Çikolata zenginliğin ve soyluluğun göstergesiydi
Çikolata 19. yüzyılın ikinci yarısında Torino’dan başlayarak önce Floransa’ya, sonra da Perugia’ya ulaşır. Nerede soyluluk varsa orayı sevmektedir çikolata. Dahası çikolatanın İtalya’daki yükselişi dönemsel olarak bakıldığında, aralarında Verdi, Puccini, Donizetti gibi ünlü opera üstatlarının bulunduğu müzisyenlerin de en parlak dönemiyle çakışır. Acaba çikolata tüketmek herhangi bir şekilde daha iyi müzik yapmayı mı getirmektedir beraberinde? Tabii bu konu büyük olasılıkla tıp uzmanlarının yanıtlaması gereken bir sorudur, ne var ki bugüne kadar çeşitli yazılarımda da belirttiğim gibi şurası bir gerçektir; o da gerek müzik, gerek mutfak zenginliği, gerekse çikolata gibi bir lüks tüketim maddesinin bir toplumda var olması ve dahası yüceltilmesi o toplumun soyluluğu ve zenginliği ile doğru orantılı bir durum olmalıdır. Hatta burada niçin en önemli müzik adamlarının 19. yüzyılda İtalya’dan çıktığı sorusu da en azından aynı zamanda sosyolog olan bu satırların yazarının iddialarına göre yanıt bulur. Çikolata onların müzik yapmasında ne denli etkili olmuştur bilemeyiz ancak onu tüketimini de artıran kentsoyluluk ve zenginlik sayesinde genç yetenekler desteklenmiş ve bir italya’nı altın çocukları yetiştirilmiştir.
Çikolatanın bu ülkede bu denli tüketim alanı bulması da işte bu yüzden olmalıdır. Evet sevgili okurlar, görüyor musunuz kafası dağınıklık bir adama neler yaptırıyor? Torino, Perugia ve çikolatadan yola çıkıp sonra nerelere gittik? Evet biraz dağıldı ama her şeyin bir neden sonuç ilişkisi temeline oturduğu bilinen bu evrende bu gibi olayların birbirine bağlanması da bu evrensel düşüncenin bir yansıması olsa gerektir.
İtalya’nın yeni çikolata başkenti: Perugia
Çikolata soğuk mu soğuk Torino’da üşümüş, daha sıcak, kendi doğasına daha uygun, Orta-Güney İtalya’daki Umbria bölgesine kaçmıştır. 1907 yılına gelindiğinde İtalya’nın artık yeni bir çikolata başkenti vardır. O da belki de başkent olmuş olan ve gittikçe zenginleşen Roma’ya yakınlığından dolayı Perugia’dır. O yıl Perugia kentinde gıda sektöründe faaliyet gösteren makarnacı Giovanni Buitoni ve halen en bilinen moda markalarından birinin kurucusu, modacı bir hanımefendi olan Luisa Spagnoli bir araya gelerek Perugina’yı kurarlar. Yatırım Buitoni tarafından gelecekte karlı olabilecek bir girişim olarak görülmüş, Luisa Spagnoli ise çikolatayı, haute couture modayı tamamladığı için istemiştir. İlk yıllarda fabrikada on civarında işçiyle üretim yapılmış, hemen ardından gelen Birinci Dünya Savaşı yıllarında erkek ortak Giovanni Buitoni hanım ortağını yalnız bırakmış ve Luisa Spagnoli yola iki oğluyla devam etmiştir. 1920’lerin başında yüz kadar çalışan sayısına ulaşan fabrikanın simge markası ise 1923 yılında yaratılan ve oldukça feminen bir isim olan ‘Baci’ yani ‘öpücük’ olmuş ve bu öpücük tüm dünyaya yayılarak İtalya’nın öpücüğü haline gelir. Dedik ya sevgili kaçmış güneye gelmiş diye; lakin kuzeydeki arkadaşı fındık burada yoktur. Ama sevgiliyi üzmek olmaz. Dolayısıyla onu aynen Piemonte’deki gibi fındıkla buluşturmak gerekir ve böylece Baci’nin günümüzde de süren tadı oluşur. Yani anlayacağınız güneyli sevgili çikolatayı tavlamak ve diğerini unutturarak kendisine aşık etmek için kendini kuzeyli sevgiliye benzetmeyi bile göze almıştır. Artık o, güneydeki Perugia’nın malıdır ve Perugia bir çikolata kenti haline gelmiştir.
Böylece bir İtalyan kenti diğerinden rol çalarak çikolatayı yalnızca sahiplenmekle kalmaz, aynı zamanda, yalnızca bir firma sayesinde onun Avrupa’daki başkenti haline gelir. Umbria bölgesinin kuzey kıskançlığı bununla da kalmaz ve daha sonraki yıllarda çikolatanın yanına bir diğer Piemonte lezzeti trüf mantarı da Umbria’nın zenginliği haline gelir. Kim bilir belki Umbria bütün bunları adının ‘gölge’ anlamına gelmesinden duyduğu rahatsızlıktan dolayı, gölgede kalmak istememesi yüzünden yapmıştır?
Umbria, Roma’yı içeren Lazio’nun kuzeyinde bulunan, İtalya’da tarihi en eski bölgelerden biri ve aynı zamanda da bir üniversite kenti olan Perugia da onun en önemli kenti oluyor. İtalya’nın halen yaşayan en eski çikolata firmalarından biri olan Perugina’da o kentin en bilinen markası. Perugina Avrupa’da pek çok üreticinin yapamadığını yapmış ve bir çikolata müzesi oluşturmuş. Müze firmanın kuruluşunun 90. yılında, 1997 yılında ziyarete açılmış. Söz konusu müzede en başından bu yana üretimde kullanılan makineler sergileniyor ve 30 Kasım 1907’de kuruluşundan günümüzde Nestle’nin sahipliğine kadar geçen süreçte firmanın tarihi anlatılmakta. Ayrıca ‘Scuola del Cioccolato’ yani Çikolata Okulu da aynı çatı altında, ‘Casa del Cioccolato’ kompleksinin bir parçası olarak oluşturulmuş ve dünyanın her yerinden çikolataseverlere dersler veriyor.
Daha önce de yazdığımız gibi aslında burada asıl rolü çalan İtalya olmuş ve Avrupa’da adı çikolata ile anılan, hatta onunla özdeşleşmiş pek çok ülkenin önüne geçerek bu konuda da bir marka haline gelmiş. Adı aşkla ve romantizmle anılan çikolata İtalya’da kendisine en uygun iklimi bulmuş. Çikolata kenti Perugia aynı zamanda da 'Eurochocolate' adı verilen ve 1993 yılından bu yana kente her yıl yüzbinlerce ziyaretçiyi çeken bir etkinliğin merkezi haline gelmiş. İtalyanlar da bu şekilde derin ekonomik krizin etkilerini vücutlarına mutluluk hormonu salgılayan çikolatanın etkisiyle biraz olsun hafifletmişler.