Çalışma ortamlarını sürekli iyileştirmeye çalışmak gibi manevi desteklerin yanı sıra maaş, araba gibi diğer maddi faydalar da çalışanları şirkete bağlı tutmanın yollarından biridir.
Peki siz şirketinize bağlı mısınız yoksa bağımlı mısınız?
Arada çok ciddi farkların olduğunu söylememiz gerek. Bir şirkette 15 sene çalışmış olmak şirkete bağlılığın göstergesi olabilir mi?
Cevap hem evet hem hayır.
Eğer bu 15 sene içerisinde şirkete, kariyerinize, yaptığınız işlere bir katma değer kattıysanız, elbette çalıştığınız yere bağlı olduğunuz söylenebilir.
Eğer bu 15 sene içerisinde şirkete ve kariyerinize kattığınız değer ilk birkaç yılla sınırlıysa, o zaman belki de şirkete artık bağımlısınızdır. Şirket değiştirmekten korkan, çalıştığınız şirketten başka çalışılabilecek bir şirket olmadığını düşünen ya da yeni bir yerde iş bulmanın zor olacağından çekinen bir yapıya büründüyseniz, çalıştığınız yere bağımlı hale geldiğiniz söylenebilir. Bu durumda ne kendinize ne de şirketinize fazla bir hayrınız olur. Sizin yaptığınız işi başka biri de kolaylıkla yapabilir. Yaptığınız işe kendi ruhunuzdan, stilinizden, yönteminizden bir şeyler katamıyorsanız, milyonlarca çalışandan biri olmaya devam edersiniz.
Çalıştığınız yere bağımlı hale gelmemeniz kariyerinizin sağlıklı gelişimi için gerekli. Bağımlı insanlar kendilerine ve yeteneklerine olan güveni kaybetmiş kişilerdir. Profesyonellik bağlılığı gerektirir ama bağımlılık kariyerinizin sonu demektir.
Bağımlı hale gelmemek için üretmekten vazgeçmememiz gerekir. Yaptığınızın en iyisini ve mümkünse daha fazlasını yaratabilmek için çaba göstermenizi gerektirir. Kişiliğinizi bir pozisyona ve şirkete endekslemenizin uzun dönemde sizi bağımlı kişilik haline getireceğini belirtir. Ruhunuzu özgür bırakabilmek, kendinize olan güveninizi sağlam tutabilmek, üretken olabilmekten geçer.
Bulunduğunuz ortam sizi olabileceğinizden daha fazla üretken yapamıyorsa, istediğiniz ortamı aramak sizin sorumluluğunuzda. İnanın, şirketler bağımlı çalışanlardan da hoşlanmaz, çünkü bilirler ki bağımlılar genelde sorun yaratırlar. Huzurlu ve mutlu bir iş ortamı için sürekli bir şeyler isterler ama şirketlerine sağladıkları fayda en minimum düzeydedir.
Harvard Business Review’da yayınlanan “Rethinking Company Loyalty” isimli makale, şirkete bağlılığı “her iki tarafın fayda sağladığı birliktelik” olarak tanımlıyor. Başarılı şirketlerin çalışanlarının kariyerlerinin gelişmesine ve belli alanlarda uzmanlık kazanmasına izin veren şirketler olduğunu söylüyor. Yani gelişim çift taraflı. Bu tür ortamları yaratmak, bulmak ya da tercih etmek sizin elinizde. Kariyerinizin gelişimindeki sorumluluk sadece sizindir.