"Ayaz" filmini yaz aylarında Anadolu’daki festivallere bedava vererek sadece orada izlenmesini sağlayacaklarını belirten Kara, “Bunun dışında DVD pazarında yer almayı düşünüyoruz. Belki televizyon kanallarına da veririz. Mass Medya olarak biz hiç kimseye küs veya dargın değiliz, sadece üzgünüz” dedi.
Sinema salonlarındaki tekelleşmeyi protesto etmek için böyle bir karar aldıklarını söyleyen Kara, gerekçelerini dünkü gazetelerde yayımladığı ilanda uzun uzun anlattı. Açıklamada "Ayaz" filmine 750 bin doları reklam bütçesi olmak üzere 2 milyon 750 bin dolar harcadıklarını hatırlatan Lütfi Kara, “Vizyon tarihini bazı istem dışı değişikliklerden dolayı 23 Mart’a ertelemiştik. Yaşanan süretçe sinemalardan gerekli desteği alamadık. 2 Mart’ta verilen salon adedi neyse 23 Mart’ta da aynı kaldı: 50 salon. Böylece son yıllarda yapımcıların hayal kırıklığı yaşamasına neden olan salon bulamama sorunuyla biz de karşılaşmış olduk. Bildiğiniz gibi büyük yapımların gölgesinde kalan ve salon bulamayan Türk filmleri salon bulamadan rafa kalkıyor. Yüksek bütçeli yapımlar yüzlerce kopyayla vizyona girip salonları kapatırken büyük emeklerle çekilen Türk filmleri salon bulamıyor” ifadelerine yer verdi. Mass Media adına açıklama yapan Kara, Kültür Bakanlığı’nın bu konuya acilen el atması gerektiğini vurguladı.
Telefonda görüştüğümüz "Ayaz" filminin dağıtımcısı Pinema Film’in genel müdürü Uluç Küçüközcan ise herhangi bir dağıtım sorunu yaşanmadığını belirtti: “Yapımcı firmaya İstanbul, Ankara gibi illerde 70 adet Mars, Cinecity, Prestige gruplarına ait seçkin sinema salonları bulunmuştur. Ama yapımcı firmanın 70 sinemadan fazla çıkmak istemesinden dolayı iptal edilmiştir. Burada grupların tekelleşmesiyle ilgili herhangi bir durum yoktur. Dağıtımın tekelleşme gibi bir durumu yoktur.”
Sinema Yazarları Derneği Başkanı Tunca Arslan da "Ayaz"la ilgili ne olup bittiğini tam olarak anlayamadığını belirtip ekledi:
“Salon sorunu, basın gösterimi ve galadan sonra mı ortaya çıktı, belli değil. İşin bir yanında dağıtım tekellerine karşı bir protesto varmış gibi görünüyor, diğer yanda ise yapımcının filmine güvenemediği için salon sorununu bahane ettiği iddia ediliyor. Sinemamızda tuhaf şeyler oluyor. Yapımcılar filmlerini galadan önce seyretmiyorlar mı ya da gerçekten finansal oyunlar mı dönüyor diye merak ediyorum açıkçası. Fakat ne olursa olsun, ülkemizde bağımsız dağıtım ağının ve salon zincirinin oluşturulması şart.”