Birleşmiş Milletler (BM), dünya üzerindeki insanların mutluluğu hatırlamaları ve kutlamaları için 2012 yılında 20 Mart'ı Dünya Mutluluk Günü olarak ilan etti. Başta Birleşmiş Milletler Genel Merkezi'nin bulunduğu ABD olmak üzere üye birçok ülkede eğitim, kültür ve sosyal faaliyetleriyle kutlanan gün içinde pek çok sivil toplum örgütü, dernek ve kuruluşlar Dünya Mutluluk Günü ile ilgili mesajlar yayınlıyor ve kutlamalar yapıyor.
Birleşmiş Milletler'in 2012 yılında aldığı kararla 20 Mart Uluslararası Mutluluk Günü olarak ilan edilen bugün aynı zamanda Dünya Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Günü ve Dünya Serçe Günü olarak da kutlanıyor.
İlkbahar ekinoksunun başlangıcı ve baharın gelişi ile çiçek açmış ağaçların arasındaki tüm serçeler bu güzel günde mutlulukla şakıyor ama peki biz mutlu muyuz?
Türkiye mutlu mu?
20 Mart Dünya Mutluluk Günü ancak biz ülke olarak mutsuzlaşıyoruz. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) Yaşam Memnuniyeti Araştırması'na göre mutlu olduğunu söyleyenlerin oranı 2016 yılında yüzde 61,3 iken 2017 yılında bu oran yüzde 58'e düşmüş durumda.
Mutlu olmanın sadece dış faktörlere bağlı olmadığını söyleyen Psikolog Selin Pekşen'e göre mutsuzluğu azaltmak; bireyin sorun çözme becerilerine, sorunlara karşı mücadeleci tavrına ve pozitif bakış açısını her daim korumasına bağlı.
Gerçekten mutlu muyuz ya da mutluluk salt bizimle ilgili bir his mi?
Yalnızca bireysel sorunlar değil yaşanan toplumsal sorunların da kişilerin hayatına yön verdiğine dikkat çeken Psikolog Selin Pekşen, sanılanın aksine mutlu olmanın yalnızca dış etkenlere bağlı olmadığını, mutsuzluğu azaltmak için sorunlara karşı mücadeleci bir yaklaşım içinde olmanın ve pozitif bakış açısının çok önemli olduğunu vurguluyor.
Pozitif duyguların harekete geçmesine izin verin!
Mutluluğu; insanların hissetmek için çabaladığı, pek çok davranışın ardında yatan temel duygulardan biri olarak tanımlayan Psikolog Pekşen'e göre aile ilişkileri, çalışma koşulları, maddi sorunlar, sağlık sorunları gibi pek çok durumun insanlar üzerinde stres oluşturuyor. Bu stres de olumlu duyguların hissedilmesinin önüne geçiyor. Uzman Psikolog Selin Pekşen'e göre, iş yaşamında problemler yaşayan bir kişi tüm yaşantısının çekilmez bir hal aldığını düşündükçe daha da mutsuz oluyor ve kendisini iyi hissettirecek davranışları yapmayı erteliyor. Bu erteleme ise olumlu duyguların harekete geçmesini engelliyor.
İnsan hayatının doğumdan ölüme kadar geçen sürede çeşitli stres faktörleri ile donatıldığını ifade eden Uzm. Psk. Selin Pekşen, mutsuzluğu azaltmak için bizlere çeşitli önerlerde bulunuyor:
"Dinamik şekilde ilerleyen hayat döngüsünde mutsuzluğu azaltmak bireyin sorun çözme becerileri ve düşünce-duygu-davranış örüntüsüyle ilişkilendirilebilir. Karşılaşılan sorunlara mücadeleci bir tavır takınmak ve soruna yaklaşımınızın pozitif ya da negatif yönlü oluşunun atacağınız adımları belirleyeceğini unutmamak gerekir. İnsanın yaşamında mutlu olabilmesi gereksinim ve isteklerinin karşılanması, doyuma ulaşmasıyla da ilişkilidir. Dolayısıyla zorlu süreçlerden geçiyor olsak dahi yaşantımız için bizi iyi hissettirecek aktiviteler planlamak, bu sürecin atlatılmasında etkin rol oynayacaktır."
Mutsuzluk mu depresyon mu?
Günümüzün en önemli sorunlarından biri de depresyon. Psikolog Selin Pekşen’e göre, kısa süreli mutsuzluklar üstesinden gelinemedikçe depresif ruh haline, bu halin devamında ise depresyona dönüşebiliyor. Bu sebeple pozitif olmak mutlulukla ilişkili olmakla beraber ruh sağlığımızı korumak için de çok önemli. Kendini bir türlü mutlu hissedemeyen kişilerin ise bir ruh sağlığı profesyoneline başvurmaları tavsiye ediliyor.