AHMET HAKAN
Günün öne çıkan yazarı Ahmet Hakan. Kimse anlatamıyor bari ben anlatayım başlıklı yazısında Ahmet Hakan, Başbakan Tayyip Erdoğan'a hitaben şöyle diyor: "Bu hareket... Öyle zannedildiği gibi acayip karmaşık, çözülmesi çok zor, karanlık odaklı, hileli, desiseli, kökü dışarıda, CHP'li, İP'li, empati yoksunu bir hareket de değil. Çok basit bir hareket bu... Çok yalın, çok anlaşılır, çok net, çok şeffaf, çok çocuksu, çok naif, çok hesapsız, çok gelişigüzel bir hareket." Yazının tamamını okumak için tıklayın.
AYŞE ARMAN
Ayşe Arman, bugün Hürriyet gazetesindeki köşesinde yine Gezi Parkı eylemini konu ediniyor. Budur! Kimse yaşam tarzına müdahale istemiyor! başlıklı yazısında "Her şeye isyan bu... Kadınlara yönelik politikalardan ciddi şikayetlerim vardı. Artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını biliyorum. Her şeye isyan bu... Yanlış kadın politikalarına, kürtaj yasaklarına, yüzde 50'nin edepsiz ve ahlaksızlıkla suçlanmasına, içki sınırlamasına, alkol içenlerin alkolik olarak damgalanmasına, 1 Mayıs kutlamalarının yasaklanmasına, cumhuriyet değerlerini silebilme gayretlerine, Atatürk'e yapılan saygısızlığa, Emek Sineması'nın yıkılmasına, hoyratlığa, kabadayılığa, daha bir sürü şeye..." diyor.
İHSAN DAĞI
Bugünün en dikkat çeken köşe yazılarından biri, Zaman Gazetesi yazarı İhsan Dağı'nın Erdoğan'ı seviyorsanız ona gerçekleri söyleyin adlı yazısı. "Tabii ki mesele sadece Gezi Parkı meselesi değil. Park meselesinin tetiklediği, fakat özünde gittikçe otoriterleşen ve toplumsal mühendislik projeleriyle herkesi kendine benzetmeye girişen bir iktidara yönelik tepki var" diyen Dağı, Başbakan Erdoğan'ın tutumunu şu sözlerle eleştiriyor: "Toplum partiye benzemez, partide oluşan havayı siz tüm topluma yaymaya, partililerden gördüğünüz itaati tüm toplumdan beklemeye başlarsanız yanılırsınız. Olmaz... Toplum öyle yukarıdan aşağıya ‘disiplinize' edilecek bir şey değildir. Dün de değildi; zaten AK Parti'nin varlık nedeni de toplumu disiplin altında, tek bir görüşün egemenliği, birkaç kurumun vesayeti altında tutma girişimine gösterilen tepkiydi. Şimdi tüm toplumu, medyayı, iş çevrelerini parti disiplini altına almaya çalışmak doğru mu? Bırakın doğru olmayı, bu mümkün mü?" Yazının tamamını okumak için tıklayın.
KORAY ÇALIŞKAN
Radikal Gazetesi'ndeki köşesinde Gezi isyanının beş gizli nedeni adlı yazısında "Aslında insanların anlatmaya çalıştığı şey 'Yüzde 50 oy her şeyi yapabileceğine dair vekâletnamen demek değildir' oldu" diyen Koray Çalışkan, bundan sonra eylemcilerin yapacağı hareketin çok önemli olduğuna işaret ederek şöyle sesleniyor: "Kurtarılmış bölgeler yaratmak, ucu görünmeyen maceralara kalkışmak için polise her görüldüğü yerde saldırmak demokrasiyi yapan değil, yıkan bir adım. Bu noktada yapılması gereken tek şey, Taksim’e odaklanarak eylemlerin ‘ağacını ve demokrasisini’ koruyan bir halk isyanı olduğunu tüm dünyaya kanıtlamak." Yazının tamamını okumak için tıklayın.
CAN DÜNDAR
"'Gezi Direnişi', son 10 yılın en güzel sürprizidir. Kendiliğinden doğan ve ezber bozan bir halk inisiyatifidir" diyen Can Dündar, Milliyet'teki Kim ne öğrendi? yazısında verilen mesajı kaleme aldı. Dündar'ın, "Erdoğan, başını ellerinin arasına alıp “Ben, bunca öfkeyi nasıl büyüttüm“ diye düşüneceğine “Bizimkileri zor zaptediyorum“ değneğiyle yangına körükle gidiyor" dediği yazısının tamamını okumak için tıklayın.