Neyse, Ömerli’deki Pet World köpek çiftliğinden içeri girer girmez tabii ki ilk sorum “Max nerede?” oldu. Ali beyin elini sıkmayı unutup Max’in olduğu kafese koştum. Yerlerde yuvarlanmaya başladık.
Böyle bir tatlılık yok! O boncuk gibi gözleri, sallamaktan hiç usanmadığı püsküllü kuyruğu, yumuşacık tüyleri... Kaç dakika sonra kendime gelip “Merhaba Ali bey” dedim inanın bilmiyorum.
Gelelim Max’in sahne partneri, en yakın arkadaşı, sahibi ve dostu Ali Yeşilırmak’a. İtiraf edeyim “Bu köpek bu numaraları nasıl yapıyor? Kesin canını yakıyorlardır?” diyenler benim de aklımı çelmişti. Tamam, Max birinci oldu, sevindik ama bu şovlara hazırlanırken ya hayvanın canı yanmışsa diye endişe ediyordum. Tüm bunları eğitmenine sormaya kararlıydım, sordum da. Cevapları aşağıda okuyacaksınız ancak şunu çok rahat bir şekilde söyleyebilirim ki Yeşilırmak’ın Max ile oyun oynayışını, kucaklayıp öpüşünü, ondan bahsederken yüzünün aldığı ifadeyi gördükten bu şüphelerden eser kalmıyor. Aralarındaki bağı hissetmek için onlarla beş dakika geçirmeniz yeterli. Yeşilırmak da bu durumun farkında, “Bize bu yarışmayı aramızdaki aşk kazandırdı” diyor.
Köpek eğitmeni olmaya nasıl ve ne zaman karar verdiniz? Hayvanlarla aranız hep iyiydi herhalde...
32 yaşındayım. 17 senedir bu işi yapıyorum. Mesleği dayımdan öğrendim. Benim anne tarafım uzun süre Almanya’da yaşamış. Dayım da köpeklere orada merak sarmış. Lisede boş zamanlarımda futbol oynuyor, harçlık için de dayımın eğittiği köpekleri gezdiriyordum. Ankara’da yaşıyorduk, sene 1995-1996 falan. O dönemde Türkiye’de köpek eğitmenliği bilinmiyor, yapan insan az. Zamanla dayımla ben popüler olduk. Başka şehirlerden insanlar köpeklerini bize emanet etmeye başladı. Derken askere gittim ve geldiğimde buradan teklif aldım. İstemeye istemeye geldim.
Neden istemeye istemeye?
İstanbul büyük ve çok karışık bir şehir. “Bana göre değil” diyordum. Zaten ilk iki sene hemen hemen her hafta Ankara’ya gidip ailemi gördüm. Burada hiç arkadaşım yoktu, çiftlikten çıkmıyordum. Tüm vaktimi biraz önce gördüğünüz Golden ile yani Sue ile geçiriyordum. Sue’yu sahibi buraya terk etmişti. Eğitim almıyordu, huysuzdu. Tüm bunları birlikte aştık. Aramızda çok farklı bir ilişki vardır. O benim ilk can yoldaşım, İstanbul’daki ilk dostum diyebilirim. Bu arada belirtmem lazım: Sue çok başarılı ve ünlü de bir köpek. Haluk Bilginer ile Şevval Sam’ın “Yine De Aşığım” dizisinde oynamıştı. Haluk (Bilginer) hâlâ arar, benden önce onu sorar. Birçok reklam da çekti. Son olarak da Özcan Deniz’in “Ya Sonra” filminde oynadı.
Max nasıl girdi hayatınıza?
Max’in anne ve babasını çiftlik sahibimiz İngiltere’den getirmişti. Max burada doğdu. Bir sahibi vardı aslında. Eğitimi tamamlanınca gelip alacaktı ama vazgeçti. Şimdi ona teşekkür ediyorum tabii ki. Max ile aramızda ilk andan itibaren farklı bir aşk var. Çok akıllı, çok hareketli, çok enerjik bir köpek.
Dün bu çiftliğin internet sitesinde “Max’in kardeşleri satışa çıktı” diye bir haber okudum. Kaç kardeşi var? Max’in kardeşine sahip olmanın bedeli ne?
Max’in onunla aynı batında doğan kardeşlerinden biri Alex De Souza’da, biri de Şahan Gökbakar’da. Hatta Max ile birlikte Alex’i ziyaret ettik. Bana “Bu harika bir köpek, bizimki evde yiyor, içiyor, yatıyor” dedi.
Farklı batında doğan dört-beş kardeşi var şu an burada, herhalde ilan onlarla ilgiliydi. Siyah-beyazlar, Max gibi kahverengi değiller ama genetik olarak aynı kodu taşıyorlar. Fiyat konusunda ise, bu yavruların satışından sorumlu değilim ama tahmini bir rakam isterseniz 2500 avro civarındadır. Çünkü bu köpekler özel. Hepsi secereli Border Collie, çok zeki bir cins.
Max’in kardeşleri de onun kadar zeki mi? İnsanların “Benim köpeğim de amuda kalksın” diye bu yavrulara hücum etmeleri ne kadar doğru?
Max çok özel bir köpek, kardeşleri illâ aynı olacak diye bir kaide yok. Bir diğer kardeşi Suşi daha asosyal, sessiz ve çekingen. Yani Max’in aldığı eğitimi herhangi bir köpeğe verseniz bu numaraları yapamaz. Bu, tamamen Max’e ait bir yetenek. Kaldı ki kimsenin “Benimki de amuda kalksın” diyerek köpek sahibi olmasını istemem, aklı başında birinin de böyle düşüneceğini sanmam.
“Yetenek Sizsiniz” yarışmasında birinci oldunuz. Bu, beklediğiniz bir sonuç muydu?
Benim birinci olmak, beşinci olmak gibi bir derdim olmadı hiç. Yarışmaya girmek aklımda yoktu ama insanlar ısrar etti: “Sue ile katılsana, Türkiye köpek görsün” dediler. Sue 12 yaşında, yaşlandı. Böyle bir çalışma sistemine girmesini istemedim o yüzden de yanıma Max’i aldım. İddialı değildim. Hatta ilk elemeye giderken ne yapacağımız bile belli değildi. Sergen (Yalçın) hayır dedi, Hülya Avşar kararsızdı. Top Acun’daydı ve o da “Bu köpeğin sana bakışlarında farklı bir şey var. Bence bir sonraki turda bambaşka numaralar yapacak” dedi.
Siz de bu söz üzerine hırslandınız herhalde...
Yarışmaya bizden sonra iki köpek daha katıldı. Yanlarında benden daha tecrübesiz iki eğitmen olmasına rağmen üç evet aldılar. Bu etkilemiş olabilir. Ayrıca Acun beyin sözünün doğruluğunu ispatlamak da istedim tabii. Çünkü haklıydı. Bizim birbirimize bakışlarımızda başka bir şey var. Şundan eminim ki biz bu yarışmayı kazandıysak o bakışlar ve aşkımız sayesinde. Türkiye aramızdaki sevgiyi hissetti.
Max’in birinci olması çok da eleştiriliyor. “Türkiye’nin en yeteneklisi köpekse vay halimize” deniyor. Ne düşünüyorsunuz?
Eleştirilere saygım var ama bazıları sınırları aşıyor. Bir örnek vereyim: İki gün önce radyoda bir
DJ “Max’in videolarının YouTube’dan kaldırılması gerek, ileriki nesiller 2012’de ülkenin en büyük yeteneğinin bir köpek olduğunu bilmesin” dedi. Bu ne demek? Biz milletimizi utandıracak ne yapmışız ki? Kaldı ki Max o sahnede tek başına mıydı? Ali Yeşilırmak adında bir TC vatandaşı vardı yanında. Bu onun da emeği, onun da yeteneği değil mi?
Max’e bu numaraları öğretmek için acı çektirdiğinize dair yazılar gördüm. Bence imkânsız...
Allah aşkına buna inanmak mümkün mü? Benim her şeyim köpeğim. Onun mutluluğu her şeyden önce gelir. “Yetenek Sizsiniz” sırasında herhangi bir etapta Max’in zorlandığını hissetsem bırakırdım yarışmayı. İnsan kendi istekleri için köpeğine acı çektirebilir mi? Max benim hayatımı paylaştığım dostum.
Ödülle Max’e ne alacaksınız?
Max parayı ne yapsın ki? Araba mı alacak? Zaten her şeyi var. Param olsun olmasın mamasını, oyuncaklarını, sevgisini eksik etmedim, etmem de. Parayla yapabileceğim en mantıklı şey de ikimize daha büyük bir ev almak. Yakında Max’in çocuğu olacak. Üç kişilik bir aile olarak daha büyük bahçeli bir evi tercih edebiliriz.