Bu keşfi takiben bilim adamları hızla bakteri ve hayvan dokularından EGF üretmeye başladılar. Ancak bu tip geleneksel yöntemlerle üretim hem eşdeğer miktardaki değerli madenlerden altın ve elmas değerlerinden bile daha pahalı oluyordu hem de üretilen serum içindeki bakteri endotoksinleri ile hayvan hücresi bulaşma durumu serumlara gerekli etkinlik ve stabiliteyi sağlamıyordu.
Yeşil üretimin öncüsü
2010 yılında, İzlanda’daki araştırmacılar 10 yıllık bir araştırmanın sonunda EGF’yi dünyada ilk ve tek olarak patentli bir teknoloji ile arpa tohumunda (bitkisel şekilde) üretmeyi başardılar. Bu tip şekilde üretilen EGF hem daha etkin hem de daha stabil bir yapıya sahipti. Volkanik süngertaşları içinde jeotermal enerji ile ısıtılan bir ortamda, doğal kaynak suları ile kutup güneşi altında büyütülen arpa filizleri bu konuda yeşil üretimin öncüsü niteliğindedir.
İzlanda'da üretilen minik şişelerdeki sihirli sıvı
2011 yılına gelindiğinde, yukarıda belirtilen şekilde üretilen BIOEFFECT EGF serum markası, akşam temiz cilde 2-4 damla şeklinde uygulanarak, öncesi ya da sonrası başka bir kreme ihtiyaç bırakmamadan uygulandığı alanlarda gençleşme etkileri yaratmaktadır. 15 ml’lik ürün boyutu ile kullanıma sunulan serum, üç aylık gereksinimi karşılamaktadır.
Amerikan Dermatoloji Akademisi başkanı Prof. Dr. Ronald Moy, ürünü hastalarına denettikten sonra BIOEFFECT EGF sonuçlarını “30 yıllık meslek hayatımda gördüğüm en mükemmel sonuçlar“ şeklinde tanımlamakta ve BIOEFFECT EGF SERUM için “Geleceğin Serumu“ kelimelerini kullanmaktadır.
BIOEFFECT EGF SERUM Mayıs 2012 başından itibaren Türkiye’de seçkin eczanelerde satışa sunulacak.