Serhat Akinan "Ada ne yazık ki çehre değiştirdi, ellerinde market torbalarıyla gelen piknikçilerin uğrak yeri oldu. Biz Ada’yı eski günlerine döndürmek istiyoruz. Burada yaşayanların iki mezeye, bir kadeh içkiye saçma sapan paralar vermeden etlerini yiyecekleri, kaliteli bir kadeh şarap içecekleri bir mekan yarattık" diyor.
Akasya’nın işletmecisi de Can Ayverdi. Ayverdi Mini Müzikhol, Godet, Diskotek gibi İstanbul gece hayatının popüler birçok mekanını da işletmeciligini yapmış bir isim.
Yeme-içme sektörüne girmek nereden aklınıza geldi?
Su productions adında bir yapım şirketim var. Türkiyenin en büyük şirketlerine prodüksiyon hizmetleri veriyorum. Ayrıca kısa filmler çekiyorum. Yönetmenliğini yaptığım "Kentler ve Gölgeler" isimli bir televizyon programım var, iki yıldır yayımlanıyor. Hal böyle olunca bu sektöre girmeme herkes şaşırıyor tabii ama cevabım basit: Bizdeki yemek düşkünlüğü genetik! Tatarız. Yemeğe önem veren, sofra başında sevdiklerimizle bir araya gelip sohbet etmekten hoşlanan bir ailede büyüdük. Dedemin dedesinin lokantası varmış Kırım’da. Babam derseniz Türkiye’nin önemli gurmelerindendi. En sonunda Şişli’de şarküteri açmıştı. Adı da Cici Meze idi. Evde çeşit çeşit yemek pişerdi.
Akasya ne zaman açıldı? Menüsünde ön plana çıkarmak istedikleriniz neler?
Daha on gün oldu. Ada’da sezon açılmadığı için hafta içi kalabalık değil. Hafta sonları da dostlarımız geliyor. Menüde en iddialı olduğumuz şey etler. Bonfile en iyi yerden alınıyor, köfte ve hamburger ise şefimizin herkeslerden sakladığı bir lezzet formülü içeriyor. Şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki: "Burada yediğiniz eti başka yerde tadamazsınız" Et dışında ön plana çıkmasını istediğiz şey ise şarküteri ürünlerimiz ve şarap kavımız. Suvla yükselişte olan bir Türk şarabı. Kavımızda önemli bir yeri var. Mutfakta da çok usta bir isim var. Rixos’un eski baş aşçısı Şenzat Toköz burada.
Adını eski Akasya Oteli’nden alıyor
Büyükada’nın en nezih mekanlarından Calypso Otel 1934 yılında Akasya adını almış. Hatta adını Atatürk’ün koyduğuna dair rivayetler de konuşulur. Akasya Otel bir yangında yok oluncaya kadar hizmet vermiş. Ada’nın olduğu kadar İstanbul’un da en gözde yerlerindenmiş. Burası da o yangından sonra restoran-bar olarak açılmış. İsmi de otelin anısına Akasya olmuş. Müzeyyen Senar gelirmiş, Nilüfer gelir burada sahneye çıkarmış. Sonra Akasya cafe kapanmış. Yıllarca başka isimlerle, başka işletmeler devralmış. Bizim aklımızda ise direkt Akasya ismi vardı. Tarihi dokuyu bozmak istemiyorduk ve Adalıları eski günlere döndürmek istedik.
Dekorasyonu kim yaptı?
Mine Sayın ile çalıştık. Ada’nın dokusuna uygun yaşanmışlık hissinin ortaya çıkmasında bize çok yardımcı oldu. Akasya, son olarak bir nargile cafeydi. Her şey yıkıldı. Yerdeki karolardandan, duvarlara kadar her şeyi baştan yarattık. Mekanın kendi içinde iki bölümü var. Bir yerde bank benzeri oturma grupları var, önünüzden faytonlar geçiyor. Tam bir ada atmosferi yaşıyorsunuz. Diğer yanda sedirle çevrili oturma grupları var. İstanbul’da bir cafedeymiş gibi hissetmenizi istedik. Aşırı lüks olmamasına dikkat ettik. Fazla steril, plastik görünümlü mekanlardan olsun istemedik. Şube açmayı da şimdilik düşünmüyoruz. Burası Ada’nın Akasya’sı olarak kalacak. Ayrıca sezonluk bir yer değiliz. Hayalimiz kışın da burada olmak. İnsanların kışın da Ada’ya kaçacakları birmekan olmak istiyoruz. İşi gücü bırakınca ya da en azından ofisi buraya taşıyınca ben de 24 saatimi burada geçireceğim sanırım.
Akasya 150 kişilik bir mekan. Saat 09.00-02.00 arasında hizmet veriyor. İki kişilik ortalama bir yemeğe, birer kadeh şarap dahil ayırmanız gereken bütçe 120 TL civarında.
Pelin Çini
Akasya Restoran
Adres: 23 Nisan Cad. No: 49 Büyükada (Belediye'den yukarıya çıkarken Splendid Oteli'nin yanı, Kahve Dünyası'nın hemen karşısı)
Tel: 0216 382 10 50
www.akasyabuyukada.com