L'uomo Che Ama (Aşka Dair) aşkın hissettirdiklerini doğrudan, açık ve hatta çekinmeden anlatan bir film. Her şeyden önemlisi film, terk edilme hissini ve her şeyi kaybetme korkusunu da gözler önüne seriyor. Filmin konusu aşkla ilgili... Roberto’nun aşkını izliyoruz. Bu tipte bir aşk, sizi aşağılara çekebilir ya da yaşamınızın tamamını doldurabilir. Bu tip bir aşkta sabah kalktığınızda kendinizi ya çok kötü hisseder ya da dünyadaki tek mutlu adamın kendiniz olduğunuzu düşünürsünüz. Aşkta, ya mutlu olursunuz, ya da terk edilmenin acısını yaşarsınız. Aşk üzerine yazılmış şarkılarda, kitaplarda ve hatta ünlü filozof Roland Barthes’ın bir sözünde, aşk insanı şoke eden durum olarak tanımlanır. Çünkü aşk söz konusu olduğunda dünyada hiç bir şey onun kadar kıymetli değildir. Hiç bir katastrop sevilen insanın aramamasından daha büyük değildir. Filmde Roberto’ya yakın her kişi, aşk teması ile mücadele halindedir. Roberto’nun yaşamına giren iki kadın, erkek kardeşi, annesi, babası ve Roberto’nun çalıştığı eczanenin sahibi kadın doktor, aşk ile mücadelesini sürdürür. Filmdeki insanların tümü ya değişime uğrayacak ya da durumu kabullenecektir.
Eylül...
Roberto, Turin’de yaşayan kırk yaşlarında bir eczacıdır. Birkaç aydan beri, şehrin merkezindeki büyük otelin müdürü olan Sara isimli genç bir kadınla çıkmaktadır. Roberto, Sara’ya aşıktır ve hem Sara’yı daha fazla görmek ve hem de ilişkilerinin daha ciddi şekilde yürümesi için kendi apartman dairesinin anahtarını ona vermiştir. Sara, kendisine olan bu ilgiye rağmen, Roberto’nun hayatından dikkat çekmeden sessizce ayrılır. Roberto aldatıldığını keşfeder, sevdiği kadını kaybetme korkusu, kadının onu aldatmasından daha ağır gelir. Roberto ne olursa olsun, ilişkisini devam ettirmeye çalışacaktır. Sara’nın en sonunda onu red etmesi, Roberto’nun tümüyle kendini çaresiz hissetmesine neden olur. Roberto hastalanır. İşine gidemez, yemek yiyemez, hayattan zevk alamaz hala gelir. Roberto’nun çektiği acıyı paylaşan tek bir kişi vardır, o da kendisinden 10 yaş küçük kardeşi Carlo’dur. Carlo’nun ise o sırada iyi giden bir ilişkisi vardır. Ünversitede mühendislik okuyan Yuri isimli erkek arkadaşı ile birlikte yaşamaktadır. Roberto çaresiz bir şekilde son defa Sara’yı kendisiyle kalması için ikna etmeye çalışır. Fakat Sara şehri terk ederek, eski sevgilisine geri döner. Ve Roberto bir gece kendisini, çaresiz ve hıçkıra hıçkıra ağlarken kardeşinin kollarında bulur.
Mart...
Roberto görünüşe bakılırsa yeniden mutluluğu yakalamıştır. Şimdi Alba isimli başka bir kadınla beraberdir. Alba, bir modern sanat galerisinde sergi organizatörü olarak çalışmaktadır. Roberto ile aynı yaştadır ve onunla birlikte aynı evde yaşamaktadır. Roberto ve Alba, birlikte yaşamak üzerine planlar yaparken, kendilerine büyük bir apartman dairesi bakar ve hatta çocukları olmasını isterler. Fakat Roberto’nun psikosomatik durumu gün geçtikçe daha kötüye gitmektedir. Roberto uyuyamaz, ani panik atakların ve endişenin kontrol altındadır. Bir şey sanki canını yakmaktadır. Ve sanki bir şey olacağını düşündüğünde, onun adını koymaya korkar hale gelmiştir. Roberto, bir süre sonra erkek kardeşi Carlo’nun çok ciddi hasta olduğunu fark eder ve erkek kardeşine yapılması gereken kritik bir kalp ameliyatı fikri ile yüzleşir. Carlo ise bulunduğu bu zor durumla baş etmeye çalışırken, erkek arkadaşı Yuri’yi acı çekmemesi için uzaklara gönderir. Bu durum karşısında Roberto, Alba’yı aslında sevmediğini fark eder. Çok geç olmadan gerçek ile yüzleşmesi gerekmektedir. Roberto aniden Alba’yı bırakır, bu durum üzerine Alba, Roberto Sara tarafından terk edildiğinde hangi acı ve kederi yaşamış ise, aynısını yaşamaya başlar. Carlo ameliyat sonrasında sağlığına tekrar kavuşur ve tekrar eskisi gibi yaşamaya başlar. Roberto ise; yaşamının yeni bir evresinin eşiğindedir.
Monica Bellucci, Pierfrancesco Favino, Maria Sole Tognazzi gibi isimlerin rol aldığı 'Aşka Dair' 11 Aralık’tan itibaren sinemalarda!