Makaronun yaratıcısı ünlü Fransız pastanesi Laduree’nin Türkiye’deki üç ortağından biri 25 yaşındaki Beyza Bozanoğlu. Soyadı size tanıdık gelebilir. Çünkü o, Urfalı kebap ve tatlı ustası Hacı Bozan Oğulları’nın sahiplerinden Ali Bozanoğlu’nun kızı. Eğitimini Fransa’da tamamlayan ve makaronu Türkiye’ye getiren motor tutkunu Beyza ve babası ile buluştuk, onların Urfa’dan Fransa’ya uzanan hikayelerini konuştuk.
ALİ BOZANOĞLU: Urfalıyız. Beyza tek çocuğumuz. 1958’de İstanbul’a geldik. Ben ilkokul mezunuyum. Küçük yaşlardan itibaren babamın yanında dedemizin mesleği fırıncılık ve kebapçılık üzerine çalışmaya başladım. Şimdi ben ve erkek kardeşim Murat üçüncü kuşak olarak aynı işi devam ettiriyoruz. Kızım da şimdi gıda işine devam ediyor.
BEYZA BOZANOĞLU: Kebap ve baklavayla büyüdüm. İlkokul beşinci sınıfta çiğ köfte yapmaya başladım. Fransız Lisesi’ni bitirdikten sonra içimden yemek üzerine bir şeyler yapmak geliyordu. Fransa’ya gidip Cordon Bleu’de yemek üzerine eğitim aldım. Arkadaşlarım benimle, “Frambuazlı incik kebabı mı yapacaksın?” diye dalga geçerdi.
Peki kebapların ve Türk tatlılarının içinde büyürken makaron merakı nasıl geldi?
Beyza B.: Ortaklarım Philippe ve Berna MacGarry, bana Laduree markasını İstanbul’a getirmek istediklerini söylediler. Çocukluğumdan beri sevdiğim bir markaydı. Yıllardır Paris’e her gittiğimizde kapısının önünde kuyruğa girerdik. Philippe sayesinde marka Türkiye’ye geldi.
Laduree’nin merkezi babanızın kebap işi yaptığını biliyor mu?
Beyza B.: Biliyorlar ama eğer ben Hacı Bozan Oğulları’nda çalışsaydım markanın burada açılmasını istemezlerdi. Bağımsız olmam ve Fransız ortağımın olması etkili oldu.
Ali B.: Ayrıca markanın patronlarına Türkiye ziyaretlerinde bütün kebaplarımızdan yedirdik. Paris ofislerine de her gittiğimde de baklava ve Antepfıstığı götürüyorum, bayılıyorlar.
Türk tatlılarıyla macaronu karşılaştırırsak?
Ali B.: Baklava ayrı bir tat. Yemek sonrası yenen bir tatlı. Diğeri günün her saati yenebilir. Kendi dalında güzel.
Peki makaron gelecekte Türk tatlıları için tehlike oluşturur mu?
Beyza B.: Hayır. Makaron daha pahalı bir ürün. Hedef kitleleri ayrı.
Bir yere misafirliğe giderken elinize baklava yerine artık makaron mu alıyorsunuz?
Ali B.: Yemek davetine gidiyorsam mutlaka baklava götürürüm. Çay saatiyse makaron. Eğer babamla birlikte bir yere gidiyorsak birimizin elinde baklava diğerinin elince makaron oluyor.
Kızınıza bu yatırım için maddi yardım sağladınız, ya başarısız olsaydı?
Ali B.: Şu an Beyza bana çok borçlu (Gülüyor). Ama para kazandığı zaman bana bir tekne hediye alacak.
Birlikte Gece Eğlenmeye Çıkarız
Baba kız ilişkiniz nasıl?
Ali B.: Çok iyi anlaşıyoruz. Kızım en iyi arkadaşım. Her şeyi paylaşırız. En özelimizi konuşuruz. Gizli saklımız yok.
Doğu kültürü dendiğinde daha sert bir baba bekliyorsunuz...
Beyza B.: Babamın sert bir havası var ama bana karşı hiç öyle değil. Birlikte yeni restoranlara gider yorumlar yaparız. Bodrum’da gece de çıkarız. Annem de gelir. İstanbul’da da genelde Lucca’ya gidiyoruz. Ortak müzik zevkimiz İbrahim Tatlıses. Yoksa ben elektronik dinlerim, babam Türk müziği sever. Annem pop.
Yemek dışında başka ortak tutkularınız var mı?
Beyza B.: Motosikleti çok seviyorum. Babam almamak için direniyor, korkuyor. Ama arkadaşımın motoruna biniyorum. Ayrıca 12 dövmem var. Boynumda, omuzlarım ve ayaklarımda. Örneğin boynumdaki anne-babamın baş harfleri. Anneme de baş harflerimizi dövme yaptırdık. Babam kendisine yaptırmayı düşünmüyor ama benimkiler onu rahatsız etmiyor.
Ali B.: Benimde araba ve saat tutkum var.
Kafe de Açacaklar
Laduree makaronlar bütün dünyada olduğu gibi Monaco’dan orijinal olarak geliyor. Sallanıp darbe gördüğü zaman ezildikleri için tek tek özel kaplarıyla Fransa’dan taşınıyor. Özel ortamlarda muhafaza ediliyor. Marka yakında İstinye Park ve Bebek şubelerinin yanı sıra oturma düzeni olan kafe şeklinde dükkanlar açmayı da planlıyor.
Hakan Gence/ Hürriyet