timeout istanbul
13.05.2009
Oyuncak Atölyeli Kafe: Mavra
Beyoğlu’nun keyifli semti Kuledibi'nde yer alan Mavra, hem mini sergileri hem de özgün menüsüyle dikkat çekiyor.
‘Oyuncaklı’, son birkaç yıldır, özellikle popüler kültür, sinema, sanat gibi konularda serbestçe kalem oynatan-nispeten-genç kuşak muhabirler ve editörlerin sık kullandığı bir kelime. Çözmesi veya kavraması zor buna rağmen zevkli, renkli, bol anlam ve tat barındıran olgular için kullanılan bir sıfat. Örneğin, İstanbul’un hiper cool mahallelerinden Kuledibi’nde birkaç ay önce açılmış ufak bir kafe için ‘oyuncaklı’ sıfatı kullanılırsa çıkartılabilecek anlamlar şunlar olabilir: Bulması zor. Veya iç mekân alışılmadık bir karmaşıklıkta. Veya menü bir tuhaf. Veya randevusuz müşteri almıyor. Ve benzeri gariplikler...
Bizim yazımızda söz konusu olan Kuledibi kafesi Mavra için bunların hiçbiri tam olarak geçerli değil. İlk olarak bulması hiç de zor sayılmaz, çünkü son dönemlerde müthiş merak ve arzu uyandıran Doğan Apartmanı’nın tam karşısına denk geliyor (Eğer Doğan Apartmanı’nı görmemiş, daha da kötüsü duymamış olanlar varsa, Mavra’yı bahane ederek Kuledibi’ne yollanıp o her yanından azamet akan tarihi binayı görmeleri tavsiye edilir). İkinci olarak; iç mekân hiç de karmaşık değil, ilk bakışta huzur veren ışıklandırması ve eski taştan yer karolarıyla insanı kendine çeken ufak bir alan. Fakat; (düz anlamıyla kullanılıyor) oyuncaklı. Kafede her an, farklı tasarımcıların objeleri ve oyuncakları sergileniyor ve satılıyor. Buranın dingin ortamı ve sakinleştirici ışıklandırmasıyla hafif kontrast oluşturan rengârenk, tip tip, komik, çılgın, akıllı, absürd, türlü türlü oyuncaklar ve objeler kafenin dört bir yanında sergi halinde. Ortama ruhunu veren de bir anlamda onlar. (Bu son söylenenler akla bir dönemin efsanevi Beyoğlu kafesi Naregatsi’yi getiriyorsa, hemen silin o imajı, ilgisi yok. Burası daha şık ve onca çılgın objeye rağmen biraz daha ağırbaşlı; kadın dokunuşu her köşede hissediliyor.)
Oyuncakların hikâyesinden önce kafenin hikâyesini anlatalım: Altı yıldır Galata’da yaşayan seramik sanatçısı Yonca Akçay, Mavra’yı önce kendisine ofis, üretimlerini sergileyeceği bir alan ve minik bir kafe olarak düşünmüş. Mahallelinin kafeyi sahiplenmesi ve müdavimlerin oluşması sonucunda ofisini ve hazırladığı workshop alanını Doğan Apartmanı’ndaki atölyesine taşımış. Kafeyi ve menüyü biraz daha genişletmiş. Sergilediği tasarımların yanına kendi oyuncak koleksiyonunu da koymuş. Daha sonra oyuncak üreticileriyle iletişime geçip onların ürünlerini de sergilemeye ve satmaya başlamış. Yerli yabancı bir sürü tasarımcının oyuncakları ve objeleri burada.
Kuledibi’nin fazla da darbe almadan burjuvalaşan bohem ruhuna tam oturmuş Mavra. Macbook’unu açanın kahve üstüne kahve içip kendi halinde işini yapacağı, acıkan veya bir kahve molası vermek isteyen gezinticilerin keyifle uzun uzun oturacağı, arkadaş gruplarının ortadaki büyük tahta masaya konuşlanıp, etrafta duyan gören var mı sıkıntısı yaşamadan diledikleri gibi şamata yapabilecekleri intim bir yer. Mekânın girişinde hemen sağdaki açık büfe işlevi gören duvara dayalı tezgâhta, iştah açıcı tuzlular ve tatlılar sergileniyor. Menüde çay, kahve muhabbetinin haricinde biftek, köfte, makarna gibi mükellef tabaklar da var; ama bizce Mavra, mekânın karakteri itibariyle güne pozitif bir başlangıç için kahvaltı alınacak veya yoğun geçen bir günün akşamında uğranıp kahve veya bir kadeh şarapla rahatlanacak bir yer.
Mavra design cafe.workshop
Serdar-ı Ekrem Caddesi 31 Kuledibi
0212 252 7488