Türkiye'nin ilk kadın stüdyo fotoğrafçısı Maryam Şahinyan'ın çektiği fotoğraflardan ilham alarak oluşturduğu koleksiyonunu, 50'lerden 90'ların sonuna uzanan moda anlayışından, İstiklal Caddesi'nden ve güçlü kadınlarından etkilenerek tasarlamış. Mehtap Elaidi, bu etkileyici koleksiyon ve bu yıl dokuzuncusu gerçekleşen moda haftası ile ilgili sorularımızı yanıtladı.
⦁ Dokuncu sezonu gerçekleşen İstanbul Moda Haftası farklı bir konseptte bu yıl. Neler söyleyeceksiniz?
Moda Haftası'nın ikinci gününü biz açtık. Bu yıl defileler, iki mekanda gerçekleşiyor. Hem tarihi Cercle d’Orient binasında hem de Emek Sineması'nda. Show'lar belki de mekanın tarihi dokusunun etkisiyle oldukça ilgi çekici bir hal alıyor. Eminim tüm koleksiyonlar çok beğenilecek.
⦁ Mehtap Elaidi tasarımlarını oluştururken nelere dikkat eder? Tasarım felsefenizde neler yer alıyor?
Benim için ilham noktası bir başlangıçtır. Genelde kafamda oluşan soru işaretleri ya da bir hikayeden yola çıkarak tasarımlarımı hayata dökmeye başlıyorum. Ondan sonrası zamanla kendini buluyor.
⦁ 2017 Sonbahar-Kış koleksiyonunu oluştururken nelerden ilham aldınız? Neleri ön planda göreceğiz?
Başlangıç noktam Türkiye'nin ilk kadın stüdyo fotoğrafçılarından Maryam Şahinyan'ın çektiği fotoğraflar oldu. 50 senelik inanılmaz geniş bir arşivi vardı. Çok etkilendim. İlginçtir ki sanatçının bütün hayatını, onun çektiği fotoğraflar üzerinde izleme şansım oldu. 50 yıl boyunca İstanbul'un tüm sosyal hareketini baştan sona çekmişti. Ama tüm o fotoğraflar içinde, kendisine özel bir hayatı olmamıştı. Ben de koleksiyonumda kadınların izleyici olmaktan çıkıp, kendi hayatını yazarak başrol oynayabileceğini göstermek istedim. Herkesin kendine yakışan bir şeyler bulabileceği 23 parça tasarladım. Böylece herkes kendi stilini yaratarak, kendi hikayesinde başrol olabilir.
Bu sezon pırıltılar dikkat çekiyor. Gümüş ağırlıklı renkler olacak. Ben kendi koleksiyonumda, kadını rahat hissettirebileceğim, farklı görünümlere kavuşturmayı amaçladım. Kendini yeniden yaratmayı bilen, güçlü kadınlar göreceğiz.
⦁ Geçen sezondan beri defilelerde sektörün "kusur" olarak gördüğü özelliklere sahip mankenleri daha sık podyumda görür olduk. Siz neler söylersiniz?
Bence çok iyi oldu. Bizler bir bakıma moda sayesinde insanlara ayna tutuyoruz. Bu çeşitliliğe izin vererek her kesime ulaşmış oluyoruz. Kendi defilelerimde de genellikle kadının en doğal haline ulaşmaya çalışıyorum. Dünyanın da bu akıma yavaş yavaş uyması beni mutlu ediyor.
⦁ Son olarak artık moda trendlerinde neleri görmeyeceğiz?
Artık yorumlanmamış hiç bir tasarım yok. Volanlar yeni sezonlarda yavaş yavaş bizi terkedecek. Sadelik giderek azalarak yerini daha renkli, işlemeli ve abartılı parçalara bırakacak.
