Romantik filmlerin tadı başkadır. İster tek başına, ister sevgiliyle ister kız arkadaşlarla izlensin her seferinde duygulandırır, bazen de ağlatır bizi.

Mutlu sonun bir an önce gelmesini beklerken, kendi hayatımızı, ilişkilerimizi düşünürüz...

Filmden sonra romantik bakarız dünyaya ve rüyalarımızın masal prensini ararız... Gerçekle yüzleşmek hızlı olsa da, romantik filmlerin verdiği tadı başka hiç bir yerde bulamayız...

Herkesin favori romantik filmi farklıdır. Kimi klasikleri sever, kimi modern romantikleri.

Ama hepimizin aradığı, aşk, tutku, heyecan, biraz drama ve mutlu sondur.

İşte bize bu duyguları yaşatan on film.

1. Harry Sally ile Tanışınca (When Harry Met Sally)
Meg Ryan’ın rol aldığı bu romantik komedide de oyuncuya Billy Crystal eşlik etti. Film, yıllar boyunca sık sık değişik ortamlarda karşılaşan ve dost olan Harry ile Sally’nin sonunda birbirleri için “ruh eşi” olduklarını anlamalarının hikayesi.

2. Özel Bir Kadın (Pretty Woman)
Gişe rekortmeni 1990 yapımı film, Julia Roberts’ı üne kavuşturdu. Milyoner Edward Lewis (Richard Gere) ile hayat kadını Vivian Ward’un aşkını anlatan modern “külkedisi” filmi, aşkın statü farkı tanımadığının altını çizdi. Julia Roberts’ın yüzünden eksik olmayan kocaman, sempatik gülüşü ile polo, opera ve alışveriş sahneleriyle zihinlerde yer eden film, Roy Orbison’ın ölümsüz “Pretty Woman” şarkısıyla süsleniyordu.

3. Not Defteri (The Notebook)
Sararmış bir not defterinden anlatılan ve yıllar önceden kopup gelen bir aşk hikayesini anlatıyor bu film. Zengin bir genç kız (Rachel McAdams ) ailesiyle sakin bir yaz geçirmek için geldiği şehirde genç ve tutkulu bir adama (Ryan Gosling) aşık olur. Adam kızı gördüğü anda hayatını birleştirmesi gereken insan olduğunu anlar. Geleceği hiç düşünmeden rüya gibi bir yaz geçirirler ve büyük bir aşk yaşarlar. Yazın sonunda ise bu büyük aşkın önüne çıkan engeller bir bir kendini göstermeye başlayacak ve iki aşığın yolları ayrılacaktır... Ta ki yeniden kavuşana kadar.

4. Aşk Engel Tanımaz (The Notting Hill)
Dünyaca ünlü bir kadın oyuncu, sıradan bir adama âşık olabilir mi? Bir kitabevi sahibinin başına birçok erkeğin yalnızca rüyasında görebileceği bir şey gelir: Dükkânını dünyaca ünlü bir kadın oyuncu ziyaret eder. Zaman içinde aralarında romantik bir ilişki gelişir fakat adam dünyanın en aranılan kadın oyuncusu ile birlikte olmanın hiç de o kadar kolay bir şey olmadığını anlayacaktır... Londra manzaraları eşliğinde Julia Roberts ve Hugh Grant ikilisinin uyumunu izlemek ve en güzel aşk şarkılarını dinlemek için birebir…

5. Bridget Jones’un Günlüğü (Bridget Jones’s Diary):
Helen Fielding’in çok satan kitabından beyazperdeye uyarlanan filmde, 30’lu yaşlardaki kiloları ve aşktan umutsuz Bridget Jones’un (Renee Zellweger) kendine taban tabana zıt avukat Mark Darcy (Colin Firth) ile zaman zaman kahkahaya boğan aşkını anlatıyordu. Filmin çeşnisi ise iflah olmaz çapkın rolündeki Hugh Grant idi.

6. Hayalet (Ghost)
Molly (Demi Moore) ve Sam (Patrick Swayze), genç ve aşıktı. Ama aşkları bir gece sokakta önlerini kesen bir adamın tabancasından çıkan kurşunlarla sekteye uğradı, ama bitmedi. Sam, cinayeti aydınlatmak ve sevdiğini korumak için geri döndü... 1990 yapımı bu romantik film, aşkın gücünün ölüme bile yenilemeyeceğini gösterdi.

7. Mesajınız Var (You’ve Got Mail)
New York’ta geçen bu romentik komedide, Joe (Tom Hanks) ve Kathleen (Meg Ryan) iş hayatında iki rakiptirler. Birbirlerinden nefret eden bu iki insan, internette bir chat odasında karşılaşırlar. Birbirlerinin içyüzünü birbirlerini görmeden, rastlantısal bir şekilde keşfederler. Dışarda birbiriyle devamlı didişen çift bilgisayar ekranlarının karşısında birbirlerine aşık olurlar.

8. Kazablanka (Casablanca)
İkinci Dünya Savaşı döneminde 1942 yapımı filmde Humphrey Bogart ile Ingrid Bergman birarada. Kazablanka’daki en popüler barı işleten Rick Blaine ile eski aşkı Ilsa Lund’un yeniden karşılaşmasını o dönemin atmosferi içinde işleyen yapım, “Tekrar Çal Sam” ve Rick’in eski aşkı için söylediği “Bütün dünyada, tüm kentler arasında o kadar bar varken o benimkine geldi” replikleriyle ünlü. Bir kadının iki erkeğin arasında kalmasını, tercihleri anlatıyor…

9. Tiffany’de Kahvaltı (Breakfast at Tiffany’s)
Truman Capote’un hikayesinden beyazperdeye uyarlanan filmde, Audrey Hepburn başroldeydi. En güzel, siyah beyaz klasik filmlerden olan Tiffany’de Kahvaltı, müzikleri de harika… Audrey Hepburn’ün artık klasikleşmiş kıyafetleri ve gözlükleri de hatırlanmaya değer.

10. Ay Çarpması (Moonstruck)
Bu filmde başrolleri Cher ile Nicholas Cage oynuyor. Orta yaşlı bir kadın, mantık evliliği yapmak üzere nişanlanır. Ancak, nişanlısının ruh hali sürekli değişen, çılgın kardeşiyle tanışıp, hayatının aşkını bulmasıyla işler karışır.

Bu listeye eklenebilecek pek çok film var:
Meg Ryan klasiği Sevginin Bağladıkları (Sleepless in Seattle),
Hugh Grant’le bizleri tanıştıran Dört Nikah, Bir Cenaze (Four Weddings and a Funeral),
Romantik Roma tatili hayalleri kurmama neden olan Roma Tatili (Roman Holiday),
Klasiklerden Rüzgar Gibi Geçti (Gone with the Wind),
Gençlik aşkını anlatan İlk Aşk, İlk Dans (Dirty Dancing),
Bir başka Richard Gere filmi olan Subay ve Centilmen (An Officer and a Gentleman),
Kavuşulamayan aşkları anlatan İngiliz Hasta (The English Patient),
Olgun aşıkların filmi Bridges of Madison County,
Tesadüflerin yarattığı romantizmi anlatan, Before Sunrise,
Meryl Streep ve Robert Redford’un tutkulu ve imkansız aşkını anlatan Out of Africa.

Sizin ilk 10'unuzda hangi filmler var? Yorum yazarak pudra okucularıyla favori aşk filmlerinizi paylaşın...