İçeceğiniz suyun kalitesine özen gösterin
Su; hidrojen ve oksijen atomlarından oluşur. Bunun yanında suyun içerisinde birtakım mineraller de vardır. Suda kalsiyum, magnezyum ve sodyum klorür bulunur. Bunlar normal bir su içeriğinde bulunması gereken maddelerdir. Ancak bir de nitrit, kurşun, civa, gibi suyun içerisinde bulunmaması gereken maddeler vardır. Biyolojik bakteriler ve mikropların karışması suyun kirlendiği anlamına gelir. Terkos ve şebeke suları kontrollüdür; ancak içme suyu kalitesi farklıdır. Şebeke sularında yapılan analizlerde toksik maddeler arındırılır. Biyolojik arıtma ise suya konulan klor ile sağlanır. Sebze-meyve yıkama ve yemeklere katılan sulara bu açıdan dikkat edilmelidir. Biyolojik bakteriler ve mikropların suya karışması ile kolera gibi salgınlar olabilir. Sebze ve meyveleri yıkadığınız sulara biraz sirke koyarak yarım saat bekleterek bakterileri yok edebilirsiniz.
Vücutta su azaldığı zaman sağlığınız için alarm zamanıdır
İnsan vücudunun yüzde 70 -75’i sudur. Bu orana kan, hücre içi ve dışı tüm sular dahildir. Buna “total vücut suyu” denir. Total vücut suyu eksildiğinde vücut otomatik olarak eksikliğine dair belirti vererek su tüketilmesi ihtiyacını belirtir. Vücut suyu azaldığı zaman ve kayıp telafi edilememişse “dehidratasyon” yani “sıvı kaybı” meydana gelir. İshal, idrar, terleme gibi aşırı sıvı kayıplarında ve bu sıvı kaybından doğan ihtiyacın karşılanamadığı durumlarda meydana gelir. Su kaybı olduğu zaman beyinde bulunan susama merkezine uyarı gönderilir.
Su içememe gibi bir hastalık yoktur
Midesi bozuk olan, kusan, yemek borusunda ya da sindirim sisteminde hastalığı olanlar su içmek istemeyebilir ancak tıpta suyu içememe gibi bir hastalık tarif edilmez. Genellikle şeker hastalarında aşırı su içme isteği görülür. Çok idrar çıkarıldığından su tüketme ihtiyacı artar.
Su bağımlılık yaratmaz
Çok su içmenin bağımlılık yaratma gibi durumu yoktur. Çay, kahve, çorba gibi sıvılarla susuzluk giderilebilir. Sakız çiğneme ile salgılanan tükrük geçici olarak susamanızı geçirir. Yani sadece su ile sıvı alımı olmaz. Önemli olan sıvının organizmaya girmesidir. Ama insanlar susuzluğunu gidermek için su içerler. Aslında insanlar psikolojik olarak su isterler. Soda, mineralli bir sudur; hazmı ve sindirimi kolaylaştırır ama nitrit oranı önemlidir.
Sadece su içerek zayıflanmaz
Su tüketmek geçici tokluk yaratabilir, ama fazla tüketmek de zararlıdır. Yemekten önce su içmek kişide geçici şişkinlik yapar. İdrar atımı ile bu durum geçer. Protein ya da yağlı gıdalar 2 ile 4 saat midede kalır. Su için böyle bir şey söz konusu değildir. Kişi açlığını su ile geçiriyor ve daha sonra da yemek yemiyorsa metabolizması ona uygun olduğundan zayıflıyor olabilir. Su içerek, idrarla yağ da atılamaz. “Su, yağları eritir” inanışı doğru değildir.
Aşırı sıcak ve soğuk su içilmemeli
Kalp hastaları soğuk su içtikleri zaman, bu durum yemek borusunun soğumasına ve damarlarda büzüşmeye neden olabilir. Çok sıcak ya da çok soğuk içme faydalı değildir. Farenjit gibi hastalıkların varlığında da içilecek su ne sıcak ne soğuk, oda sıcaklığında olmalıdır.
Suyu plastik kapta saklamayın
İçilecek olan suyun kalitesine önem verilmelidir. Plastik şişede alınan sular, toprak ya da cam kaplarda saklanmalıdır. Eğer saklanılan su yosunlaşma gibi yeşil renge dönmüş ise içerisinde organik madde var demektir. Bu suların tüketilmemesi gerekir.