Her yerde bangır bangır bağırıyor. Dünyanın sonu geliyor diye. Hatta bununla ilgili olarak şu anda vizyonda bir film oynuyor. Filmi daha görmediyseniz izlemenizi tavsiye ederim. Bu konu ile ilgili olarak daha önce hiçbir şey duymadıysanız, film size oldukça bilgi verecektir.
Bugün sizlerle bu konuyu konuşalım istiyorum, ne dersiniz?
Dünyanın sonu geliyor ifadesi sizde nasıl yansıyor?
Gerçekten de 21 Aralık 2012’de her şey bitiyor mu?
Bitmiyorsa zaten konuşulacak pek bir şey yok. Birileri yanılmış diyeceğiz ve her şey olduğu gibi devam edecek.
Peki ya eğer bir şeyler bitiyorsa, söylenenler gerçekse o zaman ne yapmamız lazım? Bu sona nasıl hazırlanmalıyız?
21 Aralık 2012'de ne olacak?
Aslında ilk farkındalık Maya takviminin incelenmesi ile başlamış. Takvim üzerinde işaretlenen önemli günler ve dikkat çekilen günlerde hep bir şeyler olmuş. Ve bu takvimin son günü de 21 Aralık 2012. Durum böyle olunca “Ne oluyor bundan sonra?” sorusu ortaya çıkıyor. Bu tarihe bir de dünyanın doğumu denen 26 bin yıllık sürecin son günleri de denk gelince büyük bir soru işareti ile ortada kaldık.
Bu aslında birçok kahin tarafından da daha önceden söylenmişti. M.Ö. 600 yılında Roma’da yaşayan Sibil Kahini, Delphi Kahini, Bellin Kertz Papazı, 15.yy’da yaşamış olan Richard Tapp, kutsal kitaplar, Nostdramus, Ad Dasen ve daha birçoğu… Onlar hep aynı noktaya dikkat çekmişler.
Bu sona bir şekilde hükümetler bile hazırlanmaya başlamış. Hükümetler kapalı kapılar arkasında önlemler alıyorlar, belli gruplar öncüler olup farkında olmayan bireyleri aydınlatmaya çalışıyor.
Peki biz ne yapmalıyız? Kendi evimizde, iç dünyamızda bu sürece nasıl hazırlanmalıyız?
Öncelikle son zamanlarda günlerin çok hızlı geçtiğini, yaşadığımız tecrübelerin arttığını fark ettiniz mi? Etrafımızda her şey çok hızlı olmakta, ne düşünürsek bir süre sonra tecrübe olarak yaşamaktayız. Yani bu sürece aslında bilinçli olarak hiçbir şey yapmadığımızı düşünsek de evren tarafından hazırlandırılmaktayız.
Şahsen ben dünyamda değişen enerjilerin etkisiyle kendi gücümün daha bir farkına vardığımı deneyimliyorum. Yani içimde hissettiğim korkuda da, sevgiye de kısa bir sürede bir beden, bir deneyim olarak karşılık buluyor.
Bu geçiş sürecini sağlıklı bir şekilde yapabilmek için de; Kendi içime ışık tutup, olanın farkında olmaya çalışıyorum. Olana direnmeden kabul edip, egolarımı kontrol etmeyi ve onları sevgiye yönlendirip ruhsal olgunlaşmamı geliştiriyorum.
Biliyorum ki, çözüm ve hayır her zaman anda mevcut. Bu sebeple kendime hayırlı olanı dileyip, niyet edip; bu sürecin keyfini çıkarıyorum.
Ve içimde tatlı bir merakla 21 Aralık 2012’yi bekliyorum.
Ne olacak sorusunun cevabı ise benim için; ne istersek, dilersek o olacak. Ve biliyorum ki; olan her zaman olduğu gibi hep büyük resimde bütünün hayrına olacak.
Sizler için bu konu ile ilgili birkaç video buldum, incelemenizi ve 2012 ile ilgili olarak kendi realitenizi yaratmanızı dilerim,
Sevgiyle yazdım,
Saba Deniz
Yaşam Koçu