› 
 › 
pudra.com 08.01.2010

Moskova'ya seyahatin tam zamanı!

Moskova, Kızıl Meydan’ı, Kremlin Saray’ı, müzeleri, parkları, katedralleriyle çok özel bir yer...

Su hayattır. Medeniyetler suyun çevresinde yükselir. Moskova Nehri’nin kıyısında can bulan Moskova da diğer şehirler gibi aynı kaderi yaşıyor. Rusya için özel bir yeri bulunan başkent Moskova, 1146 yılında kuruldu ve o günden bugüne dünyayı sarsıcı olayların şahitliğini yaptı. Yani Moskova, bir anlamda değişimin simgesi ve görünen o ki değişim rüzgarlarından bir şekilde nasibini almaya devam edecek. Her gezginin uğraması gereken bir durak olan Moskova’ya biz de bu ayki gezimizde yer veriyoruz. Çünkü Moskova, Kızıl Meydan’ı, Kremlin Saray’ı, müzeleri, parkları, katedralleriyle çok özel bir yer. Moskova’ya gelir gelmez 10 milyonun üzerinde bir insan kalabalığına karışıyoruz. Arabaların üzerleri toz içerisinde. “Nasıl olsa zamansız yağmur yağıyor” diyerek, Ruslar arabalarını yıkama işini yağmura bırakmış. Geniş caddeleri ya birbirinden ultra lüks araçlar ya da Rus markası arabalar süslüyor. Moskova eski dönemlerinden uzakta, yeni yüzüyle şimdi para ve lüks meraklılarının uğrak noktasına dönüşüyor.

Moskova'ya seyahatin tam zamanı!
Kremlin Sarayı


Moskova’nın kalbi
Moskova kuşkusuz akıllara hemen Kızıl Meydan ve Kremlin Sarayı’nı getiriyor ve Moskova’nın kalbini bu 2 simge oluşturuyor. Sovyet Rusya’nın siyasi ve toplumsal tarihinde önemli bir yer tutan Kızıl Meydan, 500 metre uzunluğunda bir alan. Kapitalizme yenik düşerek meydanda kocaman bir alışveriş merkezi, ünlü markaların mağazaları sıralanmış. Moskova Nehri’nin kıyısına 1150’lerde kurulan Kremlin Sarayı, Çarlık Rusya zamanında çarın yazlık mekanıydı. Sarayın çevresi 19 metrelik kırmızı duvarlarla çevrili ve bu duvarların içerisinde kalan kısımda birçok tarihi mekan bulunuyor. Saint Basile Katedrali renkli çinileriyle göz doldururken, Lenin’in Mozolesi büyük bir ziyaretçi akınına uğruyor. Lenin, öldüğü günden 56 gün sonra mumyanalıp bu faunusun içerisine yerleştirilmiş. Kazan Katedrali’ni, Büyük İvan Çan Kulesi’ni geride bırakıp bizde özel bir yeri bulunan Kızlar Manastırı’na gidiyoruz. Burası özel çünkü ünlü şair Nazım Hikmet’in mezarı bulunuyor. Yine Gogol, Çehov gibi ünlü Rusların mezarlarını da gelmişken ziyaret ediyoruz.



Kızıl Meydan


Bizden başkalarına
Soğuğa aldırmadan Moskova’nın en meşhur parkına, yani Gorki Parkı’na gidiyoruz. Kışın buzdan heykellerin de sergilendiği bu parkta restoranlar ve kafeler bulunuyor. Biraz soluklanmak için kafelerden birine oturup dumanı tüten bir fincan kahve içerek biraz olsun içimizi ısıtıyoruz. Sonrasında da gezimize kaldığımız yerden devam ediyoruz. Moskova’nın en ünlü müzelerinden biri olan, içerisinde Truva Hazineleri’ni barındıran Puşkin Müzesi’ne uğruyoruz. Truva Hazineleri’nin bizim için buruk bir tarafı var. Sultan Abdülaziz dönemindeki arkeolojik kazılarda çıkarılan bu hazineler Almanya’ya götürülmüş, 2. Dünya Savaşı sonrasında da Ruslar hazineyi kendi memleketlerine taşımış. Şimdi biz ülkemize ait bu mirası, biletle içeriye girdiğimiz yabancı bir memleketin müzesinde camın arkasından izliyoruz.


Geri planda kalanlar
Moskova’nın popüler tarihi mekanlarını gezdikten sonra şimdi farklı bir keşfe çıkıyoruz. Resim, arkeoloji gibi müzelerin yanı sıra Moskova’da farklı konseptlerde birçok müze bulunuyor. Bunlardan Votka Müzesi, 500 yıllık Rus içkisi votkanın tarihini, Rus kültüründeki yerini anlatıyor. Müzeyi gezerken bir yandan da votkamızdan yudumlamayı ihmal etmiyoruz. Orman Müzesi ise, kapalı alanda ‘gerçek bir ormandaymışız’ hissi veriyor. Akan derelerin yanına kuş cıvıltıları ekleniyor. Tabii bu farklı müzeler 2 taneyle sınırlı değil. Eğer uzun soluklu bir Moskva gezisine çıktıysanız, Moskova’da keşfedilmeyi bekleyen çok yer var.


Torbanızı doldurun
Moskova’ya gelmişken hatıra olarak ne almanız konusunda tavsiye istiyorsanız, öncelikle her köşebaşında bir sokak satıcısıyla karşılaşabilirsiniz. Hepsi de boy boy, renk renk matruşkalar satıyor. Bunun yanı sıra danteller, votka, havyar, mine kaplı küçük kutucuklar ve faberge yumurtalarının taklitleri, alabileceklerinizden sadece birkaçı.



Moskova gecesi...


Nasıl gidilir?
Haftanın belirli günleri çeşitli havayolu firmalarının İstanbul’dan Moskova’ya direkt uçak seferleri bulunuyor.


Ne yenir, ne içilir?
Buz gibi bu şehirde içimizi ısıtmak için tüm dünyaya Rus Mutfağı’nın simgesi olarak yayılan ‘Borscht (Borç) Çorbası’nı tatmakla işe başlıyoruz. Bu pancar ve lahanadan yapılan çorba hem çok lezzetli hem de çok besleyici. Ruslar bu çorbayı sofralarından eksik etmiyor. Borscht kadar bilinmese de balık veya etle yapılan ‘Solyanka Çorbası’ da çok güzel. Ana yemek de ise ‘Beef Stroganof’ isimli, et yemeğinden yedik. Diğer tattığımız bir lezzet ise ‘Piorzhki’ adı verilen, patates, lahana veya etden yapılan börek oldu. Rus Mutfağı’nın kilit yiyecekleri kesinlikle patates, lahana ve et. Moskova’da karnınızı doyurmak cebinizi yakabilir. Çünkü restoranlar çok pahalı. En iyisi ayak üstü atıştırmalık bir şeyler tercih etmeniz. İçecek kısmına gelince... Rusya ve içecek kelimeleri yan yana gelince kuşkusuz akıllara hemen votka geliyor. Ruslar votkayı su gibi tüketiyor ve çok tüketilen votkanın hem her çeşidi var hem de fiyatları çok uygun.


Aklınızda bulunsun
Moskova metrosu, dünyadaki metrolar içerisinde haklı sayılır bir üne sahip. Metro, şehri bir örümcek ağı gibi sarmış.



Deniz Vargeloğlu


POPÜLER GALERİLER
gelinlik modelleri pudra
mac mbfwi pioneering designersi 10
lenzing ecovero mehtap elaidi mbfwi 01
korean beauty kore guzellik sirlari
new york fashion week 26
paris fashion week pudra 12
mac mbfwi pioneering designersi 10
oleg cassini collection 2117 2
EN YENİLER