Ayhan Kaya Sensei tarafından 1997 yılında Japon Savaş Sanatı Aiki Art çalışmaları için kurulan, Aikido Schools of Ueshiba Organizasyonu aracılığıyla Japonya, Tokyo’daki Aikido World Headquarters‘e bağlı olan İstanbul Aikikai'de derslere katılımcı ve seyirci olarak isteyen herkes katılabiliyor.
İstanbul Aikikai'de yetişkinler için belirlenen program şöyle:
Pazartesi
18.30 – 19.20 Bukiwaza (Weapons Class)
19.30 – 20.30 Aiki Art
Salı
19.15 – 20.30 Systema
Çarşamba
19.15 – 20.30 Bukiwaza (Weapons Class)
Cuma
19.15 – 20.30 Aiki Art
Cumartesi
09.30 – 10.45 Systema
Yetişkin Grubu (Aiki Art) 1 aylık ücret 180 TL, Yetişkin Grubu (Systema) 1 aylık ücret 160 TL.
İstanbul Aikikai & İstanbul Systema
Adres: Terakki Vakfı Okulları Akatlar Ebulula Mardin Cad. 12 / A Levent / İstanbul
Tel: 0533 696 39 54 - 0212 351 00 60 Dahili: 207 - 208
www.istanbulaikikai.org
www.istanbulsystema.org
Aikido nedir?
Aikido’nun kurucusu Morihei Ueshiba, 14 Aralık 1883 yılında Japonya’da doğdu. Küçük bir çocukken babasının yerel çeteler tarafından politik sebeplerden ötürü sürekli itilip kakıldığını gördü. İntikam almak için güçlü olmanın yollarını aradı. Kendini zorlu fiziksel kondisyon çalışmalarına ve savaş sanatları eğitimlerine adadı; jujitsunun çeşitli stillerinde, fencing ve spear fighting stillerinde ustalık belgeleri aldı.
Etkin savaş sanatları bilgisine ve fiziksel kondisyonuna rağmen tatmin olmadı. Bir yandan savaş sanatları çalışmalarına devam ederken, yaşam ile ilgili daha derin anlamlar bulma umuduyla dini araştırmalarına başladı. Savaş sanatları eğitimini, dini ve politik ideolojileri ile birleştirerek modern savaş sanatı “aikido”yu yarattı. Kurucusu olduğu bu savaş sanatına “aikido” ismini 1942′de verdi (önceleri “aikibudo” ve “aikinomichi” diyordu).
Aikido teknikleri, modern judonun da dayandığı jujitsunun farklı birçok stillerine (özellikle de daitoryu-(aiki) jujitsu) ve çeşitli kılıç ve sopa tekniklerine dayanır.
Çok basitçe özetlemek gerekirse, aikido eklem kilit ve fırlatma tekniklerini jujitsudan alır ve bu teknikleri kılıç ve sopa dövüş sanatlarındaki vücut hareketleri ile birleştirir. Ancak kesinlikle bilinmelidir ki, çoğu aikido tekniği O Sensei Morihei Ueshiba’nın kendi fikirleri ve yarattığı yenilikler sonucu ortaya çıkmıştır.
Ueshiba dini olarak o zamanlar Japonya’da yeni benimsenmeye başlanan Omotokyo’nun takipçisiydi. Omotokyo, yarı “yeni-shintoism” ve yarı “sosyo-politik idealism”e dayanan bir dindir. Omotokyo’nun hedeflerinden biri, tüm insanlığı tüm dinlerin biraraya geldiği tek bir çatı altında birleştirmekti. Omotokyo’nun etkileri göz önünde bulundurulmazsa, O Sensei’nin sözlerinin ve yapıtlarının çoğunu tam olarak anlayabilmek mümkün olmaz.
Birçok insanın düşünce ve iddialarına rağmen, Aikido’nun birleştirilmiş bir felsefesi yoktur. Bunun yerine, sadece Aikido çalışanlar tarafından sözlü olarak paylaşılan veya Aikido hakkında düzensiz yayınlarla iletilen dağınık ve sadece kısmen uyumlu dini, etik ve metafiziksel inanışlar vardır.
Bunlardan bazıları:
- Aikido, düşman ile savaşmak veya onu yenmek değil, uzlaşma yolu ile insanları bir aile yapmaktır.
- Aikido’nun özü, “ki”yi (hayat gücü, manevi enerji) geliştirmektir.
- Aikido’nun sırrı evren ile bütünleşmektir.
- Aikido herşeyden evvel kişinin zihin ve beden hakimiyetine ulaşmasının yoludur.
- Vücut, evrenin yarattığı fiziksellik ve ruhsallığın somut olarak bütünleşmesidir.
Aikido’nun bütün felsefi yorumları özünde iki temele dayanır:
1. Uyuşmazlıklara ve çatışmalara mümkün olduğunca barışçı çözümler getirme
2. Aikido antremanı yolu ile kişinin kendini geliştirmesi
Systema nedir?
Rus Savaş Sanatı olarak da bilinen Systema, 10. yy’a dayanan bir geçmişe sahiptir ve Bogatyr (Rus kahraman / şövalye) tarafından çalışılmıştır. Rusya, tüm tarihi boyunca kuzeyden, güneyden, doğudan ve batıdan gelen istilhacıları püskürtmek zorunda kalmıştır. Tüm bu istilhalar sırasında da istilhacılar kendi savaş ve silah stillerini beraberinde getirmiştir.
Savaşlar farklı arazi yapılarında, dondurucu kış soğukları ve boğucu yaz sıcakları gibi çeşitli hava şartlarında ve genellikle Rusların sayıca düşmanlarından az olduğu koşullarda yapılıyordu. Bütün bu etkenlerin sonucu olarak, Rus savaşçıları güçlü bir “ruh”un, son derece yenilikçi ve çok yönlü fakat aynı zamanda pratik, ölümcül ve her türlü düşmana karşı her türlü koşul altında etkili “taktik”lerle kombine edildiği bir stil geliştirdiler. Bu stil, katı kuralları, yapısı veya sınırları (ahlaki sınırlar hariç) olmayan doğal ve serbest bir stildi. Tüm taktikler içgüdüsel reaksiyonlar, kişisel dayanıklılık, güç ve karakter üzerine kurulmuş, özellikle çabuk öğrenilmek üzere tasarlandı.