TRİLYE
Fatih Camii’nin biraz ilerisinde ise bir Osmanlı hamamı bekler beni. Hamamın yapım tarihi kesin olarak bilinmez ama tahminler 16. yüzyılı işaret eder. Taş Mektep Güney Kıbrıs’ın eski cumhurbaşkanlarından Başpikopos Makarios’un da okuludur.
Mektebin hemen yanındaki yokuştan yukarı tırmanır, soluksuz kalmanın ödülünü alırım. Muhteşem bir manzara eşliğinde insanın ruhunu okşayan rüzgarın keyfini Çamlı Kahve’de vereceğim kısa bir molada sürdürürüm. Göz zevkimi bozan bir kaç yapıyı ise görmezden gelirim.
İlçenin en önemli gelir kaynaklarından biri de zeytinyağıdır. Büyük şehirde güçlükle ulaşacağım yüksek kalitede zeytinyağlarını ana caddedeki küçük dükkanlardan alırım. Trilye’de balık yenmesi gerektiği aklımın bir köşesinde vardır. Sahilde birbirinden şirin dört balık restoranı vardır; Şekerev, Liman, Savarona ve İskele. Rengarenk masa örtüleri ile dekore edilmiş bu restoranlar beni bekler. Her ne kadar deniz ürünü ve balık yemeyi düşleyerek geldiysem de ilk lokmada menüde başrolün zeytinyağına verildiğini anlarım.