2 Temmuz Cuma
Festival: Küçükçiftlik Park’ta, Unirock Festival 2010 – 1. Gün, Saat:12.00
Festival: Kuruçeşme Arena’da, Bi' Büyük Fest, Saat:17.00
Yatta jazz: Nis Yatı’nda, Dinner'n Jazz - Apple Jazz Band (Kentet), Saat:20.30
Konser: Kuruçeşme Arena’da, Teoman, Saat:21.00
Festival: The Marmara Esma Sultan’da, İstanbul Caz Festivali Açılış Konseri, Saat:20.30
Konser: Blans Jolly Joker’de, Işın Karaca, Saat:22.00
Konser: Çubuklu Hayal Kahvesi’nde, Replikas, Saat: 23.59
3 Temmuz Cumartesi
Festival: Küçükçiftlik Park’ta, Unirock Festival 2010 – 2. Gün, Saat:12.00
Şenlik: Tünel, Galata ve Şişhane’de, Tünel Şenliği, Saat:18.00
Oyun: Kulis Oda Sahnesi Caddebostan’da, Herkes mi aldatır?, Saat:21.00
Konser: Balans Jolly Joker’de, Kolpa – Marvin, Saat:21.00
Parti: Supperclub’da, İstanbul Night Party, Saat:23.00
DJset: Supperclub’da, DJ Russell, Saat:23.30
4 Temmuz Pazar
Vapurda jazz: Kabataş Vapur İskelesi’nde, Caz Vapuru, Saat:11.00
Festival: Küçükçiftlik Park’ta, Unirock Festival 2010 – 3. Gün, Saat:12.00
Haftanın kitabı
Bugün Pazar, canım öylece oturmak istiyor derseniz ise, naneli limonatanızı elinize alın ve Ertuğrul Özkük’ün tabi ki Doğan Kitap’tan çıkan “tuhaf” kitabının sayfalarına dalın.
Özkök, kitabın arka kapak yazısında şöyle demiş; “Ben size bu kitapta, başkalarının hayatlarından ve kendi hayallerimden inşa ettiğim tuhaf hakikatleri anlatacağım. Onları ben yarattım, onlar da beni yarattı. Sizi inancın labirentlerine sokacağım. Tabiatın açıklanabilir caddelerinin alelade kalabalıklarından kurtarıp, tenha ara sokaklara çekeceğim. Aydınlıklardan kaçıp, loş kapı aralarında iş tutacağız. İnsana ait hiçbir şeyin şaşırtamadığı ruhları bile şaşırtacak şeylere dalacağız. Tek şartım var. Sorgulamayacaksınız, ikna olacaksınız, biat edeceksiniz, inanacaksınız. Bana inanacaksınız. Kayıtsız şartsız inanacaksınız. Çünkü bu bir yolculuk. Tuhaf şeylere yolculuk. Gerçeğin katı ufkunun ötesine geçeceğiz. Kaf Dağının arkasındaki Simurga gideceğiz. Otuz Kuşu bulmaya çalışacağız. Allahtan ki bulamayacağız. Söz veriyorum: İyi bir yolculuk olacak. Arkanıza yaslanın, rahat edin, kendinizi bırakın. Ve emin olun, bu yolculuk, yolculuğun kendisi, gittiğimiz yerden çok daha tuhaf, çok daha baştan çıkarıcı. Bu kitap bittiğinde geride kalan harabe ise, hepimizin hakikati olacak. Çünkü en Tuhaf olan biziz...”
Tuğba Gürkök