Kampanya için seçilen farklı yaşlardaki bir grup erkeğe boş bir depoda, büyük bir ekranda tanımadıkları profesyonel modellerin fotoğrafları gösterildi. Bu fotoğraflara bakarken erkeklerin parmaklarına takılan nabız ölçer ile kalp atışları gözlemlendi. Ayrıca ekranda gördükleri kadını tanımlamaları istendi. Fotoğrafları gösterilen ancak hiç tanımadıkları kadınlar hakkında yorum yapan erkeklerin çekingen davrandıkları, güzel, tatlı gibi daha basit kelimeler tercih ettikleri ve kalp ritmlerinde aşırı bir hızlanma olmadığı gözlemlendi.
Modellerin hemen ardından ise erkeklere hayatlarında önemli yer edinmiş kadınlar gösterildi. Kızlarını, büyükannelerini, kardeşlerini, annelerini ya da eşlerini ekranda gören erkeklerin tepkileri ise çok daha duygusal oldu. Kalp atışları hızlandı ve onları tanımlarken çok daha özenli ve hassas oldukları fark edildi.
"Gerçek güzellik kalbe dokunur" sloganıyla ortaya çıkan reklam, duyguların ancak deneyimlerle ortaya çıktığını gösterdi. Çoğu zaman dış görünüşe önem verdiği düşünülen erkeklerin kalp atışlarında, mükemmel güzelliğe sahip modelleri gördüklerinde bir hızlanma oldu. Ancak sevdikleri kadınları gördüklerinde oldukça duygusal anlar yaşadılar. Kadınlara kendilerini kusurlarıyla sevmeleri gerektiğini ve bu şekilde de sevilebileceklerini göstermeyi amaçlayan kampanya, duyguların dış görünüşle alakalı olmadığını da kanıtladı.