İşte, Pudra.com'un seçtiği en iyi 20 yerli dizi
Perihan Abla
Bu dizinin yayınlandığı dönem, TRT'nin tek kanal olduğu ve tek eğlencemizin televizyonun bizim için seçtiği programları izlediğimiz yıllardı. Ne çok zevk alırdık Perihan Abla'yı izlerken... Perran Kutman ve Şevket Altuğ'lu o mahalle bizim mahallemiz, o komşular bizim komşularımızdı. Dizi bugünün çocuklarına, biraz köhne gelebilir ama biz, o günün çocuklarının içini ısıtırdı. Hadi biraz o müziği hatırlayalım: "Kimin başı sıkışsa, koşar Perihan Abla..."
İkinci Bahar
Ne kadar zaman geçerse geçsin, İkinci Bahar'ın yeri bizim için hep ayrı kalacak. Ali Haydar ve Hanım'ın aileleri için verdiği mücadeleler ve aşkları kolay kolay unutulamaz. Başta Türkan Şoray ve Şener Şen gibi ustaların yanı sıra dizi dev bir oyuncu kadrosuna sahipti. Samatya'da çekilen ve mahalle komşuluk ilişkilerini en sıcak dille anlatan İkinci Bahar sayesinde semt, o dönemlerde İstanbul'un en çok ziyaret edilen mekanlarındandı. Dizi, o kadar sevildi ki, finalini izlemek için yaklaşık 15 milyon izleyici ekran başında hazır bulundu. Dizi hakkında yapılan tartışmalar siyaset meydanlarına taşındı ve sosyologlardan ikinci Cumhuriyetçilere kadar herkes, bu öyküyü konuştu. Dizi bittikten sonra sette kullanılan aksesuarlar Samatya meydanında düzenlenen bir açık artırmayla satışa sunularak geliri semtteki üç okula bağışlandı.
Şehnaz Tango
Perran Kutman ve Erdal Özyağcılar'ı başrollerde izlediğimiz Şehnaz Tango, bizlere Nejat İşler'i kazandırdı. Televiyonda "Sevgi ve Aşkın Dansı" sloganıyla yayına giren dizi, ayakları yere basan, ciddi bir kadın olan Şehnaz ile onun bulutlarda dolaşan "Tango" lakaplı eski kocası Muhsin arasında yaşanan bazen komik bazen de hüzünlü aşk öyküsünü anlatıyordu. Dizi, 4. sezonunda reytinglerinin düşmesi nedeniyle yayından kaldırıldı. Reytinglerin düşmesinin altında o dönemler Şehnaz'ın evlilik dışı hamile kalmasının etkili olduğu konuşuldu. Ancak dizinin yayından kaldırılması kanalın telefonlarının kilitlenmesine, kanala ülke çapında büyük tepkiler gelmesine hatta insanların sokaklara dökülüp protesto yürüyüşlerine çıkmalarına neden oldu.
Yeditepe İstanbul
Zuhal Olcay, Uğur Polat, Emre Kınay, Oktay Kaynarca, Meral Okay, Özgü Namal, Günay Karacaoğlu, Ruhi Sarı ve daha pek çok çoğu... Bu kadar iyi oyuncu bir araya gelince ortaya böylesine unutulmaz bir yapım çıkıyor. Dizi, Zuhal Olcay'ın canlandırdığı Olcay karakterinin, işadamı kocası iflas edip intihar edince orta halli bir mahalleye taşınmak zorunda kalmasıyla başlıyordu. Her şey eski tarz sıcak ilişkilerini kaybetmemiş bir mahallede geçiyordu her şey. Dizi de başrol kavramı yoktu. Çünkü tüm karakterin kendi içlerinde derin hikayeleri anlatılıyordu. Bugünün pek çok yapımına inat özellikle kadınlar arası dayanışmayı gördük bu dizide.
Şaşıfelek Çıkmazı
Özellikle güçlü kadın karakterleri, doğal yazılmış diyalogları ve doğal oyunculuklarıyla kendine özgü yer edinen bir dizisiydi Şaşıfelek Çıkmazı. Derya Alabora, Zuhal Gencer, Fikret Kuşkan, Füsun Demirel, Ülkü Ülker, Mehmet Esen, Selçuk Yöntem gibi pek çok önemli oyuncu bu dizide bir araya geldi. Eminiz ki diziyi izleyen herkes o mahallede yaşamak istemiştir. Aysel'in uzun kızıl saçlarına hayran kalır, mahallenin 20'lik delikanlısı Cesur'una aşık olurduk. Bir daha böyle samimi diziler gelir mi bilemeyiz.
Süper Baba
Süper Baba ismini duyar duymaz kulaklarımızda o unutulmaz flüt sesi çınlıyor. Şevket Altuğ, Sümer Tilmaç, Jülide Kural, Şevval Sam ve Bennu Yıldırımlar'ın başrollerinde yer aldığı 90'ların unutulmaz yapımlarından biriydi. Üç çocuklu boşanmış bir baba olan Fikret Aksu'nun nam-ı diğer Fiko'nun çocuklarıyla olan ilişkileri ve aşklarını konu alıyordu. Büyük kızı Zeynep'in özgürlük çabası, oğlu Alim'in aşkı ve Çengelköy semtindeki esnafın dertlerini anlatan bir diziydi. Belki de Çengelköy'ü en çok bu diziyle sevdik.
Kara Melek
Sanem Çelik, Ece Uslu ve Mustafa Alabora'nın başrollerde oynadığı Kara Melek, yayınlandığı dönemlerde yüksek reyting alan bir dizi oldu. Dizi, Yasemin adlı kurnaz, sinsi, akıllı ve güzel kadının çevirdiği dolapları, yaptığı entrikaları ile intikamları ve zengin olma arzusu için hedefinde olan insanların yaşamlarını konu alıyordu. Ayrıca dizinin jenerik müziği de izleyici tarafından çok sevildi ve akılda kaldı.
Çemberimde Gül Oya
Çemberimde Gül Oya'ya kadar hiç kimse darbe dönemini konu alan bir dizi çekememişti. Dizi, 12 Eylül 1980 öncesi Türkiye'sindeki yaşamı komedi ya da mizah olmadan çarpıcı bir senaryoyla seyirciye sundu. Belki diziyi çok sevmemizin nedenlerinden biri senaryo ve yönetmenliğini Çağan Irmak'ın üstlenmiş olması, belki de o yıllara geri dönmek istememizden kaynaklanıyordu. Yurdanur'la Mehmet'in aşkları, ailelerinin engeline rağmen Yurdanur'un Mehmet'e "Sen benim hem ailem hem vatanımsın." demeleri... Aynı konakta yaşayan farklı ailelerin birbirlerine olan bağları. İmkanların az ama insanların daha değerli olduğu yılları özlemimize yetiyor.
Avrupa Yakası
Yalan Dünya dizisiyle ortalığı kasıp kavuran Gülse Birsel'in ilk senaryosuydu. Birsel'in aynı zamanda başrolünü de üstlendiği bu durum komedisinde Ata Demirer'den Gazanfer Özcan'a, Hümeyra'dan Engin Günaydın'a pek çok iyi isim yer alıyordu. Nişantaşı'nda yaşayan Sütçüoğlu ailesi ve Avrupa Yakası dergisi çalışanları ile onların yakınlarının komik öyküsünü anlatan dizi, karakterleriyle adeta bir fenomen oldu.
Ezel
Kenan İmirzalıoğlu, Cansu Dere ve Tuncel Kurtiz'in başrollerinde yer aldığı dizi, özellikle Tuncel Kurtiz'in canlandırdığı Ramiz Dayı karakteri ve konuşma tarzıyla akıllara kazındı. "İhanet onları ayırdı, intikam birleştirecek" sloganıyla yayınlanan, Ezel karakterinin intikam alması temelinde şekillenen dram-aksiyon tarzı dizi, seyirciden büyük ilgi gördü.
Muhteşem Yüzyıl
Osmanlı İmparatorluğu padişahı Kanuni Sultan Süleyman'ın hayatı üzerine kurgulanan, Meral Okay'ın senaristliğini üstlendiği dizi, ilk bölümlerinde miliyetçi-muhafazakar çevrelerce Kanuni'nin zevk ve sefa düşkünü olarak gösterildiği gerekçesiyle suçlansa, hakkında yasal işlem başlatılsa da en beğenilen dizilerden biriydi. Dizi seyirci üzerinde o kadar etki bırakıyor ki oyuncuların kostümleri, aksesuarları yeni moda akımı yarattı. Halit Ergenç, Meryem Uzerli, Nur Fettahoğlu, Nebahat Çehre, Selma Ergenç'in yanı sıra dizinin yeni bölümlerinde Şehzade Mustafa olarak kadroya dahil olan Mehmet Günsur sayesinde dizi, oyunculuklarıyla da çok konuşuluyor.Kuzey Güney
Başrolde yer alan Kıvanç Tatlıtuğ'un oyunculukta kendini ispat ettiği, diğer başrol oyuncuları Buğra Gülsoy ve Öykü Karayel'in de öne çıktığı dizi, Kuzey ve Güney adındaki iki kardeşin zıt karakterileri üzerinde şekilleniyor. "Deli kanlı" Kuzey ve çok hırslı ağabeyi Güney'in sevgi-nefret ilişkilerinin temel alındığı dizi, yayınlanmaya başladığı Eylül 2011'den bu yana yoğun seyirci ilgisiyle karşı karşıya.
Behzat Ç.
Emrah Serbes'in "Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi" adlı romanından esinlenerek hazırlanmış dizi, cinayet büroda görevli başkomiser Behzat Ç. ile Harun, Hayalet, Akbaba, Eda ve Cevdet adlı diğer polislerin Ankara'da yaşanan cinayet olaylarını çözmelerini temel alıyor. Dizi bir taraftan erkek egemen ve cinsiyetçi bakış açısıyla eleştirilirken bir taraftan karakterlerinin "la"lı konuşmaları ve doğal oyunculuklarıyla hayran kitlesini arttırdı.
Leyla ile Mecnun
TRT'nin absürt komedisi Leyla ile Mecnun, özellikle genç seyirci kitlesi tarafından ilgiyle izlendi. Yayınlandığı ilk günden bu yana özellikle sosyal medya ve internet sözlüklerinde olumlu yorumlarla popülerleşen dizi, sette yaşanan kavga olayı sonrası Beste Bereket, Ezgi Asaroğlu ve Ushan Çakır'ın ayrılmaları sonucu biraz kan kaybetse de kemik kitle tarafından popülerliğini sürdürdü. O dönemde çıkan Gezi Olayları sonrası yayından kaldırılma kararı alan dizi, farklı bir formatla geri dönse de tutunamadı.Asmalı Konak
Özcan Deniz ve Nurgül Yeşilçay'ın başrollerinde yer aldığı dizi, yayınlandığı dönemde bir fenomen haline geldi. Çekimlerin yapıldığı Kapadokya, oldukça popülerleşti ve bölgeye yapılan geziler çoğaldı. Özellikle dizinin çekildiği konağa düzenlenen gezilere kadın izleyiciler tarafından müthiş bir ilgi oluştu. Kapadokya'nın gelişmiş, aynı zamanda da geleneklerine bağlı köklü bir ailesinin varisi olan Seymen ile İstanbullu bürokrat bir ailenin kızı olan Bahar'ın New York'ta tanışmaları sonrası aralarında başlayan aşk ve evliliği konu alan dizi, çekimlerin yapıldığı yöreyi de öylesine etkiledi ki şimdi Ürgüp'te dizi adına dikilmiş bir anıt bulunuyor.
Aşk-ı Memnu
Halit Ziya Uşaklıgil'in aynı adlı romanından uyarlanan dizi, babasının ölümünden sonra Adnan Bey ile evlenen Bihter Yöreoğlu'nun ve eşinin manevi yeğeni Behlül ile yaşadığı yasak aşkı konu alıyordu. Büyük oranda izleyici kitlesine sahip olmasına karşın, bazı kesimlerin büyük tepki gösterdiği, fazla cinsellik, aldatma ve ahlaksızlık olduğu gerekçesiyle defalarca RTÜK'e şikayet edilen dizi, başrollerdeki Beren Saat ve Kıvanç Tatlıtuğ'un popülaritelerini artırdıkları bir yapım oldu. Dizide Bihter'in her giydiği kıyafet moda oldu ve kullandığı parfümden gittiği yerlere kadar pek çok şey döneme damga vurdu.
Aliye
Başrollerini Sanem Çelik, Nejat İşler ve Halit Ergenç’in paylaştığı dizi, iki çocuklu ve evliliğinde aradığı mutluluğu bulamayan Aliye'nin ayrıldığı kocasının çocuklarından birini kaçırması ile iki çocuğu arasında kalışını konu alıyordu. Yayınlandığı dönemde çok ilgi gören dizi, fazla uzayan ve tekrara düşen senaryosuyla zamanla sıkıcı hale gelse de seyirci kitlesini kaybetmedi.