Yengeç Burcu'ndaki Yeniay'dan nasıl etkileneceğiz?
Güvenlik hissi, tanıdıklık, aidiyet, bağlılık, alışkanlık, süreklilik, adalet gibi kavramlarla yakın plan dans eder. Bizler bazı konumlar, mekanlar, insanlar ve nesnelerle, bizi koruduğuna, beslediğine, rahatlattığına, desteklediğine, sakındığına inandığımız bir bağ kurar ve bu bağın tehlikeye girdiği ya da bizim alıştığımızdan daha farklı bir hale dönüştüğü durumlarda kaygı duyarız. Ne için mi? Elbette kendi rahatımız için.
Maddi ya da manevi herhangi bir kayba uğramak, umduklarımızı bulamamak, eksilmek ya da es geçilmek düşüncesi bizde abartılı bir huzursuzluğa yol açar. Zira insanın tutabildiklerine, görebildiklerine, kullanabildiklerine, kontrol edebildiklerine güvenmek gibi bir ısrarı ve yola güvenmek konusunda bir çekincesi vardır. Oysa şu evrende bir iş yok ki, biz ne kadar kasarsak kasalım, sonunda olacağına varmasın.
İnsan kendi kırılganlığını içe kaçarak ya da savaşarak red ve inkar ettiği sürece, yaşadığı her beklenmedik olay, ensesine yediği bir tokat etkisi yapar!
"Yine gıcık bir şey oldu, bak!" der ve evrenin bizimle bir derdi olduğuna, sevilmediğimize, bizimle uğraşıldığına, bir rahat bırakılmadığımıza, hatta ısrarla acılara gark ve mahkum edildiğimize inanırız.
Zira Yol’un bizim umduğumuzdan, ya da sımsıkı tutunduğumuzdan daha hayırlısını getirebileceğine dair bir inanç geliştirmek, bize zor gelir.
Kendimden örnek vereyim; hayatım boyunca en memnun olduğum notebook'larım hep belli bir marka oldu. Arada bir maddi koşullarım yetmeyip bir başkasını aldığımda da, hep gönülden bağlı olduğum o markaya geri dönmek için kıvrandım. Sonunda da birkaç ay önce, bu güne dek asla vermediğim türden bir para vererek, çok beğendiğim bir modeli satın aldım. Aldım da, sorun bakalım bir rahat yüzü gördüm mü? Önce ekran renkleri bir türlü istediğim gibi bir ayara gelmedi. Sonra başka nedenden bir format yemesi gerekti. Dün bariz bir anakart sorunu çıkarttı ve en az 20 gün kadar benden uzak kalmak üzere yetkili servise doğru yolunu tuttu. Ve ben bu süre içinde notebook'suz kalamayacağım için "şimdilik idare etsin" diye hiç almayı düşünmeyeceğim bir markanın, düşük işlemcili bir modelini almak zorunda kaldım. Sonuç; valla mutluyum.
Ama siz bir de "Anakart ayvayı yedi galiba!" dediğim andaki halimi görmeliydiniz. Tanrı’nın bana işimi görecek ve yolumda destek verecek olanın her zaman benim için uygun görünen seçenek olmadığını göstermesi ve benim "konfor takıntımı" gidermek için yaptığı "yaratıcı" bir sürprizdi bu… Hamd olsun aldım, yerine koydum. Bir anda beni terk eden huzuru da yeniden buldum.
Bu Yeniay'da yaşadığımız olayları nasıl değerlendirmeliyiz?
Huzurumuzun kaçacağından, bir şeylerin istediğimiz gibi gitmeyeceğinden, gelişmelerin bize kayıp ya da sıkıntı olarak geri yansıyacağından şüphe etmek bile zaten huzurumuzu ve tadımızı kaçırmaz mı?
Üstüne kapandığımız, "Aman da bir şey olursa ne ederim?" diye titrediğimiz konulardır bizi zaaflı hale getiren… Bizi güçlü ve huzurlu kılan ise, yaratanın tüm yollarında bir ışık, bir ferahlık, bir çözüm, bir özgürlük bulacağımıza güvenmektir.
Bu Yeniay’da, güvenlik, rahatlık, huzur, bağlılık gibi konularda tutunduğumuz kişi, konum ve tutumları değiştirmemize neden olabilecek deneyimler çıkabilir karşımıza. Bu deneyimleri kaygı krizine düşmeden aşmak istiyorsanız "uzlaşın ve uyumlanın".
İçinize çekilmek yerine, güvenlik sınırlarınızı biraz geri çekin. Ve kapanmak istediğiniz noktada, durumun getirdiklerine açık olmaktan bu kadar korkmayın. Zira hattı müdafa edeyim derken sathı, "yani iç dengeyi ve duruşu" kaybetmeye hiç gerek yok. Kuşkucu, mızmız, kaçınmacı, yokuşa sürücü, ya da "pasif agresif" olmak yerine, gayretli, yapıcı, çözümcü, ılımlı ve umutlu olun. Alışkın olduklarınızla değil, el’an yola ve duruma uygun olanla devam edin adım atmaya. Zira çözümler, zihnini endişeli değil açık ve ümit var tutana gelecek, evrenin ışıltılı ırmağından akanlar "siz bırakırsanız" kalbinize ve hayatınıza dolacak, gidenlerin yeri "şimdiki bize" göre değil, "dönüşeceğimiz bize" uygun olanla dolacaktır.
junoastrology.com