› 
 › 
takvim 06.08.2009

Kiralık Adam

Bir kadınla erkeğin birbirini anlaması, birbirini istemesi, birbiriyle anlaşması birbirlerini çok seviyor olsalar bile neden bu kadar zor?

Ne zamandır bu konuyu yazacağım; güncel konuların aciliyetinden bir türlü fırsat bulamamıştım. Kitabı ilk çıktığı hafta bir çırpıda okuyup bitirmiştim. Şimdilerde 20. baskısına ulaştı. Yazarı Yazgülü Aldoğan'ı peşinen tebrik ediyor ve hikâyenin derinlerine giriyorum…


Romanın ismi bir kere dikkat çekici; "Kiralık Adam". Adam katil mi, jigolo mu, ne? İnsanda bir merak uyandırıyor. Kitabı okuyunca anlıyorsunuz ki, hikayenin erkek kahramanı Uğur, para karşılığı kadınlarla yemeğe çıkıp flört eden, daha sonra işi daha da boyutlandırıp cinsel terapilere başlayan hoş bir adam. Üstelik bu adamın âşık olduğu bir de kadın var.

Hikâye işte burada düğümleniyor. Böyle bir "iş" yapıp öte yandan sevdiği kadını arzulaması… Erkek için hadi bir derece ama ya kadın için? Sevgilisinin işini baştan kabullenmiş bir kadın olarak sonradan arıza çıkarıp çıkarmamak arasında kalıyor sürekli… Aşk ve cinsellik, gurur ve inat, gitmekle kalmak, iki sevgili arasında tartışılıp duruyor… İkisi de vazgeçemiyor aşklarından? Hem çok zor bir durum, hem de karmaşık, ama bir o kadar da güçlü duygularla birbirlerine bağlılar…

Nitekim her türlü şartın uygun olduğu ilişkilerde bile aşk şiddetinin bazen cılız kalması, insanı sorgulamaya itiyor. Şartlar uygun, zamanlama fevkalade, durum maddi ve manevi rayında… Ama gel gör ki bir şey eksik. Belki sevgi, tutku, heyecan… Kimi zaman da durum tam tersi. Aşk var, istek var, tutku var, heyecan var ama zamanlama yanlış ya da kişi yanlış…

Hayat bizi fark ettirmeden devamlı seçimlere sokuyor. Her an bir karar verme durumundayız. Gündelik, iş veya aşk yaşamımızda… Verdiğimiz kararlar yaşamımızın bir sonraki evresini etkiliyor. Doğru karar verip vermediğimizi hiçbir zaman bilemeyiz. Zamanı geri döndürmek, filmi başa sarmak mümkün olmadığı için gerçek hayatta.

Kiralık Adam'la imkansız aşk
Kadın kahramanın "Bir kadınla erkeğin birbirini anlaması, birbirini istemesi, birbiriyle anlaşması birbirlerini çok seviyor olsalar bile neden bu kadar zor?" düşüncesine dalması ortak sorunumuz belki de.

Kitapta cinsel terapi gören kadınlardan biri olan, sözde 'frijit' türbanlı bir genç kız seanslar sonunda şu sonuca varıyor ve rahatlıyor: "Nişanlım bana çok itici geliyor. Zaten beğenmiyormuşum da bilinçaltında, kendime itiraf edemiyormuşum. Birden neden cinsellik istemediğimi, neden korktuğumu çözmeye başladım. Galiba bu, bir 'cinsel birlikteliği istemiyorum' dan çok, 'onunla bir birlikteliği istemiyorum' demek." Kitapta buna benzer pek çok diğer sorgulamaları okuyorsunuz.

Kadınların iç dünyasını el verdiğince anlatmaya çalışmış yazar. Ancak, bu noktada istiyorum ki bu kitabı erkekler de okusun. Doğru bilip uyguladıkları yanlışları görsün. Ülkemizde "tabu" olarak görülen "cinsellik" konuşulmadıkça, yazılmadıkça pek çok çift mutsuz olmaya devam edecek. İşte bu kitap, topluma faydalı bilgiler verirken bunları bir aşk hikâyesinin içerisine sığdırmış. Bu nedenle çekinmeden okunmalı…

Ece Vahapoğlu/Takvim

Kiralık Adam
Yazgülü Aldoğan
Alfa Yayınları


POPÜLER GALERİLER
gelinlik modelleri pudra
mac mbfwi pioneering designersi 10
lenzing ecovero mehtap elaidi mbfwi 01
korean beauty kore guzellik sirlari
new york fashion week 26
paris fashion week pudra 12
mac mbfwi pioneering designersi 10
oleg cassini collection 2117 2
EN YENİLER