Nisiros’a bundan yıllar önce, Club Med’in seyahat acentasında rehberlik yaptığım dönemde gittim. Aslında bu, Dodecanese yani meşhur on iki adayı içeren bir ‘Mavi Yolculuk’tu. Bodrum’dan küçük bir Fransız grubuyla bindiğimiz tekneyle Kos’tan başlayarak pek çok adayı bir haftalık bir sürede dolaştıktan sonra yine Bodrum’da yolculuğumuzu noktaladık.
Çokça kullandığım 'dodecanese' sözcüğünde 'dodeca’nın Yunanca’da ‘on iki’; 'nese' sözcüğünün de 'nisos' yani ada kelimesinin çoğulu olduğunu da bu arada hatırlatalım. On İki Adalar arasında bende iz bırakanlardan biri hep Nisiros olmuştur. Limana bağlandığımız nokta bu küçücük adanın hemen hemen tek ciddi yerleşim yeri olan Mandraki , daha önceki yazılarımızda değindiğimiz 'scala' ve 'limenas' gibi dilimizde de yer etmiş. Biz mandraki’ye mendirek diyoruz. Hani direkt sözcüğünü de direk şeklinde dilimize uyarladığımız gibi burada da bir direk bulmuşuz. Geriye de 'men' bölümü kalıyor. Ona da bir anlam buluruz artık... Yunanlılar da bizim mendirek hesabı dalgakıranın bulunduğu limanlara bu adı veriyorlar, bu yüzden Nisiros’taki liman kasabasının adı da Mandraki olmuş böylece. Nisiros Adası’na Türkçe'de kimi yerlerden 'İncirli' de deniyor.
Nisiros, Yunan Adaları arasında tarafımızdan pek bilinenlerden biri değil. Bunun nedenleri ilk olarak doğrudan ulaşım olanağının bulunmaması, kıyılarımızdan uzaklığı ve de küçücük bir ada olması. Yüzölçümü bizim Bozcaada kadar olan adada ve onun idari merkezi olduğu çevredeki adalar grubunda toplam yaklaşık 1000 kişi yaşıyor. Nisiros’a Türkiye’den ve hemen her yerden ulaşım ise Kos adasından sağlanıyor. Dolayısıyla ilk olarak Bodrum’a gitmek, oradan her gün düzenli çalışan teknelerle Kos’a ve daha sonra da Nisiros’a gitmek gerek. Feribot günleri ve saatlerini de iyi araştırmalı zira Kos’tan adaya her gün ulaşım bulunmuyor.
Nisiros Adası'nda yaşam
Mandraki, adanın en büyük kasabası ve nüfusun yüzde 60’dan fazlası burada yaşıyor. Yani yaklaşık 600 kişi. Mandraki’ye iner inmez çok güzel bir Ege adasında olduğunuzu hissediyorsunuz. Liman caddesi üzerinde çoğu denize nazır, dışı bembeyaz kireç badanalı, panjurları mavi evler ve renk cümbüşünü mora doğru götüren begonviller evlerin düz çatılarına tırmanıyor. Diğer yanda da masmavi Ege Denizi... Ana cadde aynı zamanda adanın tek caddesi. Sanki özellikle film dekoru yapmak için kurulmuş izlenimi veren caddenin sonunda da taverna yani restoranların bulunduğu bir meydan var. Ada toplamında restoran sayısı da sanırım 10 tane var yok. Restoranlar tamamen taverna havasını koruyorlar. Yunan mutfağı denince genellikle balık ve deniz ürünü düşünürüz ancak pek çok diğer adada olduğu gibi burada da kırmızı et diyetin bir parçası ve bu da özellikle keçi ya da domuz eti olarak karşımıza çıkıyor. Bu arada hatırlatalım, adaya Türkçe’de İncirli adını boşuna vermemişiz. Özellikle Ağustos ayında giderseniz enfes taze incirler yiyebilirsiniz.
Nisiros’un bir plaj cenneti olduğu pek söylenemez. Deniz olağanüstü temiz olmakla birlikte adanın yapısı oldukça kayalık ve volkanik olduğundan öyle pek bizim milletin sere serpe üzerine uzanmayı sevdiği türden ince kumlara sahip kumsallar adada bulunmuyor. Ada merkezinden 6 km uzaklıktaki Pali plajının kumsalı idare edebilir nitelikte.
Nisiros Adası denince akla krater geliyor
Adanın en önemli özelliği ona yuvarlak şeklini veren aktif bir volkan. Hatta diyebiliriz ki adaya en çok turist çeken özelliklerin başında bu krater geliyor. Söz konusu krater adanın başta gelen atraksiyonu olunca haliyle Mandraki’den kratere düzenli otobüs seferleri yapılıyor. Tekneler yanaşır yanaşmaz hazır edilen otobüsler ziyaretçileri alıp oldukça virajlı bir yoldan, yaklaşık yarım saat süren bir yolculukla volkana ulaştırıyor. Volkana varıldığında manzara gerçekten çok etkileyici. Önümüzde yaklaşık 300 metre çapında ve 40-50 metre derinliğinde bir krater duruyor. Kraterin içine girildiğinde bu etkiye bir de aktif volkandan çıkan kükürt gazı ekleniyor. Gaz bazı yerlerde öylesine güçlü ki soluk almak neredeyse olanaksız. Kraterin şu andaki şekli yaklaşık 24 bin yıl önce oluşmuş. Son büyük patlama 1422’de olmuş, en son büyük duman püskürtmesi de 1880’lerin başında meydana gelmiş. Volkanın yakınlarındaki Nikia kasabasında ayrıca bir Volkanoloji Müzesi bulunuyor. Küçük ama ilginç olan bu müzede Nisiros ve Santorini ile birlikte Kapadokya’nın Hasan Dağı da aktif volkanlar arasında gösteriliyor.
Nisiros tantanası gürültüsü olmayan sakin bir Yunan adası. Adaya direkt ulaşımın olmayışı Nisiros’un tam kafa dinlenecek bir ada olmasını sağlamış. Adanın en büyük kenti Mandraki’de bir elin beş parmağını geçmeyecek sayıda konaklama tesisi mevcut. Yunanistan’ın genelinde olduğu gibi otel veya pansiyon kalitesinde bizdeki kadar uç sürprizler yaşanmıyor. Bu ufacık adada dahi tesisler en azından fiyat olarak kendilerinden bekleneni veriyor. Nisiros aslında tek başına tatil geçirmek için yeterli. Öte yandan yakınında bulunan Kos adası ile birlikte de değerlendirebilirsiniz.
