Beren Saat’le birlikteyiz. Evyap ‘canlılık’ konseptiyle piyasaya süreceği Duru Duj Jeli markası için bir araştırma yaptırıp “Duru markası bir ünlü olsa kim olurdu?” diye sormuş. “Güzel, doğal ve canlı” sıfatlarıyla tanımlanan Beren Saat bu araştırmada birinci olmuş. Beren Saat ile Duru’nun marka yüzü olması nedeniyle yapılan basın toplantısında bir araya geldik. Neden Duru’yu seçtiğini, Gezi olaylarına bakışını, kadın olmayı, beslenmede nelere dikkat ettiğini, güzellik tüyolarını sorduk. Hepsini samimiyetle cevapladı.
Neden Duru’yu seçti?
"Oyuncu olarak birlikte çalışacağım markayı seçerken ince eleyip sık dokuyorum. Yapılan araştırmada adımın ilk sırada çıkması beni çok mutlu etti. Duru Parfüm Duş Jeli ürünlerini deneyince kararımı hemen verdim. Birlikte çalışarak insanların hayatına ‘canlılık’ katabileceğimize inanıyorum. Kendi ismimin yanına Duru’yu koyduğumda bile hoşuma giden bir marka. Duru yeni ürünü Duj Jeli ile hem Türkiye’de hem de Ortadoğu’da duş alma alışkanlığını artırmayı hedefliyor. Böyle bir amacın olması da beni etkiledi. Özellikle kadınların hayatında güzel bir şeyler yapabilmek çok hoşuma gitti".
Gezi olayları hakkında
"Ben sosyal medyaya çok mesafeli duran biriyim. Hayatımda ilk twit’i Gezi olayları sırasında attım. Artık halk karar alma sürecine dahil olmak istiyor ve tepki gösteriyor. Belki onlar da ‘canlanıyor’. Bu yüzden Gezi Parkı eylemlerini destekliyorum. Ve artık bir şeyler söylememiz, yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Oyuncular Sendikası Başkanı da olan ve biz oyuncuların hakkını arayan arkadaşımız Memet Ali Alabora'nın fişlenmesini kınıyorum. Yakından bilmeyen insanlara Memet Ali Alabora’nın bu ülkeyi seven, aydın bir insan olduğunu, Çarşı grubunun terörist olmayan bir grup olduğunu iletmek belki Türkiye’nin geri kalan kısımlarına bunu anlatmak gerekir.
Polis şiddeti olmasaydı zaten hiçbir şey bu kadar ilerlemeyecekti. Şiddetin karşısına mizahla çıkmanın çok önemli ve büyük bir adım olduğunu düşünüyorum. Bunu saygıyla karşıladım ve çok takdir ettim".
Tükenmişlik sendromu ve Meryem Uzerli’ye dair
"Doğrusu onu çok iyi anlıyorum. Her zaman 'önce insan' denmesi gerektiğini düşünüyorum.
Ben de oyunculuğa ilk başladığım yıllarda otelde kalıyordum. Set bitince herkes evine, sevdiklerinin yanına giderken, siz bir otel odasına dönüyorsunuz. Elinizde bir sonraki günün senaryosunu çalışarak duvara bakıyorsunuz. Yanınızda sevincinizi, mutluluğunuzu, sıkıntınızı paylaşacak kimse olmuyor. Gerçekten çok zor günlerdi. Bu yüzden Meryem Uzerli’yi çok iyi anlıyorum. Zor anlarda ben çalışarak kendimi tedavi ettim, o ise ailesinin yanına dönmeyi tercih etti. Çok iyi bir oyuncu, umarım mesleğine küsmez".
Stresle nasıl baş ediyor?
"Oyuncular olarak çok yoğunuz. Ama bu benim hayatımın olağan ritmi. Çalışırken genelde çok sakinim. Oyuncu olmayı ben seçtim. Seçtiğim hayatı yaşadığım için de çok mutluyum. Buna rağmen stresli anlar tabii ki oluyor. O zaman durup derin bir nefes alıyorum. Sanırım en önemlisi bu".
Yazı güzel geçirmek için bir tavsiye
"Beni en çok mutlu eden şey kendimi keşfetmek oldu. Büyümeyi, insan olmayı, kadın olmayı keşfetmek büyüleyiciydi. Güzel bir yaz geçirmek hatta tüm hayatı güzel geçirmek için Pudra.com okurlarına tavsiyem ‘durup kendilerine bakmaları ve istemedikleri şeylerden arınmaları’ olur. Sanırım verebileceğim en en güzel tavsiye bu. Bir de her anlamda temizlenmek insanı ferahlatıyor. Fazlalıklardan kurtulmak daha güzel bir hayatı beraberinde getiriyor".
Güzellik sırları
"Beslenmeme dikkat ediyorum. Düzenli egzersiz yapıyorum. Bol bol kahkaha atıyorum. Sevdiğim bir işi yapıyorum ve sevdiğim bir insanla beraberim. Sadeliği seviyorum ve bunun güzel bir şey olduğunu düşünüyorum. Kendimi değiştirmeye çalışmıyorum. Aşk ve mutluluk bence zaten insanı güzelleştiriyor".
Beslenmede nelere dikkat ediyor?
"Hayatımın büyük bir bölümü sette geçiyor. Bu yüzden genellikle set yemeklerini yemek zorundayım. Sette bile olsam makarna, pilav, patates gibi karbonhidratları yemiyorum. Bunun dışında her şeyi yiyorum ama az az tüketmeye çalışıyorum. 14 yaşımdan bu yana şeker kullanmıyorum".
