Böylece, yoğun şubelerinde, sabahtan akşama kadar laptop’uyla masa işgal eden müşterilerinden kurtularak, kısa süreli kahve zevki yaşamak isteyenlere yer açılacağı hedefleniyor.
Starbucks, geçen yıl tüm müşterilerine ücretsiz kablolu internet hizmeti sağlamaya başladıktan sonra ‘laptop aylakları’nın favori mekanlarından birine dönüşmüştü.
Peki Starbucks müşterilerine karşı tavrında haklı mı?
"Hayır" diyor ZDNet’ten Zack Whittaker: Starbucks’ların artık iş olarak da ana fonksiyonlarından biri, tuhaf, yapışkan sandalyelerine rağmen, kahve içerken wireless internet keyfi sunmasıyla, okul kütüphanelerine alternatif oluşturması.
Müşterilerin hiçbir alışveriş yapamadan saatlerce masa işgal etmesi ne kadar yanlışsa, müşterilerin elektiriğini kesmek de kafe zinciri açısından yanlış bir yola girdiğinin göstergesi.
"Evet, bu karar kesinlikle adil" diye yazan The Stir yazarı Kim Conte: Bu kararı almakta niye bu kadar geciktiler ki? Her ne kadar ben de sürekli laptopuyla Starbucks’ları dolaşan biri olsam da, karar çok mantıklı.
Laptop aylakları, her kafenin büyük bölümünü gün boyunca işgal ediyor ve kafenin diğer müşterilerine çok az yer kalıyor. Eğer müşterilere terbiyeyi elektriğin kesilmesi öğretecekse, bırakın öyle olsun.
"Kahve müşterisi bunu istiyor" diyor Starbucks sözcüsü Alan Hilowitz: Kahvelerini ve pastalarını satın alıyorlar ancak oturacak hiçbir yer yok. Bu yeni politika özellikle yoğun şubelerimizin işlerini artıracaktır. Müşterilerimizin çoğunu sevindirecektir. Kafemizi, ev ofis sanan çok az düşüncesiz müşterimizin canını sıkacaktır.
Acaba aynı politika Türkiye'de de uygulanacak mı? Starbucks Türkiye'nin yakın zamanda bir açıklama yapmasını bekliyoruz.