Artık hemen her sektörün gündeminde teknolojinin bir lütfu olan nanoteknoloji var. Haliyle kozmetikte de öyle. Peki gerçekten kulağa geldiği kadar fark yaratan bir dokunuş mu bu? Yan etkileri var mı? Nano-kozmetik ürünler alırken nelere dikkat etmeli? Tüm bu soruların yanıtını Moleküler Tıp ve İmmünoloji uzmanı Doç. Dr. Ebru Karpuzoğlu yanıtladı. İşte konu hakkında bilmeniz gereken her şey.
Dünyaca ünlü yıldızlar ve sanatçılar hiç yaşlanıyor gibi görünmüyor. Beraber çalıştıkları makyaj artistleri, kullandıkları kozmetik ürünleriyle sanki onları gençliklerine ışınlıyor gibiler. Yoksa işin sırrı nano-kozmetik mi?
İşte bu sorunun büyüsüne kapılmış bir alıcı kitlesi oluştuğu kesin. Dev kozmetik şirketleri her geçen gün daha fazla ürüne bu teknolojiyi eklemliyor. L’Oreal, 2011 yılında nanoteknoloji ile ilgili araştırmalara 927 milyon dolar yatırdığını açıkladı. 2016 yılında global kozmesötikal pazarın bu konuda 31,84 milyar dolarlık bir hacme ulaşacağını göz önüne aldığımızda bu pazarın ne kadar geniş olduğunu tahmin etmek kolaylaşıyor.
Peki, bu trend kadınların daha güzel bir cilt beklentisini karşılayabilecek nitelikte mi? Sağlığa etkileri neler? Yiyecek satın alırken gösterdiğimiz hassasiyeti cildimize her gün sürdüğümüz kozmetik ürünlerde de göstermek şart. Bunun yolu ise bu teknolojiyi ve etkilerini iyice analiz etmek.
Nano-kozmetik ne demek?
"Nano" kelimesi Latinceden geliyor ve anlamı bir metrenin milyarda biri. Nano parçacığın bir nokta işaretinden 10,000 kere daha küçük olduğunu veya bir saç teli kalınlığının ortalama 40,000 nanometre olduğunu düşünürsek, nanopartiküllerin ne kadar ufak olduğunu hayal etmek daha kolay hale geliyor.
Birçok nanomateryal günlük hayatımızda kullandığımız boya, elektronik ve hatta kozmetik gibi ürünlerin içine girmeye başladı. Nanopartiküller güneş koruma ürünleri, yaşlanma karşıtı anti-aging kremler, nemlendiriciler, farlar, rimeller ve mineral makyaj ürünlerine kadar birçok ürünün içine girmiş durumda. Bunun sebebi ince çizgilerin, renk değişikliklerinin daha çabuk ve etkili tamir edilebilmesi düşüncesinden çıkıyor. Nanoteknolojik hammaddelerin boyutlarının cilt gözeneklerinden daha küçük olması nedeniyle deriye derinlemesine nüfuz edebiliyor. Daha etkili ve cildin alt tabakalarına nüfuz eden ürünler için kozmetikte nanoteknolojik hammaddeler gittikçe daha fazla kullanılıyor.
Hangi kozmetikler nanoteknolojik?
Kozmetiklerde nanomateryallere ilk örnek güneş kremleri. Normal yapılarından çok daha ufaltılmış ve nanoparçacık haline getirilmiş titanyum dioksit ve çinko oksitler güneş kremlerinde UV ışınlarının yakıcı etkisini azaltmak için kullanılıyor. Nanopartikül şeklinde bulunan titanyum dioksit, güneş kremlerinin cildin üzerinde bıraktığı normal boyuttaki titanyum dioksitin neden olduğu beyaz görüntüden kurtulmak ve saydam uygulama için tercih ediliyor. Gümüş ve altın nanoparçacıkları antibakteriyel aktiviteleri nedeniyle diş macunu, yüz kremi, deodorant ve şampuanlara koruyucu olarak ekleniyor.
Gerçekten her derde deva mı?
Kozmetikte nanoteknoloji çok yeni bir alan ve her gün bu konu hakkında yeni bilimsel çalışmalar, sonuçlar ortaya çıkıyor. Bilimsel çalışmalar nanopartiküllerin ciltten içeriye geçtiğini gösteriyor. Nanomateryallerin cildin içine girişinin deri gözeneklerinden ve saç kökünden oluyor ve az miktarda derinin en üst yüzeyi olan stratum corneum’un altına geçiyor. Kozmetik ürünlerde kullanılan bu nanoparçacıkların cilde nüfüz etmesi ve ne kadar geçtiği, çözünebilirliği, içinde bulundukları ürünün kimyasal özelliklerine, ürün yapısına (krem gibi) ve en önemlisi cildin sağlık durumuyla çok yakından ilişkili olabiliyor.
Hasarlı, yaralı, akne veya egzamaya sahip hassas ciltlerde nanopartikül emiliminin artabileceği, dolaşım sistemine ulaşabileceği ve istenmeyen komplikasyonlara neden olabileceği belirtiliyor. Çalışmalar, sedef hastalığına sahip deriden nanopartikül geçişinin sağlıklı cilde göre daha derin olduğunu gösteriyor. Nanomateryallerin deri gözeneklerinden çok daha küçük olması nedeniyle, nanopartiküller incinmiş veya gerilmiş cilt dış yüzeyinden geçerek, derin katmanlarda bulunan hücrelere ulaşabiliyor. Mikroskopik boyutu nedeniyle bu nanopartiküller kan dolaşımına ve buradan diğer organlara taşınabiliyorlar.
Alerji riski yüksek!
Çözünebilir nanomaddelerden lipozomların içine konan maddeler (vitamin gibi) deri tarafından kabul edilebilir özellikte olacak şekilde seçiliyor. Ancak bazı kişilerde yabancı madde olarak algılanabiliyor. Bu durum vücut bağışıklık sisteminin savunma mekanizması harekete geçirerek alerjik reaksiyon göstermesine neden olabiliyor.
Çözünmeyen nanomaddelerden UV filtresi olarak kullanılan çinko oksit güneş kremi içinde güneşlenen insanlara uygulanıyor ve çinko oksit nanoparçacıkları sağlıklı ciltten nüfuz ederek bu kişilerin kan ve idrar örneklerinde tespit ediliyor.
Hamileler nano-kozmetiğe dikkat!
Kozmetiklerde bulunan nanomaddeler kan dolaşımına ulaştıkları taktirde istenmeyen yan etkilere yol açabiliyorlar. Araştırmalar hamile farelerde deri altına nano titanyum dioksit uygulanması sonucunda bu nanomaddenin yavruya geçtiğini, yavrularda beyin hasarına ve erkek yavrularda üreme sorunlarına neden olduğunu gösteriyor. Titanyum dioksit nanopartiküllerinin serbest radikal üretimini tetikleyebildiği ve UV ışığına maruz kalındığında test tüpü içinde bulunan hücrelerde DNA hasarına yol açabildiği tespit ediliyor. Antibakteriyel özelliği için kullanılan nano gümüş parçacıkları, bakteri öldürebilecek dozda kullanıldığında keratinosid olarak adlandırılan cilt hücre ve bağ doku hücrelerini öldürebileceği araştırmalarda görülüyor. Çalışmalar yeme yoluyla nano gümüş parçacıklarına maruz kalan hamile farelerde bu parçacıkların plasentadan nüfuz ederek doğmamış yavruya geçtiğini ve yavrunun böbrek, akciğer, karaciğer ve beyinde toplandığını gösteriyor.
Oda parfümlerinde bile var
Nefes ve koklamayla nanopartküllere de maruz kalabiliyoruz. Deodorant, parfüm gibi havaya sıkılan kozmetik ürünlere eklenen nanomateryaller, koklama ve solunumla akciğerlere ulaşabiliyor. Bu maddeler, solunumdan sonra burnumuzdaki epitel doku ve nazal sinirler yoluyla sinir sistemine erişebiliyor. Nanomateryallerin vücuda bir başka giriş yolu ağızdan. Ağıza uygulanan, nanomadde içeren ruj gibi makyaj veya cilt bakım ürünleri dudaktan yemeyle vücuda girebiliyor, fakat çok azı diğer organlara ulaşıyor. Bu yolla vücuda girebilen nanomaddelerin insanlarda olası yan etkileri konusunda henüz yeterli bilimsel çalışma yok.
Her ne kadar kozmetik endüstrisi sağlıklı cilde sahip kullanıcıların nanomateryallerden etkilenme riskinin düşük olduğu konusunda görüş belirtse de, hassas cilde sahip genç, yaşlı, hamile tüketicilerle, hasarlı cilt veya deri hastalıklarına sahip kişilerin bu tip hammaddelerle ilgili risk oranları henüz bilinmiyor. Çok yeni bir alan olan cilt ve nanoteknoloji konusundaki kullanıcıların sağlık ve güvenliğini göz önüne alan araştırmaların sayıca artarak devam etmesi gerekiyor.
Nanokozmetikler nasıl ayırt edilir?
Nanomateryalsiz ürünleri tercih etmek istiyorsanız, makyaj veya cilt bakım ürünlerini alırken içlerinde “micronized” yani mikronize partiküller olup olmadığını, ürün üzerinde bulunan içindekiler listesine bakarak görebilirsiniz. Aşağıda kişisel bakım veya makyaj ürünlerinde görebileceğiniz nano veya mikronize hammaddelerin isimlerini ve bulunabilecekleri ürünleri kapsayan ufak bir tablo bulunuyor.
Türkiye’den doğru regülasyon adımları
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu çok yerinde bir öngörüyle Avrupa’da uygulanan bu kuralların Türkiye’de de uygulanması için 15/07/2015 tarihinde “Nanomateryal İçeren Kozmetik Ürünlerin Güvenlilik Değerlendirmesi” ile ilgili kapsamlı kılavuzlar yayınladı. Bu kılavuzlar nanomateryal içeren kozmetik ürünlerin tanımlanması, karakterizasyonu ile ilgili yöntemler ve güvenlilik değerlendirmelerine ilişkin konularda gerekli kuralları ve yararlı bilgileri kozmetik üreticilerine sunuyor.
Bilimsel kaynaklar
1) RNCOS E-Services Pvt. Ltd. Global cosmeceuticals market outlook 2016.
2) Review on nanotechnology with several aspects. Singh R, Tiwari S, Tawaniya J. International Journal of Research in Computer Engineering and Electronics. 2013;2(3):1–8
3) Nanotechnology in the real world: Redeveloping the nanomaterial consumer products inventory. Marina E. Vance, Todd Kuiken, Eric P. Vejerano, Sean P. McGinnis, Michael F. Hochella Jr., David Rejeski, Matthew S. Hull. Beilstein. J. Nanotechnol. 2015, 6, 1769–1780.
4) In vivo hair growth promotion effects of cosmetic preparations containing hinokitiol-loaded poly(epsilon-caprolacton) nanocapsules. Hwang SL, Kim JC. J Microencapsul. 2008 Aug; 25(5):351-6.
5) Penetration of intact skin by quantum dots with diverse physicochemical properties. Ryman-Rasmussen JP, Riviere JE, Monteiro-Riviere NA. Toxicol Sci. 2006 May; 91(1):159-65.
6) Penetration profile of microspheres in follicular targeting of terminal hair follicles. Toll R, Jacobi U, Richter H, Lademann J, Schaefer H, Blume-Peytavi U. J Invest Dermatol. 2004 Jul; 123(1):168-76.
7) Nanotechnology and the transdermal route: A state of the art review and critical appraisal.
Cevc G, Vierl U. J Control Release. 2010 Feb 15; 141(3):277-99.
8) Nanoparticles and microparticles for skin drug delivery. Prow TW, Grice JE, Lin LL, Faye R, Butler M, Becker W, Wurm EM, Yoong C, Robertson TA, Soyer HP, Roberts MS. Adv Drug Deliv Rev. 2011 May 30; 63(6):470-91.
9) Effects of mechanical flexion on the penetration of fullerene amino acid-derivatized peptide nanoparticles through skin. Rouse JG, Yang J, Ryman-Rasmussen JP, Barron AR, Monteiro-Riviere NA. Nano Lett. 2007 Jan; 7(1):155-60.
10) Nanotoxicology: an emerging discipline evolving from studies of ultrafine particles. Oberdörster G, Oberdörster E, Oberdörster J. Environ Health Perspect. 2005 Jul; 113(7):823-39.
11) Small amounts of zinc from zinc oxide particles in sunscreens applied outdoors are absorbed through human skin. Gulson B, McCall M, Korsch M, Gomez L, Casey P, Oytam Y, Taylor A, McCulloch M, Trotter J, Kinsley L, Greenoak G. Toxicological Sciences. 2010;118(1):140–149.
12) Nanoparticles transferred from pregnant mice to their offspring can damage the genital and cranial nerve systems. Takeda K., Suzuki K.I., Ishihara A., Kubo-Irie M., Fujimoto R., Tabata M., Oshio S., Nihei Y., Ihara T., Sugamata M. J. Health Science. 2009;55(1):95–102.
13) Chemical oxidation and DNA damage catalysed by inorganic sunscreen ingredients. Dunford R, Salinaro A, Cai L, et al.FEBS Letters. 1997;418:87–90.
14) In vitro cytotoxity of silver: implication for clinical wound care. Poon VKM, Burd A. Burns. 2004;30(2):140–147.
15) A transfer of silver nanoparticles from pregnant rat to offspring. Lee Y, Choi J, Kim P, Choi K, Kim S, Shon W, Park K. Toxicol Res. 2012 Sep;28(3):139-41.
16) Toxicological characterization of engineered nanoparticles. Paul JAB, Roel PFS. In: Gupta RB, Kompella UB, editors. Nanoparticle Technology for Drug Delivery. New York, NY, USA: Taylor & Francis; 2006. pp. 161–170.
17) Nanotechnology in cosmetics: Opportunities and challenges. Raj S, Jose S, Sumod US, Sabitha M. J Pharm Bioallied Sci. 2012 Jul; 4(3):186-93.
18) Nanomaterials and the EU Cosmetics Regulation: Implications for Your Company. http://www.gcimagazine.com/business/management/regulation/143553126.html?pa