Dünya estetikte resmen çağ atladı. Andaç Bey, 20 yaş geriye götüren estetiğin sırrı nedir?
Doç. Dr. Andaç Aykan: Estetik cerrahide 20 yaş daha genç görünmenin sırrı, son yıllarda büyük gelişme gösteren teknoloji ve tekniklerin kullanımıdır. Modern ameliyat teknikleri ile endoskobik cihazların yüz estetik ameliyatlarına dahil edilmesi doğal ve etkili sonuçlara ulaşmamızı sağlıyor.
Cerrahi işlemlerin yanında cilt kalitesini arttıran dolgu ve mezoterapi ürünlerinin kullanımı ile cilt sıkılığını düzelten BBL (Broad Band Light) ve Altın İğne, Radyofrekans gibi teknolojilerin de kombine edilmesi en üst düzey sonuçları ortaya çıkarıyor.
Ne değişti de bu derece inanılmaz sonuçlar alınabiliyor? Eskiden estetik korkuturdu. Şimdi aksine doğru ellere güvenle teslim edebiliyor insanlar kendilerini. Ve bazı sonuçlar özellikle sizde gördüklerim gerçekten çok doğal.
Doç. Dr. Andaç Aykan: Estetik cerrahide 20 yaş gençleştirme gibi inanılmaz sonuçlar, gelişmiş teknolojiler ve tekniklerin, kişiselleştirilmiş yaklaşımlar esas alınarak deneyimli bir Estetik ve Plastik cerrahi uzmanı tarafından uygulanması ile ortaya çıkabilir.
Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanları cerrahi dışı (non-invaziv) uygulamalar ile estetik yüz cerrahisi uygulamalarını bir arada yapma yetkisine ve kabiliyetine sahiptir. Dolayısıyla yüz estetiğine bütünsel bir şekilde yaklaşıp, hastanın istekleri temel alınarak doğal sonuçlar ortaya çıkarabiliyoruz. Yani hastanın ihtiyaçlarına göre tedavi seçenekleri belirleniyor ve uygulanıyor.
Bunların yanında son yıllarda daha iyi ve güvenli malzemelerin kullanıma girmesi, radyofrekans, mikro-iğneleme gibi yüksek teknoloji cihazların kullanıma girmesi eskiye göre daha etkili ve kalıcı sonuçların ortaya çıkmasını sağladı.
Açık iletişim, detaylı ön görüşmeler ve tedavi sonrası takip ve destek, iyileşme süreçlerinin rahat geçmesini sağlıyor. Bu faktörlerin birleşimi, estetik cerrahi alanındaki ilerlemelerle birlikte, hastaların kendilerini daha güvende hissetmelerini ve estetik işlemlere olan güvenin artmasını sağladı.
Size en çok yabancılar geliyor. Sizi farklı kılan nedir?
Doç. Dr. Andaç Aykan: Uluslararası düzeyde tanınırlığımız ve başarılarımız, bizi dünya çapında tercih edilen bir klinik haline getirdi. Tedavi sürecinin her aşamasında hastalarımızla açık ve sürekli iletişimde bulunarak, onların isteklerini ve endişelerini dikkate alıyoruz. Bu faktörler, estetik cerrahide öne çıkmamızı ve ülkemiz içinden gelen hasta ve danışanlarımızın yanında yabancı hastaların da bizi tercih etmesini sağlayan ana unsurlardır.
Son dönemde hangi aletler, yöntemler sizi bile şaşırttı. Hangi yöntemler büyük fark yarattı diyebilirsiniz.
A.A. Yüz estetiğinde kullanılan endoskobik cihazların gelişimi ve klasik tedavi yaklaşımlarına kombine edilmesi önemli konularda avantajlar sağladı.
Dışarıdan görünmeyecek şekilde saçlı deri içerisinde yapılan sadece 2-3 cm’lik bir cilt kesisinden girilerek tüm alın, kaş, göz çevresi, orta yüz gibi alanlara net bir görüş açısıyla müdahale etmemizi sağlıyor. Bu cihazların bünyesinde bulunan kamera sistemleri net bir görüş açısı sağlıyor, böylece damar sinir gibi önemli anatomik yapıların hasarlanma riski belirgin ölçüde azalıyor.
Yine bu sistemler sayesinde derin ve kapalı yüz alanlarında kemik tıraşlaması gibi zor müdahaleler daha kolay yapılabiliyor. Tabi ki küçük bir kesiden girilip ilave yerlerden cerrahi kesi yapılmadığı için işlem sonrası daha konforlu ve hızlı bir iyileşme süreci yaşanıyor.
Cerrahi dışı yani non-invaziv tarafta ise yeni nesil BBL Işık tedavisi ve Altın İğne Radyofrekans cihazlarındaki gelişmeler dikkat çekmekte. Son yıllarda bu cihazların çıkan yeni versiyonları ile daha hızlı, etkili ve güvenli sonuçlar alıyoruz.
Bu teknolojiler özellikle cilt kalitesinde kesin ve net bir artış sağlıyor. Altın İğne Radyofrekans uygulamaları, cilt altı kolajen üretimini arttırarak cilt elastikiyetini ve kalınlığını artıyor, gözenekleri küçültüyor. BBL ışık tedavileri ise cilt lekelerini tedavi ederken daha parlak, homojen bir deri görünümü sağlıyor.
Yine non-invaziv yaklaşımlar arasında yer alan modern ve optimize edilmiş Mezoterapi ürünleri ile yakın zamanda kullanıma giren Kalıcı-geçici dolguları bir arada içeren yeni nesil dolgular cilt kalitesinin arttırılmasında fark yaratan ürün ve uygulamalar arasına girmiş durumda.
Sizin özellikle dikkat ettikleriniz, önem verdiğiniz hususlar neler?
A.A.: Cerrahi prosedürler ve diğer estetik uygulamalar sırasında sterilizasyon ve hijyen kurallarına titizlikle uyuyorum ve tüm ekipmanların ve malzemelerin steril olduğundan emin oluyorum. Alanımdaki en son teknolojileri ve yenilikleri takip ederek hastalarıma en güncel ve etkili çözümleri sunmak için ulusal ve uluslararası konferanslara katılıyor, sürekli eğitimler alıyor ve yeni teknikleri öğrenerek kendimi sürekli geliştiriyorum. Her hastaya özel olarak yaklaşarak, onların beklentilerini karşılamaya ve estetik yolculuklarını başarılı bir şekilde tamamlamalarına yardımcı olmaya büyük önem veriyorum.
Sizce iki sene içinde hangi yenilikleri görmeye başlayacağız?
A.A.: Estetik cerrahi ve medikal estetik alanında sürekli olarak yenilikler ve gelişmeler yaşanmakta. Önümüzdeki iki yıl içinde bu alanda hangi yeniliklerin ortaya çıkabileceğine dair bazı öngörülerim var:
ESTETİKTE DİKKAT ÇEKECEK YENİLİKLER
Genetik ve Biyoteknoloji: Genetik testler ve biyoteknolojik gelişmeler sayesinde, kişiye özel tedavi planları daha da yaygınlaşacak. Genetik yapı ve bireysel biyolojik özellikler göz önünde bulundurularak, en uygun tedavi yöntemleri belirlenebilecek.
Yapay Zeka ve Makine Öğrenimi: AI ve makine öğrenimi algoritmaları, bireysel hasta verilerini analiz ederek en uygun estetik çözümleri önerebilecek. Bu teknolojiler, tedavi sonuçlarının tahmin edilmesinde ve kişiselleştirilmiş planların oluşturulmasında önemli rol oynayacak.
Mikroiğneleme ve Plazma Enerjisi: Bu kombinasyon, cilt yenileme ve sıkılaştırma tedavilerinde daha fazla kullanılacak. Cilt üzerindeki etkileri artırırken iyileşme süresini kısaltacak.
Biyolojik Dolgular ve Büyüme Faktörleri: Biyolojik olarak uyumlu ve vücut tarafından emilebilen dolgular, daha doğal ve uzun süreli sonuçlar sağlayacak. Ayrıca, büyüme faktörleri ve kök hücre tedavileri, cilt yenileme ve onarım süreçlerini hızlandıracak.
Kök Hücre Tedavileri: Kök hücrelerin kullanımıyla cilt ve doku yenilenmesi daha da ileri seviyelere taşınacak. Bu tedaviler, yaşlanma belirtilerini geciktirmede ve cilt kalitesini artırmada etkili olacak. Şu an kullanımda olan daha olgunlaşmış (çok genç olmayan) MKH (Mezenkimal Kök Hücre)’lerin yerine daha genç ve etkili Alloblast ismi verilen Kök Hücrelerin kullanımı yaygınlaşacak.
Biyoprinting: Üç boyutlu bioprinting (biyo-baskı) teknolojisi, estetik cerrahide kullanılan doku mühendisliği uygulamalarını daha da geliştirecek. Özellikle yara onarımı ve doku yenileme gibi alanlarda büyük ilerlemeler sağlanacak.
Gelişmiş Lazer ve Ultrason Teknolojileri: Yeni nesil lazerler ve ultrason cihazları, daha etkili ve hassas tedavi imkânı sunacak. Cilt sıkılaştırma, kırışıklık giderme ve leke tedavileri gibi alanlarda daha iyi sonuçlar elde edilecek.
Nanoteknoloji: Nanoteknoloji ile geliştirilen yeni ürünler ve cihazlar, cilt bakımında devrim yaratacak. Bu teknolojiler, cilt altına daha derinlemesine nüfuz ederek etkilerini artıracak.
Minimal İnvaziv Prosedürler: Daha az travmatik ve hızlı iyileşme süresi gerektiren prosedürler yaygınlaşacak. Bu, hastaların günlük yaşamlarına daha hızlı dönmelerini sağlayacak. Mezoterapi yaklaşımları sayısı botoks ve dolgu uygulamalarını geçecek.
İyileşme Sürecini Destekleyen Ürünler: Ameliyat sonrası iyileşmeyi hızlandıran ve komplikasyon riskini azaltan yeni ürünler ve tedavi yöntemleri geliştirilecek.
Bu yenilikler, estetik cerrahi ve medikal estetik alanında daha güvenli, etkili ve kişiye özel tedavi seçenekleri sunacak. Bu sayede, hastalar daha doğal ve tatmin edici sonuçlar elde ederken, iyileşme süreçleri de daha rahat ve hızlı olacak. Estetik cerrahideki bu ilerlemeler hem doktorlar hem de hastalar için heyecan verici bir geleceği işaret ediyor.