel olarak hepimizin kendi içsel gücümüzü elimize almamız gerekiyor! Uyanmamız gerekiyor. Kendimize inanmamız gerekiyor. Her ne yaptıysak ve her ne yapıyor olursak olalım, hepimizin çok özel varlıklar olduğumuzu hatırlamamız gerekiyor.
Satürn gücümüzü elimize almamıza ve karanlıklarla bütünleşebilmemize yardım ediyor bu tutulmada. Şu anda bu karanlık güçler var ise dünyamızda, bu hepimizin bütünlüğünün bir parçası olduğu ve buna izin verdiğimiz içindir. Karanlıkları red etmek değil, içimizdeki karanlığı aydınlatarak dengelemek yolunda olabiliriz. Gittiğimiz dönemde bu anlamda ne kadar kendi gücümüzde kalabilirtsek, bize kitlesel korkularımızla sızmaya çalışan bu enerjileri ne kadar dengeleyebilirsek, o kadar az kaos yaşarız ve o kadar sevgide-huzurda oluruz.
Şimdi, bize söylenenleri bırakalım gelecekle ilgili lütfen ve soralım kendimize: ESAS BİZ NASIL BİR GELECEK YARATMAK İSTİYORUZ? TÜM SINIRLAMALARIN ÖTESİNE GEÇMEYE HAZIR MIYIZ?
Ortodoks anlayışın sonuna gelmek üzere yardım alıyoruz. Hepimiz görünenin ötesindeki gücümüzle buluşabiliriz. Görünenin ötesinden kokmak değil, gücü bilgece kullanarak görünenin ötesine açılma dönemi başlıyor. Başka bir deyişle, İlahi yanımızla iletişimimiz güçleniyor ve 5 duyumuzun ötesindeki deneyimlere açılıyoruz, böylece boyutlar arası olan Varlığımızı daha fazla keşfediyoruz. Evrensel sistemin gerçeklerinin nasıl mucizelere kapı açabileceğini fark ediyoruz. İşte o zaman bizi korkutan ve sınırlayan tüm bilgilerin dışına çıkabiliyoruz. Ama bunu ancak kendimiz yapabiliriz. Bizim yerimize hiçbir güç yapamaz. 21 Aralıkta yeni bir bakışın açılması için gelen yardımı alalım lütfen.
Terazideki Satürn yine bu yaşamdan veya geçmişten gelen ve döngüsü biten ilişkilerden ve bu bağlardan özgürleşmemiz için destek verirken çatışma, saldırganlık ve kaybetme korkularımızı şifalandırmaya çalışıyor. Ayrıca, devam eden ve yeni başlayacak olan ilişkiler için partnerler arasındaki güçlü köprülerin temelini de atıyor!
Ve çocuklarımızla iletişimimizi zorlaştıran iç bilgilerin de farklı bir düzeye geçmesi için açalım kendimizi bu tutulma enerjisiyle. Çocuklarımız bizim merceğimizden bakmıyorlar yaşama. Onlarda bizim kayıtlarımız yok. Onları eski sistemin bilgileriyle yetiştiremeyiz artık. Bizlerin çocukken kapattığımız o biricikliğimiz ve geldiğimiz boyutlarla olan bağlantımız, onlarda açık…Onları anlayabilmek için kendimizi eğitmeliyiz ve onların bize işaret ettiklerini görebilmeliyiz. Çocuklarımızın hepsi kendilerine özeller ve genel kuralları zaten kabul etmediler. Gittiğimiz dönem çocuklarımıza yönelik yeni bir döngüyü de başlatabilir. Onlar bizim geleceğimiz. Geleceğimizi ne kadar sınırlamak istiyoruz?
Yine iletişim ve bilgi burcu olan İkizler tutulmasında İç ve dış “sesimizi” sevgiyle duyabilmeye açalım kendimizi. Sesimizi seviyor muyuz? Kendimizi duyduğumuz oranda huzurla ve sevgiyle ifade edebiliriz başkalarına. Başkalarını yoruyor muyuz konuşurken? Kendimizi ifade edişimiz nasıl? Bakalım kendimize ve gerçeğimizi görelim. Kendimizi ifade ediş biçimimiz ve sözcüklerimizin anlamı yaşamımızı yaratmamızda çok etkili. Konuşma biçimimize, iletişim biçimimize, sözcüklerimizin olumlu ya da olumsuz anlamlarına ve sesimizi nasıl kullandığımıza dikkat edelim. Ağzımızdan çıkanı kulağımızla da duyalım:J
Sevgili Arkadaşlar, 2011’e çok etkili bir tutulma ile adım atıyoruz. Bu güçlü enerjiyi hep birlikte kendimizin ve bütünün en yüksek hayrına, önemli dönüşümlere, eski sistemin döngüsünden özgürleşmeye ve uyanışa vesile yapabilmemizi diliyorum ve yeni yılınızı şimdiden kutluyorum.
Serpil Doğançay, derki.com