Aile içi şiddete maruz kalan kadın; fiziksel, psikolojik, cinsel veya ekonomik yönden zarar görür. Şiddete maruz kalan kadın, yaşadığı yoğun korku nedeniyle ne yapacağını bilemez, durumu polise veya adli makamlara intikal ettirdiği halde, olayı tekrar yaşamak suretiyle daha da incineceğini ya da netice alamayacağını düşünebilir. Oysa mevzuatımızda yapılan düzeltmeler ile kadının bu süreçten mümkün olan en alt seviyede zarar görmesi hedeflendi.
Aile içi şiddete maruz kalan kadın ne yapmalıdır?
Şiddet mağduru bir kadın bu durumu yaşadığında ilk etapta polise ulaşmalıdır. Mağdur kadının istemiyle veya başkalarının bildirimiyle kadına karşı şiddeti gören polis, öncelikle kadının yaşadığı şiddetin tıbbi açıdan tespiti için en yakın sağlık kuruluşuna sevkini yapar. Mağdur kadın, polis nezaretinde sağlık kuruluşuna ulaştırılır ve durumu hekim raporu ile tespit edilir.
Sağlık kontrolünden sonra mağdur kadın, müracaatı alınmak üzere tekrar polis merkezine götürülür, böylece soruşturma başlamış olur. Eğer mağdur kadının bir avukatı yoksa talebi üzerine baro tarafından kendisine bir avukat görevlendirilir.
Polis merkezindeki işlemler mümkün mertebe kadın personel tarafından ve insani bir yaklaşım içerisinde gerçekleştirilir.
Ayrıca polis merkezinde adli işlemlere ilaveten aile içi şiddet kayıt formu denilen bir form kaydı tutulur. Bu form, risk değerlendirmesi de içerir. Mağdurun sorulara vereceği cevaplar üzerinden yapılan risk değerlendirmesi neticesinde mağdur açısından yüksek risk görüldüğünde kendisinin isteği varsa kadın sığınma evine gönderilmesi sağlanır.
Bu esnada adli süreç de devam eder. Cumhuriyet savcısının talimatıyla şüphelinin ifadesi alınır. Deliller toplanır ve yapılan soruşturma neticesinde savcı, kamu davası açılmasına gerek olup olmadığına karar verir. Şüpheli hakkında Türk Ceza Kanunu’na göre kamu davası açılabilir ya da takipsizlik kararı verilebilir. Mağdurun takipsizlik kararına itiraz hakkı vardır, ayrıca kendisi de şahsi dava açabilir.
Şiddet uygulayan kocaya hangi cezalar verilir?
Aile içi şiddet bilgisi kendisine ulaşan cumhuriyet savcısı, şikayet olmaksızın soruşturmaya başlamak, ayrıca koruma kararı alınması amacıyla durumu aile mahkemesine iletmek zorundadır. Mağdur kadın, 4320 sayılı kanunda yer alan koruma tedbirlerinin alınması amacıyla doğrudan da aile mahkemesine başvurabilir.
Aile mahkemesi hakimi, evrak üzerinden inceleme yaparak şüphelinin 1 aydan 6 aya kadar evden uzaklaştırılmasına karar verebileceği gibi, mağdurla herhangi bir iletişim aracıyla iletişim kurmama, varsa silahını kolluk kuvvetlerine teslim etme, bir sağlık kuruluşunda tedavi olmak gibi değişik koruma tedbirlerine karar verebilir. Aile mahkemesi ayrıca, evden uzaklaştırılan kocanın aile geçimini sağlaması için nafakaya da tedbiren hükmedebilir.
Koruma kararına uymayan kocaya ne yapılır?
Aile mahkemesi tarafından verilen koruma kararına uyulup uyulmadığını polis resen kontrol etmek zorundadır. Koruma kararına uymayan eş hakkında cumhuriyet başsavcılığı resen kamu davası açar.
Şiddet mağduru kadınlara destek olan kurumlar SHÇEK’e bağlı olan kadın konuk evleri; fiziksel, cinsel, duygusal ve ekonomik istismara maruz kalan kadınlara hizmet verir. Kadın konuk evlerinde, aile içi şiddete maruz kalan kadınlar ile yanlarında getirdikleri çocuklarının sağlık, psiko-sosyal ve hukuki yardım, beslenme, giyim, eğitim, öğrenim, harçlık, ulaşım vb. ihtiyaçları karşılanır.
ALO 183 ne işe yarar?
Mağdur bir kadın, konuk evinde 3 ay süreyle kalabilir. Bu sürenin kısıtlılığı, kadın konuk evlerinin var oluş amaçlarıyla bağdaşmaz ve işlevselliğini önemli ölçüde azaltır.
Ayrıca ALO 183 kadın, çocuk, özürlü sosyal hizmet danışma hattı şiddete maruz kalan veya kalma ihtimali bulunan kadınlara psikolojik, ekonomik ve hukuki destek verir ve gerekli duydukları hizmete ulaşmalarını sağlar.
Yine barolar nezdinde kadın kurulları, şiddet mağduru kadınlara hukuki destek verir.
Şu bir gerçektir ki; kadına karşı aile içi şiddetin önlenmesi öncelikle kadınların güçlendirilmesi ve toplumsal statülerinin yükseltilmesi, sonrasında ise aile içi şiddete neden olan olumsuz davranışların nedenlerinin oradan kaldırılmasıyla mümkündür. Bunun ise ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmeyle paralel olduğu inkar edilemez. Doğru eğitim politikaları, toplumun her kesiminde cinsiyet ayrımcılığının kaldırılması, kadının iş hayatında yeterli seviyede yer edinmesi, kadının toplumda hak ettiği değeri edinmesinde ve neticede kadına karşı şiddetin azalmasında basamak olacaktır.