Ülkemizde iş yerinde maruz kalınan cinsel taciz olaylarının birçok kez özellikle ahlaki değerler nedeniyle üstünün örtüldüğü, korkma, çekinme, inkar veya başkalarının bu konuda ne düşüneceklerinin dikkate alınması gibi nedenlerle de açığa çıkmadığı görülüyor. Oysaki iş yerinde cinsel taciz olayının ceza hukuku, borçlar hukuku ve iş hukuku açısından önemli hukuki sonuçları vardır.
Tacize uğrayan hakkını nasıl arar?
İş yerinde cinsel tacize maruz kalan mağdur; iş sözleşmesini fesih edebilir, fail hakkında cezai şikayet yoluna gidebilir, ayrıca tazminat talebinde de bulunabilir.
Mevzuatımızda cinsel taciz kavramı, TCK’nin 105'inci maddesi ile İş Kanunu'nun 24 ve 25’inci maddelerinde düzenlenir.
TCK'nin 105'inci maddesinde cinsel taciz suçuna konu olabilecek fiil, “Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz” şeklinde belirtilmiştir. Cinsel taciz suçunda, suçun mağdurunun vücuduna temasın bulunmaması, suçun oluşumunda zorunlu bir unsurdur. Örneğin, mağdura cinsel ilişkide bulunma isteğinin bir not ile iletilmesi cinsel taciz olabileceği gibi, mağdura dönük, vücuduna temas etmeksizin el kol hareketi ile cinsel ilişkide bulunma anlamına gelebilecek hareketlerin yapılması da cinsel taciz suçunu oluşturabilecektir.
Ancak bir kimseye sevgili, arkadaş olmayı önerme ya da bir kimsenin adının, yaşının, medeni durumunun, sevgilisi olup olmadığının sorulması cinsel taciz suçunu oluşturmayacaktır.
Cinsel taciz ile cinsel saldırı arasındaki fark
Eğer mağdura yönelik cinsel içerikli bir fiziksel müdahale varsa ceza hukuku anlamında artık ortada cinsel taciz değil “cinsel saldırı” suçu vardır.
Cinsel taciz suçunun hiyerarşi-hizmet ilişkisinden kaynaklanan nüfuzun kötüye kullanılması suretiyle ya da aynı iş yerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlenmesi durumu, Ceza Kanunu'muzda suçun ağırlaştırıcı nedeni olarak düzenleniyor. Aynı fıkranın devamında, “Bu fiil nedeniyle mağdurun iş bırakmak zorunda kalmış olması” ayrıca ağırlaştırıcı bir neden olarak belirtiliyor.
Konu ile ilgili olarak İş Kanunu 24/II ve 25/II.’de “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri” başlığı altında düzenlemeler söz konusudur. Bu düzenlemeler ile iş yerinde cinsel taciz olayının, hem işçi hem de işveren için iş sözleşmesinin feshi açısından “haklı neden” oluşturduğu belirtiliyor.
İşçinin cinsel tacize uğraması nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle derhal feshedebilmesi konusunda İş Kanunu'nun 24/II. maddesinde iki düzenleme bulunuyor: İş Kanunu'nun 24/II.b maddesine göre, “işverenin işçiye cinsel tacizde bulunması” halinde ve İş Kanununun 24/II.d maddesine göre ise, “işçinin, diğer bir işçi veya üçüncü kişiler tarafından iş yerinde cinsel tacize uğraması ve bu durumu işverene bildirmesine rağmen gerekli önlemler alınmaması” halinde, işçinin, iş sözleşmesini haklı nedenle derhal feshetme hakkı bulunur.
Cinsel taciz ispatlanmak zorunda mıdır?
İşçinin sadece işveren tarafından değil, diğer bir işçi tarafından cinsel tacize maruz kalması durumunda da haklı nedenle derhal fesih hakkı gündeme gelir. Ancak bu hakkını kullanabilmesi için sadece cinsel tacize uğraması yeterli değildir. Cinsel tacizin iş yerinde meydana gelmesi ve durumun işverene bildirildiği halde gerekli önlemlerin alınmaması söz konusu olmalıdır.
İşveren, iş yerinde çalışan işçileri cinsel taciz olaylarına karşı korumakla yükümlüdür. Bu nedenle işçisinin, bir başka işçisine cinsel tacizi söz konusu ise, tacizci işçinin iş sözleşmesini haklı sebeple derhal feshetme olanağı bulunur. Bu haklı nedenle fesih hakkı, İş Kanunu'nun 25/II.c maddesinde işverene tanınmıştır.
İş yerinde cinsel taciz olaylarının ispatı sorunludur. Zira tanık tedariki güçtür. Yargı kararlarına baktığımızda ise, tanıkla bu durumun ispatının güçlüğü üzerinde durulmuştur. Yargıtay’ın son yıllarda verdiği bir kararında, kadın işçinin işverene hitaben cinsel taciz hakkında yazdığı mektubu, tanık beyanlarını da dikkate alarak, “bir kadın işçinin nedensiz yere kendisinin cinsel tacize uğradığı yönünde bu kadar ayrıntılı olarak açıklamada bulunması hayatın olağan akışına aykırıdır” diyerek, tacizci işçinin iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedilmesini haklı nedenle yapılan fesih olarak kabul etmiştir.
Son olarak iş yerinde cinsel taciz aynı zamanda kişilik haklarının ihlali niteliğindedir. Cinsel tacize maruz kalan işçi, kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia ederek cinsel tacizde bulunan kişiden yukarıda belirtilen yasal haklarına ilaveten tazminat da talep edebilir.