2000’lere geldiğimizde, 2005 yılının bahar aylarında dünya medyası bomba gibi bir haberle çalkalandı. Tom Cruise Oprah Winfrey’nin şovunda hoplayıp zıplıyor, Katie Holmes için olan aşkını haykırıyordu. Aşırılılığıyla biraz eğrelti gelen bu yeni aşk hakkında o gün bugündür görmediğimiz fotoğraf, okumadığımız haber kalmadı aslında. Katie’nin zayıflaması, ikilinin galalarda sergiledikleri aşk sarhoşu tavırlar, yapmacık gibi gelen öpüşmeler vs. vs. Aradan dört yıl geçti, hala beraber olmaları ne yalan söyleyelim bizi şaşırtıyor. Suri adında anne-baba kopyası tatlı bir kızları da var şimdi. Bugün gündemde olan, Katie Holmes’un evrim olarak nitelendirilebilecek değişimi. Nitekim cici kız imajından sıyrılıp geleceğin Jackie Onasis’i olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
Gecelerde ağırlıklı olarak Giorgio Armani’yi tercih eden Holmes Jason Wu, Escada ve Christian Lacroix gibi markaların cazibesini de kullanıyor. Ayakkabı olarak ayaklarında Roger Vivier’in babetleri veya topukluları, Rene Caovilla sandaletler, çanta olarak ise kolunda Chloé, Hermes gibi çantalar eksik olmuyor. Aksesuar ise en önemli silahı. Artık kimliğinin bir parçası. Büyük çerçeveli güneş gözlükleri ve gür saçlarına bağladığı renkli eşarplar asil Jackie O tarzının belirleyici unsurları. Kış boyunca boynuna doladığı poşular ve bereler herkes tarafından benimsendi. Uzun ince hırkalar, skinny ve yüksek belli kot pantolonlar, düz ama kalitesi belli olan, lüks kumaşlı tişörtler ise gündelik hayatında en rahat ettiği parçalar gibi görünüyor. Olabildiğine özensiz giyindiği zamanlarda bile ‘Katie Holmes’ tarzı diyebileceğimiz bir aurası var artık.
Ve kimseye aldırış etmiyor; akşamları yemeğe makyajsız çıkıyor, kızının eline mini Hermes poşeti tutturuyor, elinde kahve peşinde korumlarla dolaşıyor… ‘Star’ olmak böyle birşey olsa gerek!