Ben de, hem bu keyifli yarışmayı hem de yeni sezonun trendlerini konuşmak için Zeynep Tosun'un atölyesine gittim. Konuşmayı seven 2 kadın bir araya gelirse ne olur? Elbette şahane bir röportaj olur. Buyrun yazıya!
Nasıl tasarımcı oldunuz?
Küçüklüğümden beri modaya zaten çok meraklıydım çünkü ailemde hemen hemen herkes bir şekilde modayla ilgiliydi. Anneannem döneminin iyi terzilerindendi. Annem trikocu ve tasarımcı, onun atölyesinde büyüdüm. O yüzden hep kumaşların içerisindeydim. Teyzem aktris Filiz Akın, babam da mimar. Çizimler ve kalemler hayatımda hep vardı. Küçükken kumaşları keser biçer, Barbie'lerimi giydirirdim. Aslında tasarımcı olmak benim için kaçınılmazdı.
Üniversitede işletme okuduktan sonra İtalya Milano’ya, “Istituto di Marangoni” adlı okula moda tasarım okumaya gittim. 2005 yılı yazında Türkiye’de Derishow’da staj yaptım. İtalya’da 1 senelik moda tasarım kursundan sonra aynı okulda master programına kabul edildim ve bu program boyunca illustrasyon, dijital moda, kalıp ve moda tarihi dersleri aldım. İlk defilemi Temmuz 2006’da Londra’da gerçekleştirdim. Alberta Ferretti ve Philosophy Di Alberta Ferretti için tasarımlar yaptıktan sonra Türkiye’ye dönüp, kişiye özel haute couture koleksiyonları dışında, pret-a-porter koleksiyonları hazırlıyorum.
"KENDİM GİYMEYECEĞİM BİR ŞEYİ ASLA TASARLAMIYORUM."
Diğer tasarımcılardan farkınız nedir?
Bana göre her malın bir alıcısı var, herkesin bir stili var. Bence ben profesyonelliği çok ön planda tutuyorum yani bir elbise yaptım bitti değil, burada bir koleksiyon var ve bütün kalıpların iyi olması lazım. Günde 15 saat çalışıyorum, bazen atölyede yatıyorum, çok kafa patlatıyorum bu işe çünkü çok sevdiğim bir işi yapıyorum.
Tasarımlarınızı oluştururken öncelikli kriteriniz nedir?
Kendim giymeyeceğim bir şeyi yapmıyorum. Çünkü ben çok zevkli olduğumu düşünüyorum, çok iyi bir gözüm olduğunu düşünüyorum. Sevdiğim ve beğendiğim parçaları tasarlıyorum, onlar da çok beğeniliyor zaten.
Stil nasıl oluşturulur?
Bence stil, kişiliktir. Kişiliğinizin bir yansımasıdır. Ben genç kızlara da onu tavsiye ediyorum, yetişkinlere de. İnsanlar, kendilerini beğenmeliler ve kendi beğenilerine göre giyinmeliler öncelikle. Kızlar hiçbir zaman korkmamalılar; yani vücudum şişman, o bana olmaz diye düşünmesinler. Denesinler. Mesela hayatımda gördüğüm en iyi giyinen insanlardan biri, yurtdışında birlikte çalıştığım 44 beden kızdı.
"BU YILIN EN GÜZEL TRENDİ, UÇUŞAN ETEKLER..."
Bu yılın en yeni trendi hangisi?
Bu sezonun en yeni trendi bence uçuşan etekler. Benim son koleksiyonumda da mini etek üstü, uzun uçuşan etekler var.
Bugüne kadar en beğendiğiniz trend neydi?
Ben Marlene Dietrich'in maskülen tarzını çok sevmişimdir. 70'lerin havasını hep çok beğenirim.
"BRAUN İLE ÖZGÜR ETEK PROJESİ ÇOK GÜZEL BİR ÇALIŞMA OLDU."
Braun’un özgür etek projesinden bahsedelim mi?
Genç kızları bu mesleğe teşvik etmek bakımından bence çok güzel bir proje oldu. Hele ki böyle bir furya varken doğru zamanda yapılmış bir proje olduğunu düşünüyorum. Bu proje kapsamında, çok doğru kararlar alınıp bana gelindiğini düşünüyorum. www.kizlararasinda.com/silkepil sitesinde tasarlanan toplam etek sayısı 11.350'yi buldu. Ziyaretçi sayısı 111.524'ü geçti. Çok güzel etekler geldi, kazananla bire bir üreteceğimiz için tasarım açısından da çok güzel sonuçlar çıkacağına inanıyorum.
Yarışma sonrası süreç nasıl gidecek?
Kazanan etek benim atölyemde dikilecek. Bu eteklerden üretip satacağız. Galata Moda'ya denk gelirse, orada da sunmayı düşünüyorum. Genç kız açısından çok faydalı olur, tasarımcı deneyimini her yönüyle görmüş olur; üretimidir, satışıdır, müşterisidir. O yüzden ben Galata Moda'ya çok girmek istiyorum, o eteğin de benim standımın bir parçası olsun çok istiyorum.
Zeynep Tosun ile moda, trendler ve Braun'un bu yaratıcı yarışması üzerine çok hoş bir sohbet gerçekleştirdik. Umarım siz de okurken bu keyfi paylaşmışsınızdır. Bu arada unutmadan birinci olan eteğin desenini sizlerle paylaşalım.
Birinci olan eteğin deseni
Pudra.com'un özel söyleşisi:
Seren Pak
Editör