Yüz yaşlanmasında uyku pozisyonu etkili mi?
Deneyimlerimiz özellikle sert yastıkta yatmanın, uyku sırasında yoğun olarak yan yatma pozisyonunun kullanılmasının yaşlanmayı hızlandırıcı etkileri olduğunu gösteriyor. Yan pozisyondaki uykuda özellikle bir tarafa daha fazla yatıldığında, yıllar içerisinde o tarafta yaşlanma etkilerinin daha yoğun olarak ortaya çıktığı görülüyor. Bir insanın yüz dâhil tüm vücudunda tam bir simetrinin olmayacağı kesin, ancak yan yatıştaki bu dengesizlik bu asimetriyi daha bariz bir duruma getirebiliyor. Yine bazı insanlarda, yan yatış alışkanlığına bağlı olarak uyku çizgileri olarak adlandırabileceğimiz ek kırışıklıkların da ortaya çıkabildiğini unutmamak lazım. Erken yaşlarda önlem almanın tüm bunlardan korunmak için en önemli adım olduğu çok açık.
Doğru uyku pozisyonu nasıl olmalı?
Uyku sırasında yüzünüze gelecek basınç ne kadar az olursa o kadar iyi olacak. Ancak boyun ve omurga sağlığı açısından çok yumuşak yastıkların zararlı olacağı unutulmamalı. Uyku sırasında uygun omurga pozisyonunu sağlayacak şekilde, yumuşak bir yastık seçilmeli. Yan yatıştan olabildiğince kaçınmak gerekiyor. Uyku sırasında yan yatış pozisyonunu kontrol etmek mümkün olmayabilir ama en azından uykuya geçişte sırtüstü pozisyonu seçerseniz zaman içerisinde bu bir alışkanlık haline gelebilir.
Genç görünümlü olmak için nelere dikkat etmek gerekiyor?
Yaşlanmada etkili olan her şeyi kontrol edebilmemiz mümkün değil tabii ki. Genetik faktörler, çevresel faktörler gibi kontrol edemeyeceğimiz birçok etken mevcut. Ancak uyku pozisyonu gibi, basitçe uygulayabileceğimiz şeyler de var. Cildin sürekli nemli ve temiz tutulması, güneş ışınlarından korunması bu işin abc’sini oluşturuyor. Nem derken yoğun bir şekilde nemlendirici kozmetikleri kullanmak akla gelmemeli.
İnsan vücudunun tamamı gibi cilt de suya ihtiyaç duyar. Cildin nemlenmesinin neredeyse yüzde 90’ı, içtiğimiz su sayesinde gerçekleşir. Bunu sağlamıyorsak dışarıdan ne kadar nemlendirici uygularsak uygulayalım cildimizi belki sadece görünümde nemli tutabiliriz, gerçekte kuru kalmış olur. Dolayısıyla sadece güzellik için değil, sağlık için günde 8-10 bardak (yaklaşık 2-2,5 litre) su içilmesi gerekiyor. Çoğumuzun yaptığı bir hata, bu miktarı hesaplarken içilen çay ve kahvenin de katılmasıdır. Çay ve kahve su attırıcı (diüretik) etkilidir ve kendi hacimleri civarında sıvı kaybına neden olurlar. Günlük yaşantımızda gereken miktarda su içmeyi alışkanlık haline getirilmesi gerekir. Aynı zamanda düzenli olarak cilt yapınıza uygun nemlendirici kozmetikleri de kullanarak yeterince nemlenmiş bir cilde sahip olabilirsiniz.