Tina’nın, doğal taşların yanı sıra safir, zümrüt, yakut ve takıların vazgeçilmez unsuru pırlantayı da harmanlayarak oluşturduğu geniş ürün yelpazesinde alışılagelmişin dışında tasarımlar yer alıyor. Yarattığı mücevherler ile çok yönlü kullanım alternatifleri sunan Tina, özel bir gece kıyafetiyle takılan gerdanlığı bir başka zaman günlük ve rahat bir kıyafetle ya da broş olarak ceket, kazak veya gömlek üstüne kullanabilmenize imkân tanıyor.
Kişiye özel mücevher de tasarlayan Tina’da ayrıca müşterilerin kullanmayı artık arzu etmedikleri mücevherlerine de yepyeni bir tarz kazandırılıyor.
Tina’nın hikâyesi
Tina Christa Sezer, Nur-i Osmaniye’ye 1972 yılında adım attı. İşinde başarıyı yakalamak amacıyla taşlar hakkında kitaplar okudu, yurt dışı mücevher fuarlarına katıldı ve en önemlisi de vaktinin çoğunu işin mutfağı olan mesleğin tozunu yutmuş ustaların atölyelerinde geçirdi. Bu aşamaların sonucu edindiği deneyim ve bilginin ışığında, 1992 yılında TİNA markasını oluşturdu. 18 metrekarelik bir dükkânda tasarımlarını yapmaya başlayan Tina’ya daha sonra, Değerli Taş Bilimi üzerine eğitim alan kızı Esra Moreno da katıldı.
Tina Christa Sezer, Kapalıçarşı’da mücevher piyasasında ilk mağaza sahibi kadın olma özelliğini taşıyor. Bunun yanı sıra renkli doğal taşlarla yaptığı tasarımlarla da bu konuda bir öncü… Kızının da katılımıyla yeni bir ivme kazanan 'TİNA JEWELLERY' Nur-i Osmaniye Caddesi’nden sonra ilk butik mağazasını Nişantaşı’nda açtı. Tina, doğal renkli taşlara ağırlık veren modelleriyle alışılagelmiş kuyumculuk anlayışının dışına çıkarak Nişantaşı’na yeni bir renk getirdi.