Bir restoran hakkında gerçekten fikir sahibi olmak istiyorsanız açılış ve davetler bittikten sonra daha sakin bir zamanında yemeğe gideceksiniz. Ben de öyle yaptım.
Evet, Deniz Palas başlı başına bir şey. Sadece binanın güzelliği bile yeter. 'Salon' adlı performans mekanından, yakında açılacak Leyla Gencer Müzesi’ne kadar İKSV’nin kendi binasında gerçekten önemli şeyler yapılıyor. Takdirle izliyoruz. Sarkis’ten Hüseyin Alptekin’e birçok sanaatçının binayı süsleyen eserleri mutlaka görülmeli.
Gelelim bugünkü konumuz X’e. Burada Mikla’nınkini bile ezen geçen şahane bir manzara var. İçerisi loş değil, bildiğiniz karanlık. Belki biraz da şıkır şıkır ışıklı manzarayı ön plana çıkarmak için. Bu kapkaranlık mekanda şansımıza rezervasyonumuz bir sorgu masasındaki gibi dev bir spotun altında. Resmen herkesin gözlerini kamaştırıyoruz, çünkü parlıyoruz bu karanlıkta. Yerimizden memnun kalmıyoruz, "Değiştirebilir miyiz?" diye soruyoruz, hemen yardımcı oluyorlar. Servis çok iyi ve çok hızlı.
Yemek-fiyat ilişkisi
İkinci masamıza yerleşiyoruz. Mönüler anında geliyor. İki sayfa ama o kadar dolu ki. Örneğin kabak çekirdeğiyle balkabağı çorbası istiyorsunuz, bir de ‘minik Akçaabat köftesiyle’ çıkıyor karşınıza. Satırların sonundaki sürprizler karar vermeyi zorlaştırıyor. Ama daha basit bir şey isterseniz de yok sanmayın. İznik çinileriyle süslü fırında yapılan pizzalar bu noktada imdadınıza yetişiyor. Mutfakta daha önce Gaja’da çalışan şef Murat Karaduman var.
Sonunda zeytinyağlı enginar ve karides alıyorum, arkadaşım da deniz tarağı ve arkadaşlarını. Benimki çok lezzetli, ama deniz tarakları bol salatanın üstünde kaybolmuş, çünkü küçücükler. Ana yemek olarak levrek ızgara, kerevizli mantı ve haşlanmış kereviz eşliğinde geliyor. Arkadaşım domates sosta tekir yiyor. Bu arada tabaklar çok şık, Güngör Taner imzalı. Tatlı olarak da kestaneli sufle paylaşıyoruz. Birer kadeh şarap ve birer espressoyla iki kişi 240 TL hesap ödüyoruz. Yüksek fiyat. Yemekler iyi ama Borsa’daki kadar müthiş değil. Üstünde biraz daha çalışılabilir.
Dekor rol çalmıyor
Beni asıl şaşırtan dekor oluyor. Bu kadar güzel bir bina, böyle şahane bir manzara var diye sanki dekor ihmal edilmiş. Karar veremiyorum. Ya da dokunun ve manzaranın yanında sönük kalmış.
Beni en çok masalar rahatsız ediyor. Çünkü bizim evin mutfağındaki beyazımsı tezgahla aynı. 'Corian' diye bir tezgah malzemesi var, ondan. Örtü ya da Amerikan servis türü bir şey yok. Bir şey dökünce hemen masayı silmek geliyor içimden.
Kırmızı mı, bordo mu karanlıktan seçilmeyen deri koltuklar ve Philippe Starck tasarımı siyah pleksiglas Kartell ‘ghost’ sandalyeler yakışmamış. Evet, tarihi binaların içine modern mekanlar yakışıyor ama bu sırıtmış işte. Belli ki aceleye gelmiş. Mimar Nazlı Gönensay’ın diğer işlerini bildiğim için şaşırıyorum. Circus ve Loft çok güzeldi. 'Belki de Deniz Palas’tan ve buradaki sanat eserlerinden rol çalmamak istendi' diye olumlu düşünüp konuyu kapatalım.
X, bu karanlık haliyle romantik yemekler için iyi bir seçim olabilir ama bizim gibi iki arkadaş giderseniz içiniz daralabilir. Neyse ki son zamanlarda gördüğüm en iyi servis ekibi burada. Enerjileri yüksek. Çok düzgün ve tatlılar.
Yazın bir de üst katta terası olacak. İşte o zaman kimse tutamaz X’i.
X Restoran
Adres: Deniz Palas Sadi Konuralp Cad. No:5 Şişhane
Tel: 0212 334 08 45
Çağdaş Ertuna
