Gelenek ve göreneklerimizde kadın ve erkeğin kurduğu “aile kurumu”nun başlangıçta yaşanacak zorluklara bir nebze de olsa yardımcı olmak amacıyla başta aileler ve akrabalar ile arkadaşlar birtakım yardımlarda bulunurlar. Hukuk mantığı içerisinde bağışlama sayılan bu yardımların boşanma neticesinde kimde kalacağı birçok yargılamaya konu oldu. Bu yargılamalar neticesinde çok farklı içtihadler ortaya çıktı, ancak bir noktada mahkemeler ve Yargıtay ortak paydada buluştu.
Geline takılan takıların durumu
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 11.10.2010 tarih 2010 / 4414 – 10604 numaralı kararında, “Düğün sırasında kadına takılan ziynetler kendisine bağışlanmış sayılır ve onun kişisel malıdır” hükmünü getirerek ortak paydayı belirledi. Bu karardan da anlaşılacağı üzere düğün esnasında kadına takılan ziynet eşyaları kadının kişisel malı kabul edildi ve onun mülkiyetinde olduğu hususu hükme bağlandı. Bu takıların kim tarafından takıldığının bir önemi yok. Ancak bu takılar evlilik birliği içerisinde paraya dönüştürülebilir ve birtakım kişisel ihtiyaçlar için veya aile birliğinin ihtiyaçlarını karşılama amacıyla kullanılır. Boşanma davası neticesinde bu takılar varlığını hala koruyorsa aynı şekilde, aksi durumda para cinsinden değer olarak kadına ödenmesine karar verilir.
Takıların evlilik birliği içerisinde aile kurumunun ihtiyaçları için harcandığı koca tarafından ispat edilirse ziynet eşyalarının iadesi yükümlülüğü ortadan kalkar. Burada koca, evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı giderleri gibi değişik sebeplerle bu ziynet eşyalarını harcadığını ispat etmelidir. Ancak koca bu ziynet eşyalarını şahsi giderleri için harcamışsa veya aile kurumunun ihtiyaçları için harcadığını ispatlayamazsa takıların aynen veya para cinsinden iadesi ile sorumlu olur.
Pratikte karşılaşılan olayların önemli bir kısmında bu ziynet eşyalarının hangi tarafta kaldığı hususu konusunda çekişmeler mevcuttur. Yargıtay bu konuyu da netleştirdi ve ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen ve gidilecek her yere götürülebilecek eşyalardan olması nedeniyle normal koşullarda kadında olacağının kabul edilmesi yönünde birçok karar verdi. Bu defa ispat yükü kadına geçti ve kadın ziynet eşyalarının koca tarafından alındığını ispatla yükümlü kılındı. Bu husus ispatlandıktan sonra ispat yükü kocaya geçecek ve aile birliğinin ihtiyaçları için harcandığı konusunda delil istenecektir. Koca ziynet eşyalarının bu nedenle harcandığını ispatlayamazsa yukarıda belirttiğimiz gibi ziynet eşyalarını veya bedelini iade ile sorumlu tutulacaktır.
Damada takılan takıların durumu
Erkeğe takılan takıların durumu belirlenirken mahkeme çiftlerin örf, adet ve geleneklerini de dikkate almak zorundadır. Bazı yörelerde erkeğe takılan takılar da kadının sayılır. Ancak kanaatimizce erkeğe takılan ve kişisel kullanımı söz konusu olan takılar aynen kadınların ziynet eşyaları gibi hüküm ifade eder. Bu takılara örnek olarak saat, kolye ve künye gibi ziynet eşyaları verilebilir. Kişisel ziynet eşyası olarak kabul edilenler dışında kalan takı ve paraların belirlenmesinde örf ve adetler dikkate alınacak ve bu minvalde bir karara varılacaktır.
Evlilik birliği için takılan takıların belirlenmesi hususu da burada ciddi bir problem oluşturur. Takılar belirlenirken en önemli delil, düğün esnasında yapılan video kaydı ve çekilen fotoğraflardır. Bu dökümanlar en önemli delillerden biridir. Ayrıca tanıklarla da bu takıların miktarı - meblağı ispat edilebilir. Tanıkların aile yakınları, akrabalar veya arkadaşlar olmasında herhangi bir sakınca yoktur. Takıların varlığına şahit olmuş herhangi biri tanıklık yapabilir.